Halil USLU
3ler, 33ler, 99lar, 19lar
Kâinatta başıboş, avare hiçbir şey yoktur. Görmememiz, olmadığına delil olamaz. Hissetmememiz, ufkumuzun darlığı ve kasavet-i kalbiyedendir. Merhum Mehmet Akifin "Bastığın yeri tanı" tâbiri, maddî ve manevî sahada doğrudur. Âyetlerde Her şeyin kendi lisanıyla Allahı zikrettiği ve her şeyin güzel yaratıldığı 1 buyrulmuştur. İnsan bir sır, kâinat bir sır. Bizler sırlar âlemi deyip, anlatılması muğlak veya muhatabın tartması zor olan bahsi ve hakikatı geçip gidiyoruz. Fakat kesin biliyoruz ki; zerreden Süreyyaya kadar her şey, iplere bir dest-ı gaybî ile dizilmiş tesbih taneleri gibidir, dizen var, bilen var.
Van ilimizin Erek Dağının çilehanesinde 1924lerde misafir kalan Bediüzzaman Hazretleri, talebesi, ağabeyimiz Molla Hamid Ekinciye Ellerinle tesbih çekme (karıştırabilirsin), 33 bir sırdır, bir şifredir, 99 da bir şifredir. Senin ev kapını açan anahtarın bir demir dişi fazla veya eksik olsa kapıyı açar mı? Kapı açılmaz, eve girilmez, dışarıda kalırsın demiş. Bunun üzerine Molla Hamid yıllarca tesbihi elinden bırakmadı, o sırrı çözerek göçüp gitti.
Sesleri işittiğimden, yani kulaklarım duyduğundan beri hep söylerler: 3ler, 7ler, 40lar vesâireler... Biz Konya Üçler Mezarlığından daha çıkamadık, ne kadar 3ler varmış. Üçleri tanıyan var, tanımayan var. Hz. Mevlânâ dergâhına 7 yaşımızdan itibaren sayısız kereler girdik, kabr-i şerifini görmeye kadar. Yalnız kendim değil çok gönül ve kalp ehli zevâtla girdik, girmekteyiz. Her girişte bir huşû, bir mânevî feyz ve füyuzât vardır.
Gözyaşlarının aktığı ve duâların kabule karîn olduğu bir mübarek mekân. Bu mekânda mazinin sema salonu bölümünde teşhir edilen ve lisan-ı haliyle oturan 990 adetli bir kocaman tesbih... Halka-i zikir denilen cemaatle zikirde kullanılan büyük bir tesbih... Fakat içinde 10 tane 99 var. Bizlerin cebinde 33lü tesbih.
3ler, 33ler, 99lar ve 990lar... Bunlar bir İlâhî kapının şifreleri. Elle tutup hissetmediğimiz, gördüğümüz hâlde göremediğimiz sırlı âlemin miftahı... 14 asırdır Efendimiz (asm) bize bahşetmiş kereminden, feyzinden, şefkatinden. 14 asırdan beri nice 33ler var, 99lar var. Tartılması ve hesaplanması idrak-ı beşerin fevkindedir. Kâinattaki halka-i zikrin içine bu 33ler, 99larla katılmaktayız.
Onun için büyük şair Ali Ulvi Kurucu Ağabeyimiz Fahr-ı Kâinatın (asm) yanından bize sesleniyordu ve bazı zamanlarda da kulaklarımıza fısıldıyordu: Her zerrenin Allah diyen âhengine bak da, / Milyarlarla dilin andığı Sübhana gönül ver / Ey aşık-ı didar, ağyara değil candaki canana gönül ver.. 2
Bu mısralarda kâinattaki zikrin ve Efendimizdeki (asm) şifrelerin mânâları vardır.
Kasaların şifresini kabul edenler, kapıların anahtar dillerini bilenler, tesbihlerin şifresini nasıl bilemezler ve nasıl çekemezler. 33ler çekiliyor, ya bir de her tanenin içindeki mânâlar işitilse ve hissedilse ne olur acaba? Velilerin ve peygamberlerin yolu bu değil mi? Dünyanın dönüşündeki sema hızını ve yürüyüşündeki süratini hissetmediğimiz gibi, tesbihteki 33 ve 99 sırlarını çözemiyoruz ve acze düşüyoruz. Fakat her şeye rağmen kısa bir iletişimle birlikte ruh âleminin huzurunun, vicdan kapısının aralandığını hissetmekteyiz, hissedilmelidir. Toprağa düşen rahmet damlaları gibi...
Hz. Mevlânâ dergâhında dünyanın en küçük el yazması bir Kurân-ı Kerim var. Bir hanım 19 yılda yazmış, sırlar âlemi... Hz. Bediüzzaman, Cevşenül-Kebirde bütün zatların evradlarını toplamış. İçindeki Tahmidiyeye baktım, 19 bölüm ve her bölümü bir şifreli şifa hazinesi. Türkiyede resmî olarak 1818 adet Sakal-ı Şerif var olduğu beyan edildi. Bu 1818de 2 tane 9 ve toplamında 99 çıkmaktadır. Allaha açtığımız avuçlarımızda 99u görüyoruz. Şükürler olsun...
Dipnotlar:
1- Secde: 7; İsra: 44.
2- Gümüş Tül ve Alevler, Ali Ulvi Kurucu.
Yeni Asya
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.