Ulusalcı medyadan Arınç'a Said Nursi tepkisi
Said Nursi'nin kaldığı evi ziyaret eden Bülent Arınç'a ulusalcı medyadan tepki geldi
Risale Haber-Haber Merkezi
Geçtiğimiz hafta sonu Barla'ya giden ve burada Bediüzzaman Said Nursi'nin kaldığı evi ziyaret eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a ulusalcı medyadan tepki geldi.
Yusuf Yavuz imzasıyla yayınlanan haberle bir çok ulusalcı medyanın gündeminde olan Arınç, Bediüzzaman ve Risale-i Nur sözleri nedeniyle eleştirildi.
Haber şöyle:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Isparta'da Said-İ Nursi'nin ayak bastığı Isparta'dan Türkiye'ye özgürlüğün geldiğinin müjdesini verdi...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dün Isparta'dan Türkiye'ye özgürlüğün geldiğinin müjdesini verdi. Said Nursi'nin sürgün olarak yaşadığı Eğirdir'in Barla beldesinde düzenlenen etkinliğe katılan Arınç, "Bu mübarek toprağı gördüğüm için çok mutluyum” dedikten sonra Barla'yı Türkiye'nin gözbebeği yapan olayı şu sözlerle anlattı.
"Bugün dünya Barla dendiği zaman güzel bir hadiseyi hatırlıyor. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, 90 yıllık bir süre önce buraya geldi. Eğirdir'den kayıkla buraya geçtiği belirtilir. Burada bir süre kaldı. Bugün bütün dünyada her dile çevrilmiş olan Risale-i Nur bulunur. Pek çoğunu burada yazdılar. Burada pek çok arkadaş edindiler. Bir kısmının kabirleri burada. İman ve Kur'an hakikatlerini neşretmeye Barla'dan başladılar. Bu mübarek beldeden bütün ışıkları, bütün nurları Türkiye’ye, dünyaya yaymaya başladılar."
Türkiye'ye özgürlük gelmiş
Ajansların geçtiği habere göre Arınç, Barla'da yaptığı konuşmada nurcu yayınların bugün ulaştığı boyuttan ve dünyanın dört bir tarafına nasıl yayıldığından örnekler aktararak sözü geçmişte nurculara yapıldığını öne sürdüğü iftiralara, zulümlere, sürgünlere ve hapishane günlerine getirerek bugün artık Türkiye'ye özgürlük geldiğini söyledi:
“Çok şükür eskide yaşadığımız zor günler ortadan kalktı, iftiralar ortadan kalktı, eskiden insanlar ya cehaletleri sebebiyle ya küfrü inadileri sebebiyle düşmanlık ediyordu. Bile bile yalan söylüyordu, İftira ediyorlardı, gericilik, yobazlık irtica adına insanları yanlış yollara sevk ediyorlardı. Ama savunmalar, bilirkişi raporları, mahkeme kararları, risalelerin, herhangi kötü bir maksadının olmadığını sadece insanların iman ve kuran hakikatlarını daha iyi öğrenmesi, yaratılış, kainat kitabının daha iyi okunması için yazıldığını ifade ettiler. Sizler de bizler de milyonlarca insan artık bu nurların, bu risalelerin gerçek amacının çok iyi anladı ve bildi."
Tespihler, takkeler, kuranlar suç aletiydi
Geçmişte kendisinin de TCK'nın 163. maddesinden yargılandığını anlatan Arınç, “ne iftiralar olurdu, ne kadar insanlar kötülenirdi, insanlar ibadetlerini doğru düzgün yapmak isteyen bir sahabe örneğini kendisine örnek edilerek, imanın kuranın hakikatini yaşamak isteyen insanlara gerici ve yobaz gözüyle bakılır, tespihler, takkeler, Kuranlar, suç aleti olarak toplanırdı. Çok şükür o günler çoktan geçti. Artık Türkiye'de özgürlük, hürriyet var, gerçekler apaçık ortaya çıktı. Güneş çıktı, zulmet dağıldı. Bugün herkes Bediüzzaman Hazretlerini de onun arkadaşlarını da bu nurların yayılması için canlarını feda eden insanları da her gün binlerce rahmet okuyarak onları rahmetle anarak yoluna devam ediyor” dedi.