Hayrettin KARAMAN
Vakıflara ve derneklere zekat
"Zekât konusunda Kur'ân'a, Sünnete, mezahib-i erbaaya, fıkha, Şeriata aykırı bütün naylon ictihadlar, bütün sahte fetvalar geçersizdir, keen lem yekûndür."
Yukarıdaki cümle din ilmine mensup olmadığı halde devamlı bu konuda yazan, atıp tutan, ahkâm kesen birine ait. "Mezâhib-i erbaaya; (Dört meşhur fıkıh mezhebine…)” kısmını çıkarırsanız bu cümle doğrudur. Çünkü İslam ve fıkıh, dört mezhebden ibaret değildir. Meşhur dört mezhebden başka da muteber mezhebler ve ictihadlar vardır, olacaktır.
O kişi bu cümleyi yazdığı yazısında, İslam'ın yayılması, yaşaması ve korunması için faaliyet gösteren derneklere ve vakıflara zekat verilemeyeceğini ifade ediyor. Ben de "fıkha, şerîata, Kitaba ve Sünnete'e göre" verilebileceğini şöyle ifade ettim:
Allah yolunda (fî sebîlillah)
Zekâtın verildiği yerlerden biri olarak Kur'an'da zikredilen "fî sebîlillah" terkibini İbn Esîr şöyle açıklamıştır: Farzları, nâfileleri ve her nevi hayırları yerine getirerek Allah'a yaklaşma, O'nun rızasına erme maksadı güdülen her ihlâslı amel "Allah yolunda"dır.
Ancak bu ifade kayıtsız, şartsız söylenince çok kere cihâd anlaşılır, bu mânâda çok kullanıldığı için ona (cihada) mahsus bir ifade haline gelmiştir. (en-Nihâye, el-Hayriyye tab., c. II, s. 156).
Tâbirin cihad mânâsında ittifak edilmiş, bunun dışındaki hayırlı faaliyetlere, müslümanların faydalanmaları için yapılacak tesislere şâmil olup olmadığı tartışılmıştır. Dört mezhebe göre İslâm'ın muhâfazası ve tebliği için yapılan savaş (cihad) kesin olarak fî sebîlillah'a dahildir. Zekât bizzat cihada katılanlara verilir. Bu fasıldan zekât, amme hizmetleri için yapılan câmi, okul, köprü, hastane gibi yerlere verilemez. Hanefîlere göre cihad edenin fakir olması şarttır. Şâfiî ve Hanbelîlere göre mücâhidin yoksul olması şart değildir, ancak devlet bütçesinden maaş ve maîşet almayan gönüllülerden olacaktır. Hanefîler dışında kalan üç mezhebe göre cihad için gerekli olan sur, köprü, barınak gibi yerler de bu fasıla dahildir.
Fahraddin Razî, mezkûr âyetin tefsirinde el-Kaffâl'den, bu mefhumu daha da genişleten ve bütün hayır müesseselerini buna dahil eden bir görüş nakletmiştir (Mısır, 1938, c. XVI. s. 113).
Bu görüşü İmamiyye ve Zeydiyye dışında Sıddık Hasen, (er-Ravzatü'n-nediyye, s. 206), Kâsimî, (Mehâsinu't-te'vil, c. VII, s. 3181), Şeltût, (el-İslâm akideh ve şeri'ah, s. 97) gibi zâtlar da benimsemişlerdir. Kardâvî, Kur'ân-ı Kerîm'de fî sebîlillah terkibinin kullanıldığı yerleri incelemiş ve haklı olarak cihâd mânâsını tercih etmiş, ancak cihadın yalnızca askerî savaşa mahsus bulunmadığını, fikrî, terbiyevî, ictimâî, siyasî çeşitleri bulunduğunu hadîslere dayanarak ileri sürmüştür. Nitekim hadîslerde zâlim sultanın karşısında hakkı söylemeye cihad denmiş (Ebû Dâvûd, Melâhim, 18; Nesâî, Bey'at, 38).
"Müşriklere karşı mal, can ve lisânınızla cihad edin" buyurulmuştur (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. III, s. 13, 16; Ebû Dâvûd, Cihâd, 5, 38. Fiten, 13; Nesâî, Zekât, 49, Cihâd, 7).
Buna göre hedefi İslâm'ın yaşaması, yayılması ve korunması, İslâm yurdunun muhâfazası ve kurtarılması, İslâm'a yönelen her nevi tehlikenin önlenmesi olan askerî, fikrî, siyasî, iktisadî, mücâdele ve faaliyetler "Allah yolunda"dır; bu faaliyetlerin zekât bütçesinde payı vardır. (Kardâvî, age., s. 655-669).
Sonuç olarak şunu bir daha tekrar etmekte fayda görüyorum: Dinimize göre zekat yalnızca yoksulların eline muhtaç oldukları nesnelerin verilmesi hizmetini yapan bir yardım kurumu değildir. Sekiz sarf yerinden beşinde (zekatı toplayanlar, müellefe, bir kısım borçlular, yolda kalmışlar, Allah yolunda hizmet edenler), birçok müctehide göre zekat verilecek şahsın yoksul olması şartı yoktur ve bu beş yere (amaca) yönelik zekat ödemeleri, bu hizmetleri ifa eden kurum, kuruluş ve araçlara da yapılabilir.
Hem yoksullara yardım hem de zekatın diğer sarf yerlerini yaşatma amacıyla kurulmuş dernek ve vakıfların kötü örnekleri olabilir; bunlara göz yummak da, kötü örneği genellemek de zulümdür. İyi niyetli insanlara düşen vazife ilgilenmek, iyi örnekleri desteklemek ve çürük elmaları ayıklamaya çalışmaktır.
Yeni Şafak
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.