Selahattin GEZER
Yürek varsa gözler ağlar
Toprağın muzdarip olmasına, tohumun ıztırarına Semanın yüreği dayanmaz, bulut bulut ağlar. Sıcak ve basıncın değişimi ile narin yaprak ve çimen üzerlerindeki çiğ taneleriyle ağlar. Hasret dolu yürekten kâğıda kalem, kelime kelime ağlar. Yürek yakan sevdaya beste kanunun tellerinden nota nota ağlar. Silahıdır çocuğun ağlamak, arzusuna kavuşmak için ağlar. Çocuk ağlar ama ana ağlarsa bir sıkıntı vardır. Kolay gözyaşı dökmeyen baba ağlarsa sorun çok büyüktür. Asker ağlar ama komutan ağlarsa demek acı büyüktür. Kardeş ağlar, ama arkadaş ağlarsa dostluk büyüktür.
Allah için dökülen gözyaşı, istiridyeden çıkan inci tanesi gibidir. Gözlerden tane tane düşerken, ruhu yıkar, kalbi yumuşatır. İnsan başkalarının acısına ağladığı kadar irileşir. Toplumlar acıların paylaşımında, birbirleri için döktüğü gözyaşı harcı ile kaynaşır. Büyük insanlardan Allah korkusu ile dökülen gözyaşı varsa, millete gelecek felakete kalkan olur. Taş yüreklerin katılığı ise mazluma zulüm olur, içtiği aş zehir olur. Ağlamak duyguların acizliği kabullenmesi gözün yiğitliğidir. Ağladıkça sonsuz kudret sahibine yakınlaşır; ağladıkça ne kadar zayıf ve şefkate muhtaç olduğumuz ortaya çıkar. Ne güzeldir yürekten gelen gözyaşları… Ne güzeldir mazlumun uğradığı zulme ağlamak.
Vicdan sahibi sadece Allah için, kulluk için dökülen gözyaşından hoşnut olur. Vicdan sahibinin, zulüm görenin döktüğü gözyaşına dizlerinin bağı çözülür. Vicdan sahibi, acılı yüreklerin döktüğü yaşa, yaş olur; yüreksizler ise taş olur. Bir gün elbet bir gün, mazlumun gözyaşı dinecek; firavunlar adalet sahibi Allah’ın cezasına uğrayacaklar. Bir gün gelecek ağlanması gerekirse sadece sevinçten ağlanacak. Şükürler olsun Müslümanlar uyanıyor; şükürler olsun Müslümanlar daha duyarlı ve sorumluluk sahibi olmaya başladı. Şükürler olsun ki ecdadımız gibi, nerde masum varsa ona yürekler kanatlanıyor; dua dua semaya yükseliyor.
Suriye’de henüz hayatı tanıyamadan, kimyasalla hayata elveda diyen çocuklar, adeta alçaklığa irileşmiş gözler ve soluk benizler… Mısır’da çeyizle uğraşma yerine, elinde akıllı telefonu, habire dandik aşkına mesaj atma uğraşısı yerine, özgürlük ve milletinin huzuru için meydana çıkmış bir yiğit kız Esma ve alçak firavun namlusundan çıkan mermi ile ebede tertemiz uçarak gidiş. Bu gitmeğe insanlık ağlıyor, vicdanlar ağlıyor ve gözler ağlıyor. En önemlisi bir baba olan başbakan ağlıyor. Ya ruhsuz, zulme isyan edemeyen bir başbakan olsaydı Mevla korusun. Evet, yüreği yufka ağlayan, çocuklara oyuncak dağıtan, yüz güldüren bir başbakan var. Eğer onda eksiklik ve kusur varsa ancak samimane dua edeceğimiz, yürekli bir başbakan var. Sen Esmaya ağlarken, belki Allah’ın firavuna vereceği ceza çabuklaşacak. Eğer sen Allah için, mazlum için ağlamaya devam edersen bu millet değerlerine daha süratle yaklaşacak.
İstisna hariç, bir zamanlar içinde insanlık şefkat taşıyan başbakanlar olsa idi, gözyaşı dökebilecek hassasiyette yürek taşısalardı bu son on yılda yapılan hizmet çoktan yapılacak, çoktan Türk vatandaşı olduğumuza gurur duyacaktık. Şimdi ağlayan başbakan olduğu için, analar ağlamasın diye, çözüm sürecini başlattı. Şimdi ağlayan yiğit bir başbakan olduğu için Mısır ve Suriye Müslüman’ın yaşadığı vahşete tek başına itiraz ediyor, tek başına zalim vicdanlara kafa tutuyor. Gerçek liderler kendileri ağlar milletini ağlatmaz. Hz. Peygamber (s.a.v.) ümmeti için ağlamış. Koca Ömer Allahtan korkmuş milleti için ağlamış, Sultan Fatih karındaşım dediği Ulubatlı Hasan için ağlamış. Allah’ın Kılıcı Halid Bin Velid, er meydanında değil de yataktaki ölümüne ağlamış. Birbirlerinde hakikatleri mayaladıkları için, kulluğa birbirlerini ateşlediği için, Mevlana Şems için ağlamış. Yüce Allah’a ve millete hizmette gerçek liderler, vatandaşını güldürmek için, nefis muhâsebesi yapar, nerde eksiklik var, nerde yanlış var diye Allah’a hesap gününü düşünür ağlar. Allah için ve mazlum için ağlamayı beceremeyenler ise hiç değilse ağlayanın gözyaşına hürmet ve içinde biraz acı duymalı. Hiç kimsenin döktüğü yaş küçümsenmez. Gözyaşı kalpten merhamete kapıyı aralamaktır.
Ah Esma ah! Sen ne garipsin; sen ne büyük şehitsin? Kendi ülkende sana kıyan alçak firavunlar olduğu gibi burada da sana ağlayan gözlere hınçlaşan, düşman kesilen yüreksizler var. Bir başbakanın ağlaması tüm milletin ağlamasından farklıdır. Genellikle makam sahipleri otoritelerini muhafaza ederler, son ana kadar vakur davranırlar. Ama baştaki ağlamaya başlarsa demek ki zulüm zirve yapmıştır, tahammül iflas etmiştir. Böyle bir durumda ise yüreği yanmamış gözü dolmamış idareciden korkacaksın. Evet, şükürler olsun ki zulme ağlayan bir lider, başbakan var. Ona inanıyoruz eksikleri için, daha başarılı olması için dua ediyoruz. Bu milletin yüzünü güldüreceği gibi dünya mazlumlarının dahi yüzünün gülmesine yardımcı olacağına güveniyoruz. Evet, o günleri göreceğiz inşallah. O güne kadar Allah birliğimizi, dirliğimizi muhafaza etsin.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.