Sabri ALTUN
Ürkütücü bir manzara
Manzaralar garip manzaralar ilginç
Dalga dalga ürperti dalga dalga heyecan
Uzaktan uzağa bir yangın gözüküyor.
Alevler saman alevi gibi ufak gözüküyor, ha söndü sönecek derken yeni bir yanıcı kümeye ulaşıyor tekrar alevleniyor.
Ve toplumda kalp çırpıntıları yükseliyor.
Bu nabzı tutana aşk olsun.
* * *
Evet, manzara çok ilginç
Yıllarca başbakanlık bir dönem de cumhurbaşkanlığı yapmış Demirel hava alanında bir adamı yolcu ediyor.
Bu yolcu hakkında birçok iddialar bulunan bir Ergenekon sanığıdır.
Bu iddialar arasında bir başbakana yetersiz raporu vermek için uğraş verdiği de bulunuyor.
Bu sanık aynı zamanda Türkiyenin kendi dalında bir numaralı konumunda bir şahsiyet
Demirelle samimi bir şekilde kucaklaşıyor.
Evet, bu manzaranın arkasında, bence dehşet verici bir silüet gözükmektedir.
Bana göre 12. dalga Ergenekon davasının belki de en çarpıcı manzarası budur.
Bu dehşeti anlamak için isterseniz bu manzarayı biraz tahlil edelim;
Demirel;
Çocukluğumun alacakaranlığındaki demokrat siyasi
Ülkeyi jakoben dayatmacı despot zihniyetlerden kurtaracak insan
İhtilal düşmanı, demokrasi aşığı, kalkınma hamlelerin büyük ustası.
Demokratik ve insan haklarının yenilmez savunucusu.
Ve Büyük Türkiye sevdalısı
Dediğim gibi çocukluğumun ve gençliğimin Türkiyesindeki tek kurtarıcı lider.
O kadar ki 7 defa gidip 8 defa geldi.
Dille kolay yaklaşık 40 sene bu ülkenin en önde insanlarından...
Peki diğeri?
O da bu ülkenin en büyük bilim adamlarından birisi.
Türkiyenin ilk organ naklinin yapan büyük cerrahı
Bu şahsiyet de o kadar büyük ki, Ergenekonun 12. dalgasından bu yana birçok basın organı bu şahsiyetin meziyetlerini anlatmakla bitirmiyorlar.
* * *
Şimdi isterseniz düz mantık uygulaması yapalım.
Sayın Demirel Sayın Haberalı hava alanında uğurlayacak kadar ciddiye alıyorsa, aralarında çok derin bir ilişki olduğu kabul edilir.
Hatta bu ilişki o kadar derin ki Sayın Demirel zincir bozana gönderilirken Haberal kendisini uğurlamış.
Demek ki o zamandan öncesine ve o zamandan bu güne kadar devam eden bir ilişki söz konusu.
Bu ikisi ve bu ikisinin temsil ettiği şahsi manevisini hesaba kattığımızda bu ülkeyi idare eden bir şahsiyetler silsilesini görebilirsiniz.
* * *
Şimdi gelelim şahsen beni dehşete düşüren düşünceye:
Bu gün Ergenekon denilen bir örgüt yargılanıyor.
Bu örgüt ki;
Anarşi ve kaos meydana getirip darbelerin psikolojik ortamını hazırlamış, meşrû yönetimi darbe yoluyla değiştirmek istemiş.
Dış mihrakların, içteki işbirlikçilerin, ifsat odaklarının demokratik işleyişi devre dışı bıraktıran manipülasyon ve tahrik maksatlı olaylar oluşturmuş.
Binlerce fâil-i meçhul cinâyetler, kamuoyunu sarsan suikastlar yapmış.
Toplumu kamplara ve kutuplara bölüp bölüştürüp etnik ve dinî-mezhebî farklılıklarla tefrikaya sebep olmuş.
Kavga ve kargaşayla terörü körükleyen mihraklar ve maşalar, menfaat şebekeleri, mafyalaşmış ve çeteleşmiş örgüt ve tertipler oluşturmuş.
PKK ile iş birliği içine girmiş hatta bu örgütü kurduğu bile söylentiler arasında
Kısaca yargı canibinde silahlı terör örgütü diye adlandırılmış.
* * *
Evet, ortada böyle bir örgüt var ve Sayın Haberal da bu gün itibarıyla böyle bir örgütün mensubu diye sanık konumunda.
Ve işte böyle bir sanığa ise Sayın Demirel gibi bir devlet adamı tereddüt etmeden yolcu ediyor.
Yolcu ederken de;
Bu ülkeyi sevmenin bedeli budur. Ben bu bedeli Zincirbozana giderek ödedim sıra sende diyor.
Şu durumda iki ihtimal gözüküyor;
Birincisi; sayın Haberal yanlış bir istihbarat sonucu sanık sandalyesindedir.
İkincisi; gerçekten böylesi illegal bir oluşumun mensubudur.
Eğer ikincisi doğruysa işte o zaman dehşetin boyutları düşündüğümden çok daha vahimdir.
İşte o zaman ayıkla pirincin taşını.
Tek dileğim inşallah birinci ihtimal doğru olur da, sayın Haberal temize çıkar kendisinden özür dilenir.
Yoksa
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.