Abdulkadir SELVİ
Soruşturmanın başına kim geldi?
Terörün azdığı 90'lı yıllardı.
Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'ti.
Yanına Genelkurmay Genel Sekreteri Hurşit Tolon'u da alarak bir seyahate çıktı.
Komutanın 1 haftalık programı başka bir yerde gösterildi ama o İngiltere'deydi.
NATO'dan arkadaşı olan İngiltere'nin Genelkurmay Başkanı'ndan rica etmişti.
O nedenle ziyaret gizli tutuldu.
Doğan Güreş'in ziyaret nedeni İngiltere'nin İRA terör örgütüyle mücadele yöntemlerini incelemekti. Doğan Paşa bilmediği yönlere saatlerce süren helikopter uçuşları yaptı. Gizli karargahlarda brifingler aldı.
Doğan Paşa çok önemli tespitlerle döndü.
İngiltere, İRA'yla mücadeleyi özel yetiştirilmiş birliklerle yapıyordu.
Gerilla savaşına karşı gerillalar kullanılıyor, teröristin anlayacağı dilden yanıt veriliyordu.
Yıl 2011...
Sanki 1984 yılının başındayız.
Bölücü terör yeni başladı.
Ve bu ülke terörle mücadelede 30 yılı devirmedi. Terörle mücadelede en önemli şey kurumsal hafıza.
İRA'yla ilgili yüz yıllık arşive sahip İngiltere.
Dönüp dönüp aynı hataları yapmamaları oradan kaynaklanıyor.
Çözüm süreçlerini o hafızaya dayalı olarak geliştirebildiler.
Silopi'de şehit olan askerlerin 10'u birkaç aylık asker.
Hani acemi askerler teröriste karşı kullanılmayacaktı.
Özel yetişmiş birlikler, profesyonel askerler kullanılacaktı.
Özel Kuvvetler'in yetiştirdiği seçkin subaylardan emekli Albay Mithat Işık'la konuştum.
"Şehit veren birliğimizin arama-kurtarma faaliyetine girmemesi lazımdı. Bu birlik bölge emniyeti aldıktan sonra içeriye MAK timi girmeliydi. Bu elit bir birliktir. Muharebe- Arama ve Kurtarma faaliyetleri için Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın bünyesinde iyi yetiştirilmiş subay ve astsubaylardan oluşan 400 kişilik bir birliktir" dedi.
Silvan'da 4 bin askerle arazi arama-taraması yapılıyor. Teröristlere bu kadar geniş bir hedef bırakılır mı?
Çevre emniyeti sağlandıktan sonra içeriye sızacak olan 5'erli 6'şarlı timler bu faaliyeti yapacak.
Operasyonla ilgili büyük bir koordinasyon eksikliği dikkat çekiyor.
Operasyon Silvan'da, Helikopterler Diyarbakır'da. Çatışmadan sonra haber veriliyor ve 1.5 saat sonra geliyorlar.
Ateş desteğinin Silvan'da olması ve olaydan birkaç saat sonra helikopterlerin teröristlerin tepesinde olması gerekiyor.
Başta Heronlar olmak üzere Elektronik İstihbarat unsurları devreye sokulmamış, insana dayalı istihbarat iyi çalışmamış, teröristin kaçacağı yollar, çekileceği dere yatakları iyi hesaplanmamış.
Sonuç ortada.
İşin üzücü olan yanı; hep şehit cenazelerinin üzerinden tartıştık Kürt sorununu...
Her Kürdü potansiyel terörist olarak gördük. O topraklarda birlik ve beraberliğimizi ayakta tutan insanların, imanlı, vicdanlı, samimi Kürt kardeşlerimiz olduğunu ihmal ederek.
MİT Müsteşarı Teoman Koman, Türkiye'nin güvenlik esaslı olarak 4'e bölünmesini ve dört ayrı rejimin uygulanmasını önerebilmişti.
Tansu Çiller yeni Başbakan olmuştu.
Cizre'de sokak çatışmaları yaşanıyordu. Şehir düştü-düşecek haberleri alınıyordu. Beyaz bayrağın çekilmek üzere olduğu anlar yaşanıyordu.
Çiller'in etkili bir danışmanı, "Sistem bizi test ediyor" demişti.
Sistem Çiller'i teslim aldı.
Demirel'i, Erdal İnönü'yü, Mesut Yılmaz'ı, Tansu Çiller'i önce test edip, sonra teslim almışlardı.
Faili meçhullerin, OHAL sisteminin, Susurluk düzeninin hakim olduğu yıllardı.
Sistem; bu tür müdahalelerle yeni dönemi de teslim almanın hesaplarını yapıyor.
Bu tuzağa düşmemek lazım.
Brüksel seviyesini yakalama aşamasında olan bir Türkiye'yi Kamboçya düzenine mahkum etmek isteyenlere fırsat verilmemeli.
Tam tersine bu tür krizler üzerinden, yeni bir düzenin temelleri atılmalı.
Örneğin Silopi baskını ile ilgili olarak, ilgili komutanlar parlamentoya hesap verebilmeli.
ABD'de Merkez Kuvvetler Komutanı General Petraeus, Afganistan savaşıyla ilgili olarak Senato'da ifade verirken, o denli sıkıştırıldı ki, bayılıp masanın üzerine yığılmak durumda kalmıştı.
Bizde ne oluyor?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu diye birisi çıkıyor, şehitleri Ergenekon'dan dolayı askerin moralinin bozulmasına bağlıyor.
Yuh olsun...
Genelkurmay ise, ihmal iddialarına ilişkin olarak soruşturma açıldığını açıklıyor.
Peki ben de buradan açıklayım.
Ölümlü hadiselerde Savcılık ve TSK'nın soruşturma açması zorunlu.
Yasa gereği otomatik olarak açılıyor.
Ama asıl önemli olan, soruşturmaların sonunda ne çıktığı?
Silvan'da 13 askerimizin şehit olmasıyla ilgili soruşturma açıldı? Peki başına kim getirildi?
Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Karaosmanoğlu...
Asıl soruşturulması gereken kişi, soruşturmanın başına getirilirse, bu soruşturmadan ne çıkar?
İddiaya göre; Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu yaptığı operasyondan 7.Kolordu Komutanlığı'nı yeterince bilgilendirmemiş.
Koordinasyon eksikliği var. O nedenle operasyon alanına özel birlikler değil, düzenli askerler sürülmüş.
O nedenle helikopterler 5-6 dakikada müdahale edeceği yerlerde tutulmamış.
O nedenle elektronik istihbarat devreye sokulmamış.
Teröristlerin telsiz kesmeleri iyi değerlendirilmemiş, yemlemeye gelinmiş, gündüz gözü pusu yenilmiş.
Teröristlerin devamlı kullandıkları bir bölgeye operasyon emri verildiğinde, Silvan Komando Alay Komutanı'nın çekinceleri dinlenilmemiş, "Bu sefer böyle olacak" diye kestirilip atılmış.
Alay Komutanı Albay Murat Toprak'ın "Komutanım bu bölge kritik bir bölge , askerim yorgun, buraya girdiğimizde zayiatımız kaçınılmaz olur" uyarılarına rağmen, operasyon için ısrar edilmiş.
Sonuç 13 şehit.
Bu kez de Tuğgeneral Karaosmanoğlu'nun başkanı olduğu soruşturma heyeti tarafından gönderilen bir albay, operasyondan dönen, arkadaşları şehit olmuş, kendileri yaralanmış askerlerimize terörist muamelesi yapıp, hesap sormaya kalkışmış.
Hesap vermesi gerekenler, hesap sorunca böyle oluyor herhalde.
Yeni Şafak
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.