Münafıkların İstihzası ve İlahi Adalet

-Bakara 14-15. Ayetler Bağlamında-

14- “Onlar iman edenlere rastladıklarında, ‘âmenna’ (iman ettik) derler.”

Böyle diyerek onları geçiştirirler.

“Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, ‘Biz sizinleyiz, biz (onlarla) ancak istihza etmekteyiz’ derler.”

Şeytân; hayırdan ve rahmetten uzaklaşmış yaratık demektir. Âyette ifade edilen şeytanlar, hakkı kabul etmemekte şeytan gibi direnen kimselerdir veya bunlardan murat, münafıkların reisleridir. Kur'an-ı Kerim, “şeyâtıne’l-insi ve’l-cinni” ibaresiyle insanlardan da şeytanlar olduğunu bildirir. (En’am, 112) Nitekim, Kur’an’da inkârcıların şeytanlarla beraber haşredileceği belirtilir. (Meryem, 68)

Münafıkların istihza etmesi, Müslümanları inançlarından dolayı küçük görmeleri, imanlarını hafife almalarıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de istihza konusu, peygamberlerin tebliğlerini başarısız kılmak için inkârcıların başvurduğu psikolojik bir savaş taktiği olarak zikredilmektedir. (Bkz. En‘âm 10; Hicr 11; Yasin 30) Mekke münafıkları da İslâmiyet’in yayılmasını engellemek için aynı yöntemi benimsemişlerdir.

15- “Allah da, tuğyanları içinde şaşkın bir halde dolaşmalarına fırsat vererek onlarla istihza eder.”

Tuğyan; kişinin soyluluk, zenginlik, siyasal ve sosyal statü, iktidar gücü vb. gibi gelip geçici durumlara aldanarak, haddini aşıp önce yaratılmışlara ardından Allah’a karşı büyüklenmesi, böylelikle dalalete düşmesidir. Tuğyan kavramı hadis-i şeriflerde genellikle “azgınlık, isyan, küfür” anlamında kullanılmıştır. Bu vasfın münafıklara izâfe edilmesi; tuğyanın onlarda baskın bir sıfat olduğunu gösterir.

Önceki ayette geçen münafıkların tavırlarına karşılık Allah’ın istihzası, onlara değer vermemesi, hakaretlerine aldırış etmeyip serbest bırakmasıdır. Böylece onlar dalâlet çukurunda kalır, vakti gelince de ilâhî adalet gereği cehenneme hor ve hakir vaziyette atılırlar. (Bkz. A'raf 183)

Onların şaşkınlığı ise; tuğyanlarının neticesi olarak basîretsizlik ve fikir körlüğü içinde olmalarıdır.

Not: Âyette, istihzaya verilen ceza, istihza şeklinde ifade edilmiştir. Belağatta buna “müşakele” denilir. Müşakele, aynı ifadenin birbirinden farklı anlamda kullanılmasıdır. Mesela “kimse bana cahillik yapmaya kalkmasın, ben ondan daha fazla cahillik yaparım” diyen bir kimse, kendisi hakkında kullandığı cahillik ifadesinde müşakele yapmaktadır. Ayette geçen münafıkların istihzası zulüm ve saldırı, buna karşılık Allah’ın istihzası ise adalettir. Çünkü bir kötülüğün karşılığı, ona denk bir cezadır. (Şûra 40)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum