Said Nursi üniversite aydınlığında konuşulur

Said Nursi üniversite aydınlığında konuşulur

Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ile Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, Münazarat Sempozyumu ile ilgili açıklama yaptı

Risale Haber-Haber Merkezi

Artuklu Üniversitesi Rektörü ve Sempozyum Onursal Başkanı Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ile AKAV Başkanı ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, Münazarat Sempozyumu ile ilgili açıklama yaptı.

6-8 Nisan tarihleri arasında Mardin Artuklu Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenecek Münazarat Sempozyumu ile ilgili yaptıkları ortak açıklamada, Said Nursi’nin yüzyıl önce ortaya koyduğu yaklaşımların tartışılması amacıyla bilimsel bir Sempozyum düzenledikleri belirtildi.

Açıklamada şu görüşler yer aldı:

"İkinci Meşrutiyet sonrası Osmanlı İmparatorluğu, bir taraftan Meşruti rejimi hayata geçirmeye çalışırken, diğer taraftan İmparatorluğun Müslüman topluluklarını da etki alanı içine almış bulunan etnik milliyetçiliğin çözücü etkilerine çözüm yolları arayışındaydı. Tanzimatın merkezileştirici politikaları karşısında zaten bir tepki birikmesi içinde olan İmparatorluğun Kürtlerle mukim bölgeleri, Kürt aşiret ağalarının “baba” olarak gördükleri Sultan Abdulhamid’in tahttan indirilmesi karşısında şaşkınlığa uğramış, Meşrutiyetin ilanından sonra İttihat ve Terakki’nin Türkçü-Batıcı eğilimlerinin yavaş yavaş kendisini ortaya koyması ve 31 Mart Hadisesi’nin sonuçları da, İmparatorluğun Kürt teb’asının, hem liderlik, hem de halk düzeyinde Meşrutiyete bakışını son derece olumsuz etkilemişti.

31 Mart’ta idamla yargılanırken beraat eden Said Nursi, Van’a dönmüş ve hemen bütün Doğu-Güneydoğu Anadolu’yu dolaşarak,  her düzeydeki Kürtlerle, meşrutiyet-İslâm ilişkisini, Kürt kimliğine ilişkin meseleleri, milliyetçi bağlanmanın Müslüman bilincinde nereye oturması gerektiğini, İslâm birliğinin vesilelerini, İslâm ve ilerleme arasında nasıl bir ilişki kurulabileceğini, Kürt medrese geleneğindeki soru-cevap (münazara) tarzına dayalı bir üslup içinde tartışmıştı. Bu tartışmaların kendisi tarafından kaleme alınmasıyla 1911 yılında Münazarat isimli eseri ortaya çıktı.

Bu eserdeki metod, problematik ve perspektiften hareketle, dinî-hanedanî bağlanmaya dayalı çok uluslu İmparatorluktan laik-cumhurî meşruiyet üzerinde temellendirilen Türkiye Cumhuriyetine geçerken, yeni ulusal kimliğin etno-seküler kurgusu ve etnisizmi asimilasyoncu eşitliğe ikiz kılan etnik yönetim stratejisi, bugün karşı karşıya bulunduğumuz Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı ulus devletin “bunalımını” doğurdu. Kürt ulusal kimliğinin kimlik, kültür ve adem-i merkeziyet sacayaklarına dayalı taleplerinin demokratik, barışçıl ve çoğulcu bir zeminde çözüme kavuşturulması, Türkiye siyasetinin en temel ve “yakıcı” problemi olarak karşımızda duruyor.

Bu noktadan hareketle, Said Nursi’nin kimlik-kültür ve siyaset sacayağında yüzyıl önce interaktif ve katılımcı bir zeminde ortaya koyduğu yaklaşımların, günümüze nasıl uyarlanabileceği, bugünkü karşılığının ne olduğu ve ortak “biz”in inşasında Münazarât’ın taşıdığı önemin tartışılması amacıyla, bilimsel bir Sempozyum düzenlemiş bulunmaktayız. Said Nursi gibi bir düşünce ve aksiyon insanının üniversitenin evrensel aydınlığında ele alınarak, ortak iyinin ve geleceğin inşasına dönük ne tür katkılar ortaya koyduğunu tartışmak ve Türkiye’yi bu “yitik değeriyle” kucaklaştırmak istiyoruz.

Said Nursi’nin Münazarât’ta ortaya koyduğu ve “Medreset-üz Zehrâ” olarak adlandırdığı Kürtçeyi de içeren çok dilli ve pozitivizmden arındırılmış eğitim modelinin tartışılması da Sempozyumun ana tartışma eksenlerinden biri olarak düşünülmüştür.
Bütün bu tartışmaların yeni anayasa arayışları bağlamında anlamlandırılması, Sempozyumun nihai bölümünü oluşturacaktır.