Abdulkadir ÇELEBİOĞLU
Bediüzzaman'ın Kaybolan ve Günümüze Ulaşmayan Eserleri Var Mıdır?-3
4- İȘÂRÂTÜ'L-İ'CÂZ'IN KÜRTÇE İLK YAZMASI
Münâzarât eserinin ilk yazması Kürtçe olduğu gibi İşârâtü'l-İ'câz eserinin de ilk yazması Kürtçe'dir.
Üstâd Bediüzzaman'ın Eski Said Dönemi talebelerinden Müküslü Hamza Ağabey'in "Bediüzzaman'ın Tarihçe-i Hayatı" diye yazdığı ve "Bediüzzaman Said-i Nursî'nin Tercüme-i Halinden Bir Hülasâdır" ismiyle de Âsâr-ı Bedîiyye eserinin içinde bulunan yerin âhirinde "Âsârı" başlığı ile Üstâd Bediüzzaman'ın o zamana kadar neşredilen eserleri liste hâlinde sıralanmıştır. Orada İşârâtü'l-İ'câz hakkında şu ifadeler geçmektedir:
"İşârâtü'l-İ'câz Fî Mezânni'l-Îcâz: Nâmında bir tefsîr-i şerîf şimdiye kadar o menhecde te'lif olunmuş bir tefsir mevcûd değil... Ve hatta diyebilirim ki; mahsul-u karihasından başka, evkaf malını derc etmemiştir. Kelâm-ı Kadîm nazımca mu'ciz, mefhumca hak ve hakikat olarak fünûn-u müsbeteye tamamen muvafık ve rehnumâ olduğunu isbat eder. Hazret-i Üstâd bu tefsîri te'lif etmeden evvel, halka-i tedrisinde bulunuyordum. Kelâm-ı Kadimi eline alıp Kürtçe takrir ederdi. Hiç kitaba veya tefsîre bakmazdı. Arkadaşlarımızdan Molla Habib nâmında bir efendi Kürtçe not tutardı.
Çok devam etmeden Harb-i Umumî başladı Bediüzzaman Said Efendi muharebe esnasında Cebhe-i Harbde me'haz olarak yalnız o notlara malik olduğu halde, elyevm Evkaf Matbaasında tab'ıyla iştigal ettiğimiz o kitabı te'lif etmiştir. -Hamza-" (Âsâr-ı Bedîiyye, s. 693)
Üstâd Bediüzzaman "Ben Kürtçe düşünürüm, Türkçe ve Arapça yazıyorum." (Âsâr-ı Bediiye, s. 302) demiştir. Düşündüklerini o anda Kürtçe ifade etmiş olması ve talebesi Molla Habib'in de Kürtçe not alması imkân dâhilindedir.
Burada da görüleceği üzere Üstâd Bediüzzaman "Kelâm-ı Kadimi eline alıp Kürtçe takrir ederdi. Hiç kitaba veya tefsîre bakmazdı. Arkadaşlarımızdan Molla Habib nâmında bir efendi Kürtçe not tutardı." İșârâtü'l-İ'câz eserinin aslını teşkil eden notlar, bu bahsi geçen notlardır. Bu Kürtçe notlar, daha sonra Arapça'ya tercüme edilmiştir. Ve yıllar sonra da eserin müellifi Üstâd Bediüzzaman'ın emri üzerine kardeşi Abdülmecid Ünlukul Ağabey, İşârâtü'l-İ'câz'ı Türkçe'ye tercüme etmiştir.
Bugüne kadar İşârâtü'l-İ'câz eserinin aslını teşkil eden Kürtçe notlar ortaya çıkmadığı gibi sadece şu şekilde bir bilgiye ulaşmaktayız; «"İşârâtü'l-İ'câz'ın müsvedde-i evvelisi düşmanın elinde parça parça olmuştu..." {[*] Osmanlıca Lem'alar s. 870 -Mustafa Gül yazısı, İlk Teksir, 1. Baskı-}» (İşârâtü'l-İ'câz, Tercüme: Abdülkadir Badıllı, s. 7)
Bu ifadelere bakılır ise "İşârâtü'l-İ'câz'ın müsvedde-i evvelisi"nden kastın ilk olarak Kürtçe alınan notlar olduğu söylenebilir. Ve onlar da "düşmanın elinde parça parça olmuştu..." Yahut İșârâtü'l-İ'câz eserinin Arabî notlarının ilk müseveddeleri de kastedilmiş olabilir.
Diğer bir ihtimal de 1. Cihan Harbi'nde bu Kürtçe notlar ya cephede kaybolmuş veya eser Arapça'ya dönüştürülüp bastırıldıktan sonra o notlara ihtiyaç duyulmadığı için, bir yere kaldırılmıştır. Zamanla da unutulup gitmiş olabilir. O Kürtçe notların başka nüshası var ise ve ortaya çıkarsa Kur'ân-ı Kerîm'in İ'câz'ı hususunu Kürtçe olarak ele alan alanında nâdir bir eser olacağı muhakkaktır.
(Devam edecek)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.