Alnımızdan andımız/bandımız gitti

Andımız kalkmış. Ne güzel. Şu aidiyeti bana ait olmayan isimlendirmeye bakar mısınız: "Andımız"! İfade edilişi bile herkesi kapsayacak ve herkes adına "biz" dedirten bir dayatmanın ruhsuz menfiliği ile dolu.

Hiç bir zaman "Andımız" değildi.

Belki bandımızdı. Herkesin alnına yapıştırılan bir bant.

And denebilirdi. Hayır "Andımız" çünkü hepimiz  Türkler’den bile habersiz Türk olmuşuz.

Burada mevzu "Türküm" denmesi değil. Türkler üzerinden ve Türklük üzerinden yürütülen bir menfilik.

Türkler’in geçmişinde son yüz yıl hariç böylesi mümin kardeşine yönelik bir dayatma yok.

Peki  Türkler devletten böyle bir andımız/bandımız mı istediler?

Asla

Peki nereden çıktı?
1892 Rodos doğumlu Reşit Galip 19 Eylül 1932-13 Ağustos 1933 arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış, Cumhuriyet 10. yılını doldururken 23 Nisan 1933 sabahı çocuklarına kendi yazdığı bir andı okutmuş ve o gün Çocuk Haftası’nı açış konuşmasında da bu metni tekrar etmişti. Bu konuşmanın ardından Bakanlıkça yayımlanan bir genelge ile Cumhuriyet'in 10. yılından başlayarak okullarda bu ant sürekli hep bir ağızdan okutulmuştur. (Şerafettin Turan, Dr. Reşit Galip'in Atatürk'e Yakınmaları, Ankara Üniversitesi Dergisi, Cilt:25, Sayı:39).

Aslında andımız değil demokrasiyi ve inananları alınlarından fişleyen/deşifre eden bir bandımız vardı.

Şimdi o bant kalktı alınlarımızdan.
Şimdi işte "açık alın" olduk.
Şimdi secdeye daha rahat gideceğiz.
Çünkü hepimiz müminiz Elhamdülillah. Din kardeşiyiz.

Şükür ki Türkler ve Kürtler başta olmak üzere mümin ahali birbirini çok seviyor.

Hele bu andımız denen aslında "and" da kalktı ve bandımız olan leke söküldü.

Şimdi secdeye giden mümin alnı ile kafaya birde takke takmak var.

İşte en büyük ve en saygılı davranış.

İnanın bundan sonra Türklerden habersiz rejimin kendi üretimi olan ve "Muvakkaten Türkçülük perdesi altında Türkler’i kullanma" dessaslığını yapan rejim geri çekildikçe kardeşliğimiz büyüyecek.

Ve herkes birbirini daha çok sevecek.

Türkler ve Kürtler, daha çok muhabbet, şefkat ve hürmetle sarılın birbirinize.

Bir de Suriye’den gelen misafirlerimiz ve mağdurlar olan Arap kardeşlerimizi de bağrımıza basalım. Şimdi onlara şefkat vakti.

Kaderin derin sırlarına akıl erdiremesekte, siyasi boğuşmaların zulümleri devam etsede, istikbal ümidi ile yeni kaynaşmaları sağlayan ve yeni beraberliklerle hepimizi yoğuran ve terbiye eden yeni bir döneme girmekteyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum