Alak: Kan Pıhtısı mı, Sevgi mi?

İslamoğlu’nun “şaz” görüşlerinin izini sürmeye devam ediyoruz. Konumuz Alak suresinin 2.ayeti. Ayet mealen şöyle: “O, insanı bir alaktan (kan pıhtısı) yarattı” Alak", "Alaka"nın çoğuludur. Manası, "pıhtılaşmış kan"dır. (Mevdudi) Alak”, yahut “alaka”, erkeğin spermiyle döllenmiş dişi yumurtadan bir hafta zarfında oluşan hücre topluluğunun rahim cidarına asılıp gömülmüş şekli demektir.  Arapça "Alak" kelimesi, üç anlama sahiptir. 1) Kan pıhtısı, 2) Asılı duran madde, 3) Sülük.

Alaka, küçük kurt (embriyon) demektir. Modern tıp isbat etmiştir ki, insanın yaratılmış olduğu meni, gözle görülmeyen, ancak mikroskopla görülebilen, başı ve kuyruğu olan küçücük spermleri ihtiva et­mektedir. En güzel yaratıcı olan Allah yücedir. Kurtubî şöyle der: Yüce Allah, insanın şerefini göstermek için burada özellikle onu zikretti. Alaka, sıvı kan parçasıdır. Rutubetli olduğu için, üzerinden geçtiği şeye yapıştı­ğından dolayı ona bu isim verilmiştir. (Es-Saffet-üs Tefasir)

Mustafa İslamoğlu bu ayeti şöyle yorumluyor: “O, insanı sevgi ve alakadan yarattı” Alak ve alaka maddi olarak “embriyo ve hücre”, manevi olarak “sevgi ve ilgi-alaka” anlamına gelir. Doğru tercih ikincisidir. (Gerekçeli Meali s.1279)

Alak kelimesinin sevgi manasına geldiğini söyleyen ilk kişi islamoğlu değil, işari tefsir geleneğinde bu ayeti sevgi manasında yorumlayan bazı alim-mutasavvıflar vardır. Kabul etmek gerekir ki bu alimlerin yaptığı mana takdiri ilmi olmaktan çok hissidir. Kaldı ki bu alimlerin yaptığı birinci manayı nefyetmek değil, onu sarih olarak kabul etmekle birlikte ikinci bir mana olarak (işari, telmihi, imai, remzi) daha doğrusu bir çeşni kabilinden bunu tercih etmişlerdir. Ama dikkat ederseniz islamoğlu ilgili ayete düşmüş olduğu tefsir dipnotunda “doğru tercih ikincisidir” diyor. Yani birinci ve en meşhur tercih yanlıştır hazrete göre. İşin aslını öğrenmek üzere isterseniz Türkçe mealler arasında kısa bir gezintiye çıkalım.

“…Kan pıhtısından var etti”.(Gölpınarlı)

“…Bir alak'tan yarattı.” (A. Bulaç)

“…Kan pıhtısından yarattı.” (A.Parlayan)

“…Bir alakadan (embriyodan) yarattı” (A.Varol)

“…Kan pıhtısından yarattı.” (A.F.Yavuz)

“…Yapışkan döllenmiş yumurta hücresinden yarattı.” (B.Bayraklı)

“…kan pıhtısından yarattı.”(M.Öztürk)

“…Kan pıhtısından/embriyodan yarattı.” (C.Külünkoğlu)

“…Pıhtılaşmış kandan (alak'tan) yarattı.” (Diyanet M.)

“…Embriyodan yarattı.” (E.Yüksel)

“…Alekadan yarattı.”(Elmalılı)

“…Kan pıhtısından yaratdı.”(H.B.Çantay)

“…Kan pıhtısından yarattı.” (K.Çelik)

“…Uyuşmuş kandan yaratmıştır.” (Ö.N.Bilmen)

“insanı bir yumurta hücresinden yaratan!” (M.Esed)

“…(rahim cidarına) yapışan bir hücreden yaratan.” (S.Yıldırım)

“…Alaktan (embriyodan) yarattı.” (S.Ateş)

“…Alaktan yaratan.” (Ş.Piriş)

“…Kan pıhtısından yarattı.” (Ü.Şimşek)

“…Embriyodan/ilişip yapışan bir sudan/sevgi ve ilgiden/husûmetten yarattı.” (Y.N.Öztürk)

Bu son meal dikkate değer! Zira 10 kelimeden oluşan bu ayetin orijinali 4 kelimedir. Birincisi, “bilimsel yorum (Et-Tefsir-ül ilmi) ekolünün icat ettiği bir anlamdır ve icat tarihi henüz yarım asrı bile bulmamıştır. İkincisi, ‘alak’ kelimesinin klasik tefsirlerdeki mevcut lugavi anlamıdır. Üçüncüsü, “simgesel yorum” (et-tefsir-ül işari) ekolünün –daha doğrusu tasavvuf ehlinin- verdiği anlamdır. Dördüncüsü, tam bir muamma çünkü tarihte hiç kimse buna yani ‘alak’ kelimesine şimdiye kadar husumet manasını takdir etmiş değil. Bir kelime hem sevgi anlamına gelecek hem de aynı zamanda düşmanlık anlamına gelecek. Bu nasıl bir garabet anlamak zor doğrusu!

Görüldüğü gibi bütün müfessirler ve mealciler alaka’nın çoğulu olarak Alak kelimesine, “kan pıhtısı görünümünde olan döllenmiş hücre” anlamı verirken İslamoğlu ise bu mananın yanlış olduğunu dolayısıyla bütün müfessirlerin bu ayeti yanlış anladığını ve yorumladığını söylemeye getiriyor sözü. Merhum Elmalılı M. H. Yazır,  maddî mânadan başka kelimenin bir de “ruhanî ve manevî olarak “alâka” gibi aşk ve sevgi mânası da olduğunu, dolayısıyla “alak” dan, “rabbanî bir izafetten ibaret olan ruhî ilişiğe kadar, insanın yaratılışının başlangıçlarını kapsayan, hem de okunan metnin ruhî bir sevgi ve alaka ile takip edilmesine bir uyarı ihtiva eden bir mâna düşünmenin mümkün olduğunu yazar ki, güzel ve dikkate şayan bir tefsirdir. Ancak dikkat edilirse merhum Elmalılı bu ikinci yorumu yaparken birincisini inkar etmiyor onunla birlikte bir ceşni kabilinden yapıyor bu ikinci yorumu. Sonuç olarak İslamoğluna olan itirazımız ayeti “sevgi ve alaka” olarak anlaması ve yorumlaması değil, en meşhur, en muteber, en sahih, en doğru olan birinci anlamı, yorumu ve tefsiri inkar etmesidir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
8 Yorum