Din Gelenek ve Modernite bağlamında “Bir Değer Olarak Aile”

Aile, küresel ölçekte önemli bir konu olarak ele alındı. Başka bir deyimle aile kurumunun yaşadığı kriz,  hem bireysel(mikro) boyutta hem de küresel çapta yani makro ölçekte bir sorun olduğu konusunda ortak beyandı.

Gazeteci ve Yazarlar Vakfının Antalya’da Rixos Tekirova otelinde düzenlenen Uluslar arası konferansı RisaleHaber adına izlemek nasip oldu.

Elli ülkeden yüzleri aşan ilim erbabı, din adamı, psikolog, iletişimci gibi birey ve aileyi ilgilendiren her kesimden insanlar aynı noktada birleşti.

Konferansa katılan ülkeler içinde aile yapısı en az hasarlı ülkenin yine de Türkiye olduğu tespiti karamsarlıktan iyimser olmaya gerekçe sayılabilir. Ancak istatistikler ve sosyal olayların analizi aileden sorumlu devlet bakanı Sayın Selma Aliye kavaf tarafından dile getirildi.

Sayın bakan siyasi yönü olan faaliyetlerinden bahsederken kapsamlı verilerin yer aldığı iyi hazırlanmış bir konuşma yaptı. Acı gerçekleri de bahsetmekten çekinmedi.

Protokol konuşmalarına damgasını vuran can alıcı tespiti Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr.Kenan Gürsoy yaptı.

Konuyu bireysel odaklı küresel bir kriz olarak değerlendiren konuşmasında çözüm noktasında can alıcı önerilerde bulundu.

Sayın Prof. Dr. Kenan Gürsoy’la RialeHaber olarak ayrıca ayaküstü bir röportaj yaptık. Önümüzdeki günlerde yayınlanacak, izlemeye devam edin.

 Programın eş zamanlı üç salonda yapılan panel oturumlarında da çeşitli ülkelerden gelen uzmanların, akademisyenlerin tebliğlerinde dikkat çeken sunumlar vardı.

Brezilya’dan katılan akademisyen Dr. Antonio Jorge’nin yaptığı analiz tıpa tıp Türkiye’nin aile ve sosyal yapısında yaşanan sorunları göz önüne seriyordu. Reklamlarda kadın figürlerinin kullanılmasından gençlerin yaşadığı bunalımlar, TV Dizilerinin toplumda olumsuz model olarak algılanması sanki Türkiye’nin sosyal gerçeğini anlatıyordu.

Ukrayna’dan katılan Wiladimir Kazar isimli konuşmacı feveran ediyordu. Bizde yüz elli yıldır tahribat var diyor. Aile hayatının çok büyük bozulma yaşadığını söyledi. Dikkate değer bir hususa dikkat çekti; geleneklerine bağlı bir ülke olan Türkiye’de ailelerin boşanmaları gibi istatistiklere şaşırdım dedi. Sanki size ne oluyor der gibiydi. Biz komünizm döneminden geliyoruz anlaşılıyor da sizde niye böyle diye soruyordu. Panelin kapanış değerlendirmesini yaparken de heyecanlı hissiyatına hâkim olamıyordu.

Bu arada bir ayrıntıdan bahsetmek istiyorum. Milli Eğitim bakanlığı adına Özürlüler adına bir sunum yapan sosyolog bir hanım eşi ve küçük çocuğu ile beraber katıldı. Çocuk bu ya bazı konuşmalar katılımcılar tarafından alkışlanınca o da hararetle alkışlıyor. Bu hareket Ukraynalı hararetli konuşmacı  Wilademir Kazar, bu çocuk neyi alkışladığını şimdi bilmiyor ama ileride neyi alkışması gerektiğini bilmesi gerekir diye espriyle karışı orijinal bir tespit yaptı
Vatikan Aile Enstitüsü başkanı da aile kurumunun Hıristiyanlıkta da kutsal bir anlamı olduğundan bahsetti.

Velhasıl hangi dilden, hangi dinden, hangi ırktan, hangi coğrafyadan olursa olsun ailenin önemi konusunda herkes aynı noktaya parmak basıyordu.

Uluslar arası platformda böyle alınması gerek karar vericilerin gerekse her bireyin en önemli sorunu aile olduğunu dünya kamuoyuna duyurulması çok önemli bir faaliyet olduğunu yakından izleme fırsatımız oldu.

Oturum aralarında fırsat bulduğumuz birçok isimle mini röportajlar yapma fırsatımız oldu.
Bunlar arasında Sosyal Hizmetle genel Müdürü Sayın İsmail barış, Diyalog Avrasya Türkiye Eş başkanı Sayın Harun Tokak, Sufi geleneğimde aile konulu muazzam bir sunum yapan Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz var. Önümüzdeki günlerde özetlerini paylaşmak nasip olacak inşallah.

Bu notları programın birinci günü sonu olarak yazdım. Bugün görüşmeyi planladığımız ve sözleştiğimiz epey görüşmelerimiz var.