Nimetullah AKAY
Tek Çare: Her Zaman Allah’a Sığınmak…
Dünyada, akla, mantığa, insanlığa uymayan ne hadiseler meydana gelmektedir?.. Kimisi acı, kimisi düşündürücü, kimisi sıkıntı verici, kimisi de sevindirici hadiseler… Üzülenlerin yanı başında sevinenler, bir tarafta ağlayanlar, ahu figan edenler, diğer tarafta halay çekenler, horon tepenler…
Hasılı çekilmesi ve yaşanılması zor bir dünyada yaşamaktayız. Bu sebepledir ki, kâinatın yaratılışını, dünyanın insanlara neden mesken edildiğini, insanların neden doğup, bir süre sonra öldüğünü doğru okuyamayanlar hep dünyaya gelişlerinden pişmanlık duyarlar.
Dünyanın ve insanın mahiyetini bilmediğimiz zaman hayat bize zindan oluyor. Çünkü zulümler had safhada… İnsan suretinde canavarlar, koyun postunda kurt ve ayılar, insan suretine girmiş akrep, çiyan ve yılanlar dört bir yanımızı sarmışlardır.
Olaylar bazen bize çok farklı yansıtılmaktadır. Mazlumun yanında olduğumuzu sandığımız zamanlarda zalimin destekçisi durumuna düşebiliyoruz. Bizleri şaşırtmak için, günümüzün yaygın ifadesiyle “algı operasyonları” birbiri arkası sahneye konulmaktadır.
Vicdanların sustuğu, haklıların zorbalıklarla susturulduğu, insanların hürriyetlerinin ellerinden alınmak istendiği, en acımasızların masum gösterildiği bir zaman… On beş asır önce Allah Resulünün (asm) “ahirzaman fitnesi” diye buyurduğu fitneyi adeta bütün şiddetiyle yaşamaktayız. İnsanlığın medar-ı iftiharı Peygamberimiz (asm), bu fitnenin korkunçluğundan öyle bahsetmiştir ki, onun o insanlık timsali sahabileri, daha o zaman bu fitnenin şerrinden Allah’a sığınmışlardır.
İnsî ve cinnî şeytanların, nefsin, şehvetin, paranın, doyumsuzluğun, faizin, gururun, riyanın, ikiyüzlülüğün, bid’aların, inançsızlığın fitneleri ve daha nice fitneler insanları çepeçevre sarmıştır. Bütün bunlar biz insanların hem dünyasını hem de ahretini Cehenneme çevirmek için var güçleriyle çaba göstermektedir. Bizler ise aciz ve zayıf mahlûklarız. Düşmanlarımız çok ama kendimizi koruyacak gücümüz çok az. İhtiyaçlarımız nihayetsiz olmasına rağmen fakirliğimiz o nisbette fazladır.
Dünyanın bu çekilmesi zor haletine karşı yapabileceğimiz tek doğru tercih vardır ki, o da, Kâinatın Yaratıcısı olan Rabbimize sağlam bir imanla inanmak ve Ona sığınmaktır… Bizi dünyanın sıkıntılarından kurtarabilecek tek güç, bizi mükemmel bir şekilde insan olarak yaratan ve en güzel bir şekilde hayatımızın devamı için gerekli olan bütün ihtiyaçlarımızı karşılayan Allah- Zülcelâldir.
İnanıyoruz ki, O Yüce Yaratıcının kudreti sınırsızdır. Kâinatta meydana gelen her hadise Onun emir ve iradesiyle meydana gelmektedir. Beşer zulmederse de Allah’ın kaderi adaletle tecelli etmektedir. Bizim yapmamız gereken, olayların içine girip boğulmak değil, meydana gelen her hadisenin Allah’tan olduğunu düşünmek ve Allah’ın yüce kelâmı Kur’an’ın emir ve nehiylerine uymak, Allah’ın Resulünün hayatını kendimize rehber edinmektir.
Tekrar ifade eldim ki, bu kısa, fani, ölümlü dünya hayatında huzurlu olmanın tek yolu, Allah’a hakiki bir imanla bağlı olmak ve emirleri dairesinde yaşamaktır. Başka hiçbir yaşama şekli bizi huzura kavuşturamaz, bizi kendimize getiremez… Hepimiz biliyoruz ki, insanlar en zor zamanlarında Allah’tan başka sığınılacak bir mercinin olmadığını bizzat müşahede edebilmektedirler… Hayatının her anında Allah’a sığınanlardan olabilmemiz temennisiyle…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.