Sembol ve din

Dinde somuta yücelik atfetmek elbette yoktur.
Somuta bağlanmak da...

Şeyin ruhu ve manası soyutundadır.

Somutun yüceltilmesi suretperestlik ve putperestliği doğuracaktır. İçi boş putlar insanın nefsani duygularının mekanı olarak, boşalan soyut anlamlarını istendikleri gibi yeniden kuracaklardır.

Din, soyut güzelliğin karşılıklarını inşa eder. Soyutun kaynağı ise imandır. İmandan kaynağını bulmayan soyut nefsin donuk vücud arzularının esiri olur, ki buradan güzellik yerini çirkinliğe, iyilik kötülüğe bırakmak zorunda kalır.

Zira, insanın mahiyeti soyutu peygambere gelen vahiyle alır, bunun dışında bir vasıtası yoktur. Vahiy dışındakiler şeytanın vesveseleriyle yalancı bir ruh üflenmesidir. İnsan felaketi böylece hazırlanır.

Dinin, kendine ait somut karşılıkları olmadan soyut anlamlarının görünürlüğü sağlanamaz. Mesela, kurban kesmek, soyut bir anlamın gösterilmesidir. Burada kurban sembolik olmakla birlikte somut bir gerçekliktir. Yani, somutu belli bir belirli soyut anlamdır.

Hac ibadeti aynıdır. Cami ve minare de böyledir. Ezan: soyut bir anlamı vardır ve ancak bu belirli bir somut şekliyle olacaktır.

Kur'an'ın dili de bu şekildedir. 'Allahüekber' anlamı ile birlikte ifadesi de ancak olduğu gibidir.

Kadın ve erkeklerin tesettürü soyut ve sembolik anlamları ile birlikte, bunun karşılıkları da 'belirlenmiş'tir.

Kısacası, dini semboller somut görünürlükleri olmadan anlamlarını gerçekleştiremez. Aynı soyut anlamı verecek başka bir somut karşılığı kullanmak mümkün değildir.

İslamın sembolleri, somut ve soyutu birlikte bütün olarak görmek ve göstermek gereğinden dolayı, şahsi farzlardan bile önde görülmüştür. Dinin hayatın hayatı olması, güncelin her iki yönüyle (somut ve soyut) içinde olmasıyla gerçekleşir.

Güncelin öncelikle somut yaşanması gerektiğinden, bunun 'dini' de somut görünmelidir. İslam bu görüntüsüyle hem ev, hem sokak, hem köy hem de şehir dinidir. Hem kadın hem erkek hem de çocuk dinidir.

Herkes, her ortamda İslamın somutunu görebilmelidir (ve de taşıyabilmelidir).

Soyut ve güncelden dışlanmış bir din kabul edilmez. Aşırı soyutlandığında ve somut damarları kesildiğinde din, her somuta değecek bir değersizliğe dönüşür.

Bir anlamda dinin sadeleştirilmesi (sekülerleştirilmesi) ile başlayan ve yozlaşmasıyla neticelenen; neshiyle biten süreçler böylece oluşmuştur.

Tarih, tahriflerle doludur. Hem güncelini somut yaşayan ve aklı gözünde olan insan, dinin somutuna el uzatmaya cüret ettiğinde soyutu kaçırır ve bir daha tutamaz. Sonra da şeytanın oyuncağı olur.

Tahrifkar insan, Allah'ın: "dininizi tamamladım" demesi karşısında Islam içinde bir 'tamamlanmamış' bulamayacak ve tahrif için bir damar yakalayamayacaktır. İslam'ın sembollerine yeni yorum getirmeye çalışanlar, Museylime gibi, alay konusu olmaktan başka bir şey elde edemeyeceklerdir.

Allah dinini tamamlamıştır; mükemmel hayat ve şekilleri sadece İslamdır ve İslamdadır.

İslamofobia vasıtasıyla dolaylı olarak yapılmak istenen, boyutu indirgenmiş, 'karikatürize din' anlayışına içerden bir kapı açmaktır. Allah ise, dinini korumaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.