Sekeratta imanını kurtaran kırkta bir mi yoksa yüzde doksan dokuz mu?-7

Nail Yılmaz

Kâfirin sekaratta getirdiği “îmân’, makbul olmadığı gibi, müminin sekaratta kelime-i tevhidi söyleyememesi veya imana aykırı sözler söylemesi onu küfre sokar mı?

a) Soru: ‘’Sekeratda kelime-i şehadet getirmediği halde ölen kişi imanla ölmüş olur mu?

Cevap: Sekerat anında kelime-i şehadet getiremeyen ve bu şekilde ölen insan, eğer hayatta iken iman etmişse, ölürken de imanla gittiğine hükmedilir. Kelime-i şehadet getirmemesi imanla gitmediğini göstermez.’’ [1]

b) ‘’Sual: Ölmek üzereyken, (Cennet, Cehennem yok) gibi, küfre sebep olan bir şey söyleyen kimse, imanını kaybetmiş olarak mı ölmüş olur?
CEVAP: Ölüm halindeyken, küfre sebep olan şey söyleyen Müslüman, mümin kabul edilir; çünkü o anda aklı başında değildir. Müslümana hüsnü zan edilip, ölüm sarhoşluğuyla söylediği kabul edilir.’’[2]

Yukarı bölümlerde de sıkça tekrar edildiği gibi ‘hüsn-ü hatime’ için; ‘’ önemli olan kişinin hayatı boyunca mümin ve dürüst kalmasıdır.

Son nefeste, ömür boyu izlenen yolun dışında aleyhte beklenmedik gelişmelerin olması ve meselâ söylendiği üzere şeytanın hile ve kurnazlığıyla imanın elden gitmesi düşünülemez. Dindarlık bir hayat tarzıdır ve insanlar yaşadıkları hayata göre son nefeslerini verirler ’’[3]

Çünkü bir Hadîs-i şerîfte: “Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” buyrulur. (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, V, 663)[4]

bu verilere göre: ‘Hüsn-ü hatimeyi’ belirleyen şeyler sekeratta ve son dakikalarda söylenmiş veya söylenememiş, iman ve küfrü ifade eden sözlerden ziyade kişininin yaşamış olduğu hayat tarzı ve ömür ortalamasına göre şekillendiği anlaşılıyor.

Çünkü ‘’.. Allah'ı bilmek, bütün kâinata ihata eden rububiyetine ve zerrelerden yıldızlara kadar cüz'î ve küllî herşey onun kabza-i tasarrufunda ve kudret ve iradesiyle olduğuna kat'î iman etmek ve mülkünde hiçbir şeriki olmadığına ve "Lâ ilahe illallah" kelime-i kudsiyesine, hakikatlarına iman etmek, kalben tasdik etmekle olur.

Yoksa "Bir Allah var" deyip, şiddetli emirlerini tanımamak ve sıfatlarını ve gönderdiği elçilerini, peygamberlerini bilmemek, elbette hiçbir cihette Allah'a iman hakikatı onda yoktur..

(Hem) Ona iman etmek: elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir.’’[5]

Son nefesinde her “Lâ ilâhe illallah diyen’’ cennete girecek midir?’’

Bazıları meşhur Ebu Zer hadis-i şerifini yanlış anlamada veya maksatlı olarak bağlamından kopararak yanlış anlatmaktadırlar. Bahsimizle ilgili hadis metni şöyledir:

‘’Ebu Zer hazretleri diyor ki: “Rasulullah (sas) “Bana Rabbim tarafından gönderilen Cibril gelmiş ve “Ümmetimden her kim Allah Teala’ya hiçbir şeyi ortak tanımayarak ölürse, o kimse cennete girer.” diye haber verdi” buyurdu.

Ben “Ya Rasulallah! O adam zina etse ve hırsızlık yapsa yine cennete girer mi?” diye sordum. Resul-i Ekrem (sas) “Evet, zina etse ve hırsızlık yapsa da cennete girer.” diye cevap verdi. Ben tekrar: “Yani hırsızlık ve zina yapsa da ha?” dedim. “Evet. Hırsızlık da etse, zina da yapsa.” dedi. Hz. Peygamber (sas) dördüncü keresinde şöyle ilave etti: “Ebu Zer patlasa da cennete girecektir.”[6]

Bu Hadis-i şerif metnine göre mücerred sadece “Lâ ilâhe illallah diyen cennete herkes girecek midir?’’ Yani sadece kelime-i tevhidi söyleyen kişiye başka bir şey gerekmez mi?

Prof. Dr. Hayreddin Karaman bu meseleye bir makalesinde şu açıklamayı getirir. Özetle:

a) “Lâ ilahe illallah” diyen cennete girer hadis-i şerifini, bağlamından kopararak diğer peygamberlere ve iman esaslarına inanması, ibadet etmesi, haramlardan uzak durması gerekmez” şeklinde anlamak ve anlatmak İslam’ın ve imanın temel esaslarıyla asla bağdaşmaz.

Eğer bu Hadis-i şerife böyle bir mana verilirse Kur’an’da ve hadislerde tarif edilen İslam’dan vazgeçilmiş olur, yüzlerce âyet ve hadisin hiçbir anlamı ve yeri kalmaz. Hadis-i şerifi böyle anlamak asla kabul edilemez ve büyük bir hatadır.

b) Kelime-i tevhîdin bu ilk cümlesi bütünün özeti, sembolü olarak ifade edilmiştir, maksat “İslam’ın getirdiği iman esaslarına inanan ve imtisal eden cennete girer” demektir.

c) Ayrıca bu hadis müminlere hitap etmektedir. Mümin olmanın şartları ise bellidir. Burada anlatmak istenen ise şudur. “İnancı tam olan bir mümin, günahlarından dolayı bir süre ceza görse bile sonunda cennete girer”[7] demektir.

Buna göre: “Kimin son sözü “Lâ ilâhe illallah” olursa, cennete girer.” hadisi, bir insanın nasıl yaşarsa yaşasın, istediği kadar günaha, şirke, zulme bulaşsın, ömrü boyunca hayır adına hiçbir şey yapmasın, hep günahların peşinden koşturmuş olsun tevbe etmeden sekaratta son sözü “La İlahe İllallah” olursa cennete gireceği anlamına gelmemektedir.’’ [8]

Sekerat sürecinin başlama zamanı ile ‘Sekerât-ül-mevtte’ yaşanan ve yaşanacak halller.

Ehl-i imanın son nefeste ruhunu teslim edişiyle ilgili sekerat ve ölüm sürecinin ilk başlayışından itibaren her safhasının bütün tafsilatıyla haber verildiği âyet ve hadis-i şeriflerin bir kısmına baktığımız zaman:

1- İmam-ı Şerani’nin naklettiği ve ‘’İbn-i Abbas (ra) dan gelen rivayette: Allah ölüm vakti gelen kimselerin hükmünü ve isimlerini Şa’ban ayının on beşinci gecesi takdir eder, kadir gecesinde ise bu isimler Ölüm meleğine teslim edilir.

(Bu teslim ve tesellüm safhası sidre ağacı ve yaprağı teşbihi üzerinden şöyle anlatılır.)

Ölüm vakti gelen kimselerin isimleri Sidre ağacının yapraklarına Şa’ban ayının on beşinci gecesi yazılır. Ölüm vakti gelen kimselerin isimlerinin yazılı olduğu, bu Sidre yaprağı ise dalından kadir gecesinde koparak, Ölüm meleğinin önüne düşer.

Bunun üzerine Ölüm meleği listede ismi yazılan o insana bakarak, ecelinin gelmiş, rızkının bitip kesilmiş olduğunu görür. Ve o kimsenin ömrünün tam bitiş vaktinde ve zamanında, onun üzerine Sekerât-ül-mevt (yani ölüm sarhoşluğunu) atarak ölüm safhasını başlatmış olur.’’ [9]

2- Buna göre Kur’anî bir terim olan Sekerât-ül-mevt yani ölüm baygınlığı/sarhoşluğu kişi ile aklı arasına giren bir sekir hali olduğu[10] Kâf sûresinde şöyle anlatılır: ‘’Bir de (bakarsın ki) sekerât-ül-mevt, hak olarak gelmiştir. (Ey insanoğlu!) İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir’’[11] denilir.

3- Vâkıa sûresinde: ‘’ Can boğaza dayandığı zaman, siz o sırada bakar durursunuz. (Oysa) biz o kişiye (kudretimiz ve ölüm ile ilgili vazifeli meleklerimiz ile) sizden daha yakınızdır, ama (siz melekleri) göremezsiniz.)’’[12]

4-‘’Kur’ân-ı Kerîm’de ölüm hali tasvir edilirken canın köprücük kemiklerine veya boğaza dayanmasından, ölenin ve etrafındakilerin telâşa düşmesinden ve ölüm baygınlığından söz edilmekte, ancak bu durum kâfir, zalim ve münafıkların ölüm halini ifade etmektedir. (el-Kıyâme 75/26-30).

Nitekim Kıyâme sûresinde ölümün bu türüne mâruz kalacak kimselerin Hz. Peygamber’in getirdiği vahyi kabul etmediği, namaz, dua ve niyazla ilgisi bulunmadığı, yalan saydığı dinî gerçeklere sırt çevirip taraftarlarıyla birlikte kibirlendiği belirtilmiştir (75/31-33) ’’[13]

Sekerat vaktinde ve son nefeste, mü’minin yanına yardımcı olmak ve cennetle müjdelemek ve de Allah’ın selamını iletmek için birçok melekler indirilir. Bizzat esma ve sıfatlar yardım için yarışa girerler.

Son nefeste şeytan vesvese ve şüphe vermeye geldiği zaman, mü’min asla yalnız ve kendi başına kalmış veya şeytanla başbaşa bırakılmış değildir.

Evvele son nefes safhası gözümüzün önünde cereyan etmesine rağmen gaybî bir vakıa olduğu için tam muttali olamadığımız bu sekerat süreci hakkında, önce birçok Kur’an âyetleri, sonra hadis-i şerifler ve daha sonrada kitap ve sünnet ışığında ehl-i keşf ve tahkikin müşahadatıyla nakledilen haberlerde yeterince tafsilatlı malumat verilmiştir.

Kur’an’da takvâ sahiplerinin son nefesinde ve sekerat vaktinde kendilerine birçok meleklerin indirileceği ve onlara çok sıcak ifadelerle uhrevî müjdeler vereceği anlatılır. Mesela:

1- ‘’Kur’an’da takvâ sahiplerinin ruhlarını kabzedecek meleklerin onlara nazik davranacağı, “hoş geldiniz” konumunda selâm vereceği belirtilmiştir (en-Nahl 16/28-32).

Diğer bir yerde ise Allah’ı rab tanıyarak hayatlarını istikamet üzere geçirenlerin -ölüm sırasında- (Taberî, XXIV, 145) kendilerine meleklerin ineceği ve onlara çok sıcak ifadelerle uhrevî müjdeler vereceği anlatılır (Fussılet 41/30-32; ayrıca bk. el-Enbiyâ 21/101-103; el-Ahzâb 33/43-44).

Bundan başka birçok âyette iman edip sâlih amel işleyenlere hiçbir şekilde korku ve üzüntünün gelmeyeceği belirtilmektedir (M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem,)’’[14] d.i.a 34. Cilt Sh. 35

2- Fussılet sûresinde: ‘’Şüphesiz, Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! Derler.’’[15]

Müfessirlere göre son nefese yakın bir vakitte inen bu; ‘’Melekler, âyette vasıfları belirtilen müminlere, zikredilen müjdeleri ölüm sırasında vereceklerdir.

Dosdoğru yolda yürümek’, âyeti genelde ‘’imanda sebat’’ olarak tefsir edilirken, Hulefâ-yi Râşidîn’e göre:

  • Hz. Ebu Bekir göre, söz ve davranışla düzgün olmak;
  • Hz. Ömer göre, münafıklık etmemek;
  • Hz. Osman göre, amelde ihlâslı olmak,
  • Hz. Ali’ye göre ise, farzları edâ şeklinde tefsir edilmiştir.

Meleklerin, «korkmayınız» müjdesi, ölüm sonrası ve geçmiş amellerle ilgilidir. «Tasalanmayınız» diye müjdeleri ise, geride bırakılan evlât ve aile ile ilgilidir.’’[16]

3- ‘’Berâ’ ibn Âzib Ahzâb Suresi’nin: ‘’Kendisine kavuşacakları gün onlara edeceği sağlık dileği selâmdır. (Allah) onlar için çok şerefli mükâfat hazırlamışdır.’’[17] âyeti hakkında şöyle demektedir:

Buradaki selam, ölüm meleğinin, müminin ruhunu kabzedeceği zaman ona verdiği selamdır ki, ölüm meleği ona selam verip azaptan emin olduğunu bildirmedikçe ruhunu kabzetmez.

Ölüm meleği insanın ruhunu almaya gelince selam verir, sonra kendisine ahiretteki makamı gösterilir. İnsanlar kabir ve ahiret âlemindeki durumlarını bu andan itibaren idrak ederler. Nitekim Hz. Ali’nin: ‘’Gideceği yeri bilmeden bir kimsenin bu dünyadan çıkması haramdır’’ dediği rivayet edilmiştir. ‘’[18]

4- İmam-ı Şa’rani’nin naklettiği bir rivayete göre tabiinden olan Muhammed b. Ka’b el- Kureyşi şöyle demiştir: ‘’Müminin ruhu çıkmak için ağzında toplandığı zaman ona ölüm meleği gelir ve şöyle der: Selam sana ey Allah’ın veli kulu. Muhakkak ki Cânab-ı Hak sana selam gönderiyor.’

Sonra Nahl Sûresinin şu ayetini okur: ‘’Melekler onların canlarını güzellikle alırken “Size selâm olsun,” derler. “Yaptıklarınıza karşılık girin Cennete.’’[19]

5- İmam-ı Şa’rani’nin naklettiği ve ’’Berâ’ ibn Âzib’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte: ‘’Mümin kul dünyadan ayrılmak ve ahirete göçmek üzereyken ona semadan yüzleri güneş gibi parlak melekler, Cennetten getirdikleri kefen ve kokularla gelip başucuna oturur ve şöyle derler: Ey salih kul, çık ve Allah’ın rızasına ve mağfiretine kavuş ‘’ ayetlerinde bu hitab dile getirilmiştir.) [20]

6- ölümün bütün safhalarında farklı melekler mü’mini asla yalnız bırakmazlar. Özellikle ölüm meleği ruhu almak için geldiğinden itibaren ta ruh kabre defnoluncaya kadar, her safhada ona arkadaş ve refik olur. En son ruh kabrinde tekrar cesedine tevdi edilince onu münker nekir meleklerine teslim eder.[21]

Bizzat esma ve sıfatların, ruhu muhafaza için yarışa girmeleri.

7- Ölmekten ve kabre girmekten; “Korkma, üzülme, ürkme. Zira sen nerede olsan O’nun mülkündesin. Nereye dönsen O’nun zatı oradadır. Sen yerin altında da olsan yine kendi vatanındasın.

Yokluğun ortasında da olsan O’nun nazarındasın. O’nun izniyle ve emriyle, rahmetli, keremli ve hikmetli eller seni tutar, halden hale ve tavırdan tavıra çevirir. Sen ne zaman o ellerin birisinden hariç kalacak olsan diğer eller seni intizam ile tutmak için birbiriyle yarışa girer.’’[22]

Devam edecek

  1. https://sorularlaislamiyet.com/sekerat-aninda-baygin-olan-insanlar-kelime-i-sehadet-getirmedigi-halde-imanla-olmus-olurlar-mi
  1. https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2573 (NOT: ihlas net türkiye gazetesi yan kuruluşu)
  1. d.i.a 16. Cilt. Sh. 474
  1. https://m.gencdergisi.com/10243-son-nefes-neden-onemlidir.html
  1. Emirdağ Lahikası-1 (203)
  1. https://kurantime.com/son-nefeste-imani-kaybetmek
  1. https://www.yenisafak.com/yazarlar/hayrettin-karaman/la-ilahe-illallah-diyen-cennete-girecek-mi-2006039
  1. https://kurantime.com/son-nefeste-imani-kaybetmek
  1. İmam-ı Şerani Ölüm – Kıyamet- Ahiret. Terc. Halil Günaydın.1981 baskı. İstanbul. Bedir yay. Sh. 74-- Terc. Naim Erdoğan. Sh. 65, 66, İstanbul/ Nisan-2016
  1. (Süleyman Toprak. Sh. 77,78)
  1. (Kâf sûresi: 19)
  1. Vâkıa sûresi: ‘’83-84-85.
  1. d.i.a 34. Cilt. Sh. 35
  1. d.i.a 34. Cilt Sh. 35
  1. (Fussılet 41/30-32
  1. Türkiye diyanet vakfı: https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=41&ayet=30
  1. Ahzâb Suresi 33/44
  1. (Süleyman Toprak. Sh. 77,78)
  1. Nahl Sûresi. 16/32
  1. Süleyman Toprak. Sh. 111
  1. İmam-ı Şerani Ölüm – Kıyamet- Ahiret. Terc. Naim Erdoğan. Sh. 65, 66, İstanbul/ Nisan-2016
  1. Mesnevi. (Nesil) 428

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.