Türkiye 15 Temmuz alçak darbe ve işgal teşebbüsünde, tam olarak büyük bir uçurumun kenarından döndü. 

Kırk yılı aşkın bir süredir bütün mukaddes değerlerimizi ustaca ve hainane bir şekilde kullanarak yapılanan ve devletin her birimine ustaca ve tam bir gizlilik içinde yerleşen bir örgütün bu alçak teşebbüsünü etkisiz hale getirmek çok kolay izah edilecek bir hâdise değil. 

Bu püskürtmede, bu büyük milletin çok muhteşem bir kahramanlığı söz konusu olduğu gibi, İlahi bir himaye ve inayetin de bütün izlerini görmek mümkündür. 

Devletin bütün gücünü ve silahlarını ele geçiren bir ihanet örgütüne karşı, gecenin bir vakti maddi ve dünyevi hiç bir kaygıya kapılmadan ve hayatını feda etmekten zerre miktar çekinmeden karşı koymayı nasıl izah edebiliriz?

Bu millet 15 Temmuz'un karanlık gecesinde, vatanının içteki hainler vasıtasıyla bu ülkenin kadim düşmanlarına teslim edilmesinin önüne geçmek için tam olarak 250 aziz evladını şehadet yolu ile ebediyete uğurladı. 

İki binden fazla kahraman da, bu mukaddes dava uğrunda hayatlarını hiçe sayarak gazilik payesine tam hak ederek sahip oldular.

Milletin 15 Temmuz direnişini bazı kesimler ısrarla ve inatla küçümseme ve çok basit görme temayülünü sürdürmeye devam ediyor.

Bu sathi ve basit yaklaşıma, bu vatan topraklarında yaşayan hiç bir ferdin hakkı yoktur.  

Bu durum en başta iki yüz elli şehid ve iki bini aşkın gazinin hukukuna ve döktükleri kanın kudsiyetine hakarettir.

Siz 15 Temmuz gecesi şehid olan hangi şehidin hikayesini okur veya dinlerseniz, mutlaka bir aziz dava şuuru, teslimiyet ile halka ve hakka adanmışlık görürsünüz.

Yakınlarından dinlediğimiz ve onların anlatımı ile okuduğumuz bu şehid hikayeleri, bazı insanların bir gecede veya birkaç saatte nasıl da velayet mertebelerine yükseldiğinin muhteşem birer destanı mesabesindedir.

Bugüne kadar dinlediğim ve okuduğum bütün bu şehid hikayelerinde aynı iman ve seçilmişlik izlerini gördüm. 

Ve eminim ki diğer bütün şehidlerin de hikayelerinde aynı ruh ve mana bütünü ile mevcuttur.

Bundan dolayıdır ki, bu vatanda yaşayan hiç bir ferd, 15 Temmuz'da bu milletin gösterdiği azim, iman, cehd ve kararlılığı küçümseyemez veya görmezden gelemez.

Bu millet ve bu devlet, yokluk ve kurulan haince tuzaklar içinde kıvranan İslam alemi için yegane bir ümit ve kurtuluş kapısı olarak görülmektedir.

Son yıllarda hükümetimiz ve devletimiz, mazlum ve masum bir şekilde yaşamaya zorlanan bütün Müslümanlara sahip çıkmakta, maddi ve manevi gücünün çok çok üstünde bir performans ve gayretle her tarafa yetişmeye çalışılmaktadır.  

Suriyeli masum ve mazlum insanlar başta olmak üzere, bütün mazlumların dua ve yakarışları Türkiye için semalara yükselmektedir.

Rabbimiz bu kadar büyük külliyet kesbeden bu duaları elbette cevapsız bırakmayacaktır. 

Kim ne derse desin, bu millet 15 Temmuz'da yeni bir İstiklâl Mücadelesi vermiştir ve bir gecede şafağın sökmesi ile birlikte içimize çöreklenen hain ve düşmanları büyük bir cehd ve iman ile sahiplerinin yanına göndermiştir.

15 Temmuz ihaneti, bu milletin ayağına takılan bu alçak ve sinsi pranganın parçalanmasını netice vermiştir. 

Hain ve alçak terör örgütü FETÖ, bu milletin kalbinden, ruhundan, gönlünden ve vicdanından ebediyyen kovulmuş ve esfel-i safiline yuvarlanmıştır.

Ecnebiler ve İslâm düşmanları hesabına bu millete esaret boyunduruğu takmak isteyen alçak ve hain örgütlerin yeri, ancak ve ancak esfel-i safilindir. 

Allah bu milleti her türlü fitne ve tuzak ile alçak ve hain teşebbüslerden muhafaza buyursun. 

Bu kahraman ve aziz şehidlerimizin hepsine Rabbimden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.

Bu aziz şehidler, dünya durdukça bu milletin kalbinde rahmet duaları ve muhabbet ile hatırlanacaktır.