Said Nursi ve Akif, kürtaj için ne demişti?

Said Nursi ve Akif, kürtaj için ne demişti?

Time Türk sitesinden ilginç bir haber...

Kürtajın İslam’a göre “haram” ve “cinayet” olduğuna dair son noktanın aslında 93 yıl önce aralarında Bediüzzaman Said-i Nursi’nin de olduğu Dârü’l-Hikmet’il-İslâmiye isimli teşkilat tarafından konduğu ortaya çıktı.

Gazeteci-yazar Sadık Albayrak’ın ilk baskısını 1974 yılında yaptığı ve 1998 yılında da genişlettiği “Son Devrin İslâm Akademisi” isimli kitapta, kürtajla ilgili çok çarpıcı bir belgeden söz ediliyor.

25 Ağustos 1918 tarihinde V. Mehmet Reşat ve Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi zamanında; Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye isimli teşkilat, son devirlerde gerek Osmanlı İmparatorluğu ve gerekse İslâm Âleminde ortaya çıkan bir takım dinî meselelerin halli ve İslâm’a yapılan hücûmların İslâm ahkâmına göre cevaplandırılması amacıyla kurulmuş.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ DE M. AKİF ERSOY DA ÜYESİ

Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye tam 4 yıl hizmet etmiş bir teşkilat… Dört yıllık çalışması içinde de Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye teşkilâtı 222 toplantı yapmış. Bu süreçte Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’ye 26 üye atanmış… O isimler arasında Bediüzzaman Said Nursî ve İstiklal şairimiz M. Akif Ersoy da yer alıyor.
Sadık Albayrak’ın kitabında işte bu teşkilatın üyeleri, aldığı kararlar orijinal belgeleriyle sergileniyor. O belgelerden biri de “kürtaj” ile ilgili..

93 YIL ÖNCEKİ KÜRTAJ KARARI

Kürtaja o dönem “iskat-ı cenîn” deniliyor. Yani çocuk düşürme…
Sadık Albayrak’ın kitabında yer alan belgeye göre çocuk düşürmeyle ilgili 22 Kasım 1919 tarihinde “Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’nin aldığı karar metni şöyle:

“8- İskat-ı cenîn adet-i seyyiesinin aile hayatı arasında açtığı rahnelere dair Hey’etçe kaleme alınan beyannamelerden altı nüsha yazılarak Matbuat Müdüriyeti vasıtasiyle gazetelere tebliği tezkir edilmiştir. 22 Taşrinisani 1335.”

Peki o beyanname nedir?

İşte kürtajla ilgili o beyanname:

“Fuhşun artması, münakehatın eksilmesi, sarî hastalıkların müstevli bir seyir alması, muharrebelerin birbirini takib etmesi gibi bir çok âmillerin tesiri ile İslâm nüfusu müthiş bir surette azalıyor. Hayat mücadelesine atılan milletler için tabiî görülecek bir hal varsa o da, mevcut nüfuslarının mütemadiyen artmasıdır. Medenî cemiyetlerden hangisinde olursa olsun bu artışın günün birinde durması hâdisesi bile içtimaî bir maraz telâkkî edilerek esbabı tetkîk olunur, tedâvisine çalışılır. Maalesef bizim mütefekkirlerimiz bu felâketin önüne geçmek için ciddî çalışmalarda bulunmuyorlar.

Son zamanlarda bir çok taraflardan aldığımız mektublar, çocuk düşürme kötü âdetinin, aileler arasında çoğaldığını ve bu yüzden bir çok validelerin sıhhatı, bir çok mâsumların hayatı heder olduğu bildiriliyor. Çocuk düşürmek şeriat nazarında cinayettir. Bu cinayeti istihfâf etmek, hiç günahı olmayan bir mâsumu kendi eli ile boğmak şefkatli bir valideye asla yakışmaz. Allah’tan korkan bir aile reisi için de hayat arkadaşının böyle bir hareketine rıza göstermek kabil-i afv olamaz. Gençlik, cahillik, tecrübesizlik sebebiyle meş’um bir göreneğe kapılıp da karınlarındaki yavrularını öldüren valideler iyi bilmelidirler ki; bu cinayetin cezasını daha dünyada iken çekeceklerdir: Evet, çocuk düşürmek çoğu zamanlar validenin hayatını bitiriyor. Şayet onu bitirmezse sıhhatı üzerinde telâfisi kabil olmayan rahneler açıyor. Artık vücut en ufak bir ârızanın te’siri ile en mühlik, en müzmin hastalıkları kabule müheyyâ bir hale geliyor. İslâm Şeriatı’nın cinayet telâkkî ettiği, tıbbın katî surette men eylediği bu mühlik, bu meş’um göreneğe yakalarını kaptırmamalarını şeriatın siyaneti, İslâm cemaatının selâmeti ve kendilerinin hayat ve sıhhatı namına bütün ailelere kemal-ı ehemmiyet ve samimiyetle tavsiyeyi vecaipten addederiz.”

O TEŞKİLATIN ÖNEMİ NEDİR?

Sadık Albayrak’ın “İslam akademisi ve Yüksek İslam Şurası” diye tanımladığı “Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye” teşkilatı, dini meselelerde en selahiyetli yani son sözü söyleyecek bir kurumdu. Albayrak kitabında o kurumun önemini şöyle anlatıyor:
“Ama ne yazık ki dört senelik bir ömrü olmuştur. Şayet yaşatılmış olsaydı, bugün hem biz ve hem de İslâm Âlemi bulunduğu keşmekeşten kurtulmuş olurdu kanaatindeyiz.”

BEDİÜZZAMAN’IN ÜYELİK BELGESİ

Sadık Albayrak’ın 38 yıl önce yazdığı “Son Devrin İslâm Akademisi” kitabında yer verdiği belgeler gösteriyor ki, kürtajla ilgili “haram” kararına imza atan isimlerden biri de Bediüzzaman Said Nursî idi.

TimeTürk