Prof. Dr. Abdullah YILMAZ
Kuzular, Kuşlar ve Z Kuşağı
5-6 Ay önce bir dostumla sohbet ederken Bediüzzaman hazretlerinin; “Âlim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay (ağızda kusmuk şeklinde hazmolmamış gıda) verir.” (Mektubat; s. 525) tespitindeki koyun alegorisine şu dikkat çekici yorumu getirmişti:
Koyun sadece ihtiyaç duyduğu otu yemeye odaklanır ve bilir ki onun vazifesi karnını doyurmaktır. Yediği gıdanın süte dönüştürülmesi Halikının vazifesidir. O sadece üzerine düşen vazifeye odaklanıp onu en güzel surette yaptığında, Kadir-i Mutlak olan Yaratan, rahmet hazinesinden o memeler musluğuna sütü gönderecektir.
Ve Halık Teâlâ o masum kuzuya da sevk-i fıtriyle yüzlerce koyun arasından annesini buldurup memeler musluğu vasıtasıyla gönderdiği gıdaların en safi, temiz ve faydalı olanına yönlendirecektir.
Başta ebeveynler olmak üzere okuldaki öğretmenden medresedeki müdebbire kadar sosyal hayatın her konumunda mürebbi(ye) vazifesi gören yetişkinlerin asıl vazifesi; kendi hususi dünyalarında istikamet ve istikrarı muhafaza etme cehd ve gayretinde olmalarıdır. Onlara düşen yükümlülük budur.
Mürebbi(ye) pozisyonundaki yetişkinlerinden bu hâl ve tavrı gören çocuk ve gençlerin ekstradan öğüde ve(ya) sözlü tahakküme ihtiyaçları olmayacaktır.
“İdeal terbiye”nin usul ve üslubuna dair bu istisnai yaklaşım bendenizi derinden etkiledi. Başta kendi evlatlarım olmak üzere Z kuşağının söze değil icraata baktıklarını bizzat tecrübe etmiş biri olarak bu kısa muhavereyi akıl defterime not edeyim ve sözü yazıya hapsedeyim istedim.
Vesselam!
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.