Tasarruflu Ampul Yakın Mesafeden Zararlı
Bir metreden daha yakın mesafede kullanılan tasarruflu ampulün, elektromanyetik kirlilik yaratarak ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı bildirildi.
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Süleyman Daşdağ, teknoloji geliştikçe elektromanyetik kirliliğin de arttığını, evlerde dikkatsiz kullanım sonucu, elektromanyetik dalga yayıcılara maruz kalındığını belirtti.
Elektromanyetik dalgaların sanıldığı gibi sadece cep telefonlarında bulunmadığını kaydeden Daşdağ, şöyle konuştu:
’’Avrupa’da tasarruflu ampullerinin kullanımı konusunda halk yönlendiriliyor. Küresel ısınmanın etkilerinin azaltılmasında tasarruflu ampullerin katkısı olacağını iddia eden bilim adamları var. Fakat yine de bu ampullerin dikkatli kullanılması gerekir. Fransız Araştırma Merkezleri CRRIREM ve VİTO tarafından yürütülen çalışmalar, ampullerin kullanıldığı mesafenin son derece önemli olduğunu vurguluyor. Araştırma merkezleri bu ampullere 1 metreden daha yakın mesafeden maruz kalmamak gerektiğini belirtiyor. Fransa’da yapılan bu araştırmalarda tasarruflu ampullerinin uygun mesafede kullanılmadığında ultraviyole B ve C ışınlarını yayarak cilde ve gözlere zarar verdiği tespit edildi. 1 metreden daha yakın mesafede kullanılan tasarruf ampulü elektromanyetik kirlilik yaratarak ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.’’
Prof. Dr. Daşdağ, tasarruf ampulünün çalışma masalarında ve 1 metreden daha az mesafedeki yan aydınlatmalarda kullanılmaması gerektiğine dikkati çekerek, bilim adamlarının bu ampullerin kullanımında mesafenin önemli olduğunu belirttiklerini, yakın mesafelerde bu açıdan geleneksel ampul kullanılmasının tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
Tavana asılan ampullerin zararlı etkilerinin azaldığını ve daha güvenli olduğunu ifade eden Daşdağ, elektromanyetik dalgalardan ve kirlilikten tümüyle korunmanın mümkün olmadığını ancak kontrollü kullanım ile maruz kalınan elektromanyetik alanları minimize etmenin mümkün olabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Daşdağ, cep telefonlarının da direkt insan vücuduna temas etmesi nedeniyle baz istasyonlarından daha riskli olduğunu savunarak, cep telefonlarının günde 2 saat ve daha fazla kullanımında işitme kaybı, baş dönmesi, bulanık görme ve beyinde hücre ölümlerine neden olduğunu kaydetti.
Cep telefonlarının elektromanyetik kirliliğe yol açtığını bu nedenle cep telefonu kullanımında da temkinli olunması gerektiğini belirten Daşdağ, şunları söyledi:
’’Cep telefonlarının en çok çocukları olumsuz etkiliyor. Çocukların hücre çoğalım hızı erişkinlere göre çok daha yüksektir. Çocukların kafatası da bir erişkine göre daha incedir. Dolayısıyla bir etki oluşacaksa bu çocuklarda daha kolay olur. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde çocukların cep telefonundan uzak tutulması veya cep telefonu kullanımının teşvik edilmemesi yönünde eğilimler var. Bu kapsamda çocuklara özel telefonlar üretilebilir veya mesajla iletişim kurabilmeyi sağlayan cep telefonları geliştirilebilir. Çocukları bu zararlı etkiden mutlaka korumalıyız. 3G teknolojisiyle görüntülü görüşmek telefon ile araya mesafe girmesi nedeniyle daha sağlıklı. Bu mesafe radyasyon açısından düşünüldüğünde vücudun soğurduğu radyasyon miktarını düşürüyor. Ancak 3G teknolojisini görüntülü değil de normal telefonlar gibi kulağımıza yakın şekilde kullanırsak cep telefonlarının zararlı etkileri aynı şekilde meydana gelecektir. 3G teknolojisinin tek dezavantajı baz istasyonlarının sayısının artmasıdır.’’
TRT