Dursun SİVRİ
Alâkadarlık ölçüsü ve fabrika ayarları
İnsan insaniyet itibarıyla, sahip olduğu donanımı, duyuları, duyguları, akıl, ruh, kalp ve sair lâtifeleriyle çok çeşitli kanallardan ikazlara muhataptır.
Beş duyu organlarıyla aldığı uyarıların hafıza arşivindeki mahiyeti ile yeni aldıklarını kıyaslayarak ilgili rafa istifler.
Uyarıya ilk tepki fabrika çıkışı kalibre edilmiş ilk beyin tepki verir.
İlk tepki veren beyin insanın nefsi, biyolojik ve hayvani hassasıdır.
“Faydalı ise al zararlı ise defet. Tehlike büyük bir şey ise kaç, gücünü aşmayan küçük ise vur ve etkisiz hale getir” talimatına beyin kodlanmıştır.
İnsanda nebati, hayvani ve insani olmak üzere üç hayat hüküm sürer.
Biyolojik hayat irademiz dışında Yaratıcının sevk ve idaresindedir.
Hayvani hayat biyolojik hayatın gereği olan beslenme ve korunmaya ayarlanmış set edilmiştir.
İnsani hayat doğuştan itibaren her şeyi öğrenmeye muhtaç durumda yaratılmıştır.
Dünyaya geldiğinde hiçbir şey bilmediği için acziyetine hürmeten başta annesi ve etrafındakilerin şefkat duyguları yine Yaratıcı tarafından insan fıtratına dercedilmiştir.
Ancak on beş yaşından sonra hayat için fayda ve zararı tefrik edecek duruma gelebilir.
Hayatın devamı için lazım olan rızık taahhüd-ü Rabbani altındadır.
İnsana düşen hazır olanı alıp istifade etmektir.
İnsanın donanımı sadece bu dünyadaki biyolojik hayatın levazımatını tedarik etmek için verilmediği anlaşılır.
Akıl, ruh, vicdan, sınırsız istidat, kabiliyet, kuvve ve latifeler kısacık dünya hayatına göre ihtiyaçtan fazladır.
Hayal gücü, ebedi yaşama arzusu, yeteri kadar kullanılmamış nice kabiliyetleri vardır ki, sınırsız emelleri, arzu ve isteklerinin bu kısa hayatta gerçekleşmesi mümkün değildir.
Madem ömür kısa lüzumlu işler çoktur. O halde işleri önem ve önceliklere göre sıraya koymak lazımdır.
Meyve Risalesinin Dördüncü Meselesinde ikinci dünya savaşını hiç merek etmeyen Bediüzzaman’a talebeleri sorar “Bu dünya harbinden daha büyük hadise mi var?” diye.
Meseleyi kopyala yapıştır yapmadan kısaca anafikir olarak anlaşılması gereken cevap ve mesaj. ”Evet bu dünya harbinden daha büyük insanın başına açılmış, imanla kabre girip girmeme davasıdır. Dünya devletlerinin imkânları da olsa bu davayı kazanmak için harcanmalı…”
Bediüzzaman’ın cevabı evvelinde bir formül ortaya koyar. “Mütedahil (iç içe) daireler” formülü.
İnsanın alakadarlık derecelerini izah eder. En küçük dairede daimi ve en büyük vazife. En dışta ise en küçük ara sıra gereken vazife.
Her insan vatanı ile memleketiyle alakadardır. Alakadar olmak insaniyetin icabıdır.
Ancak en küçük daire olan kalp ve mide dairesinin vazifeleri manevi ve maddi hayatın gerekleridir.
Kalpteki iman hayata hayat olmazsa geniş daire denile vatan, memleket, insanlık dairelerindeki vazife de hakkıyla yapılamaz.
Alakadarlık ayarları olan Meyve Risalesi’nin Dördüncü Meselesi çok harika ölçülerdir.
Aynı zamanda stresle baş edebilme teknikleridir.
Stresle yönetiminin basit birkaç yolu vardır. Bunlar özetle;
-İman tevhidi, tevhid, teslimi, teslim saadet-i dareyni (iki cihan saadeti) iktiza eder.
-Kadere iman eden kederden emin olur.
-Hayatta önem ve öncelikleri doğru sıraya koymak (İç içe daireler formülü) ile hadiselere bakılırsa çok gereksiz ehemmiyetsiz şeyler için stres yaptığımız görürüz. Farkındalık budur.
Her insan kendi fabrika ayarlarını bu kriterlere göre kendi kendine yapabilir.
Sağlıklı mutlu günler dileğiyle.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.