Dursun SİVRİ
Tasavvur çapı farkındalık şuuru
Her insan her yönüyle diğerinden farklı yaratılmıştır.
Allah’ın (c.c) Vahidiyeti ve Ehadiyetini anlamak için en açık örnek insandır.
Yaratıcının bir olması konusu genelleme ile beraber münhasıran, özellikle her ferdin diğerinden farklı yaratılmasının da ehadiyet mührünün tecellisi ile izahı, insan örneği verilerek daha açık anlaşılabiliyor.
Bütün insanların ortak vasıfları, fiziki görünüm, ortak duygular, akıl, kalp, nefis gibi cezbedici ve tepki verilen ortak davranış biçimleri vahidiyetin tecellisi.
Her insanın yüzünün bütününden anlaşılabilen sima farklılığı, parmak izleri, genetik yapı gibi unsurlar biyolojik farklılıkları gösterir.
Huy, karakter, kabiliyet, bilgi, beceri, hafıza, hatıra, kader değerler, hayata bakışı, mânevi yönüyle farklılıkların yansımasıdır.
Risale-i Nur’da, Altıncı Sözünde; insana Allah tarafından emanet olarak verilen hayat, akıl, ruh, duygularla donanımlı vücut, beden emanetini bir çiftlik ve içindeki teçhizat temsili ile ders vermektedir.
Emanet verilen vücut, hayat, duyular, duygular, potansiyel kabiliyetlerin geliştirilmesi, nerelerde ve nasıl kullanıldığı imtihan sırrı.
İnsan, ruhunun, aklın ve bilinen bilinmeyen lâtifelerinin nasıl geliştirilmesi ve kullanılması üzerine duygularımı paylaşmak istiyorum. Yanlış bir ifade ve yanlış anlaşılmayı tashihi için geri bildirimleri özellikle rica ederim.
Konuya evirip çevirmeden direk olarak “kişisel gelişim” yönünden yaklaşımı dikkatlere sunmak isterim
Birçok kavramların olduğu gibi “kişisel gelişim” kavramı da içi boşaltılan kavramlar arasına girdi.
İsim ve deyime takılmadan mânâ ve mesajın içine göre hüküm verilmeli. Konu farklı algılama ve anlam yükleyerek çatışma aracı yapılmamalı.
Kişisel gelişimden maksat, asıl adı insan-ı kâmil kavramıdır.
İnsan-ı kâmil denilince islâmi terminolojide herkese aynı anlamı çağrıştırdığı malumdur.
Yaratılıştan sahip olduğumuz –pardon- bedava emanet olarak verilmiş potansiyel istidat, kabiliyet, yetenek, organlar, duyular, duygular v e lâtifelerin her birinin ayrı midesi olduğu Risale-i Nur’da geçmektedir. (Lem’alar 30 lem’a)
Bu duyu, duygu ve lâtifelerin mutlaka hem beslenmesi hem de işletilmesi fıtratın gereği.
Maddi yeteneklerin geliştirilmesinin en basit örneği sportif becerilerdir. Adalelerin güçlenmesi için belirli bir disipline dayalı muayyen tekrar yapılmalıdır.
El becerileri için yine düşünce ve davranış disiplinine bağlı olarak üzerinde yoğunlaşarak sıradanlığı aşmak mümkün olmaktadır. Güzel sanatlar, resim, müzik becerileri gibi.
Düşünce becerileri, zihin aktivitelerini, beyin gücünün de kaslar gibi güçlendirilmesi mümkündür.
Zihin kaslarını geliştiren araç ve metotlar, bildiğimiz formal eğitimde okutulan fen bilimleri, sosyal bilimle meşguliyetleridr. Matematik, mantık, fizik, kimya vb. gibi fen bilimleri zihni gelişimin şartı olan araçlardır.
Zihin kasları duyuların (beş duyu) ve duyguların etkili kullanılması ile geliştirilebilir. Buna zeka gelişimi de denilebilir.
Muhabbet, merhamet, şefkat duyguları geliştirilebilir hasletlerdir. Bu hasletler hem zihinde düşünme, muhakeme, mantık hem de davranış tekrarları ile tekâmül eder.
Zeka da geliştirilebilir özelliklerdendir.
Zihin ne kadar canlı ve aktif halde olursa, hafızaya alınan bilgi ne kadar çeşitli ve fazla olursa zekâ da o kadar çok geliştirilebilir.
Hafıza kapasitesini bir insan ömür boyunca ancak yüzde birinin bile dolduramadığı bilinmektedir.
Hafızaya kayıt yapılan her yeni bilgi beyin hücrelerinin boş, pasif durumdaki hücrelerini aktif hale getirmektedir. Ne kadar çok beyin hücresi aktif ise insan o kadar genç ve zinde kalmaktadır. Bunama ve ailzaimer hasalıkları beyinlerini kullanmayanların ileri yaşlardaki karşılaştıkları beynin bazı bölümlerinin işlemez hale gelişidir.
Konu insandaki hafıza kapasitesi olmayıp kapasiteyi doldurmaya ömür kifayet etmektedir. Bir milyon yıl yaşasa yine mevcut kapasiteyi dolduramaz. O bakımdan hafızaya kayıt alırken önem ve öncelikleri dikkate almak lazımdır. Yani zamanı iyi kullanmak.
Zihin ve beyin nasıl aktif halde tutulur?
Öncelikle okumak ve öğrenmek. Önce niyet, sonra tüm duyu ve duyguları öğrenmeye hasretmek…
Beş duyuları aktif halde tutmak. Hep yeni şeyler öğrenme isteği taşımak, öğrenmek, yapmak, uygulamak. İlim ve amel ikilisi hep canlı kalmalı.
Tasavvur kapasitesi ve hayal gücünü geliştirmek.
Öğrenme sürekli olursa tasavvur, tahayyül, tahmin, ileriyi görme, feraset gücü de artar.
İşte tefekkür burada başlıyor.
Marifetullah’ta mertebe kazanmak tasavvur ve hayal gücünü işletmekle mümkün olabilir.
Esma tecellilerini okumak, anlamak, tefekkür etmek, esmadan sıfatlara, sıfatlardan Şuunat-ı İlahi’nin ne demek olduğuna, yansıma ve yayılımın, ihatanın ne olduğunu idrak etmek…
İnsanları birbirinden ayıran en önemli özelliklerin başında tasavvur ve hayal gücü gelir.
Esmay-ı İlahi’den ne kadar ismin tecellisini kavrayabildiği ölçüde Cenab-ı Hakk’ın ulvi sıfatları hakkında bilgi sahibi olunabilir.
Tefekkür beyin ve zekayı geliştiren en etkin metottur. Risale-i Nur’un tevhid bahislerine yoğunlaşmak esma tecellisini anlamak, Marifetullahta mertebe kat’etmek demektir.
Başlangıç şifresi ise İman-ı billah ve niyettir.
Niyet nazar, mânây-ı harfi ile bakmak.
Mutlaka kuvveden fiile geçen kesintisizlik.
İlla ki düşünce ile başlayacak davranış, fiil amelle hayata geçirilecektir. İman ve İslam meselesini iyi anlamak gerekiyor.
Tasavvur gücü ile farkındalık şuuru esma tecellilerini okuyabilmekle kazanılabilir.
İnsan fıtratına dercedilmiş potansiyel en üst seviyede açığa çıkarılmış, istifade edilmiş olur.
Kişisel gelişimin en etkin aracı ve yöntemi zihin ve kalbin birlikte işletilmesinden geçer.
İnsan, öğrendiği, bildiği, gördüğü, yaşadığı kadar tasavvur çapına ve farkındalık şuuruna sahip olabilir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.