Emrin amacının idraki, emrin kendisinden daha önemlidir...!!!

Sezonu açılmıştır;

- Boynuzlu mu olacak?

- Dişi tam mı olacak?

- Yurtdışında kesersek ne olacak?

- 7 kişi değil de 8 kişi girebilir miyiz danaya?

- İlk gün mü kesmek efdaldir son gün mü?

- Horoz kessek olur mu ya da civciv?

- Kan akıtmasak da kasaptan kilo ile et alsak olmaz mı?

- Kredi kartı ile alsak ya da kredi çeksek kurban kurban olur mu?

- Ne kadarını yiyip ne kadarını dağıtsak, dağıtmak zorunda mıyız?

- En az kaç yaşında olmalı, kurban kime düşer kime düşmez gibi soruların her yılki takribi nakaratının...

Tıpkı her ramazanda;

- Hilali göremiyoruz ne yapalım?

- Kutuplardakiler ne yapacaklar?

- İmsak saati yanlış mı, sabah 8 gibi başlayıp brunch yapsak niyetlensek olmaz mı?

- Arabistan torpilli mi biz onlardan çok mu tutuyoruz? 

- Teravih gerçekten var mıdır, ne zaman başlamıştır, 8 rekat kılsak olmuyor mu, klimanın gücü ile orantılasak olmaz mı, evde kılsak kabul olmaz mı, sorularının sezonu başladığı gibi...

Ya da her döneme mahsus;

- Tesettür öyle olmaz böyle olur mu?

- Cilbab sadece çarşaf mıdır?

- Sadece başımızı kapatsak biraz da dar giyinsek olmaz mı?

- Milenyum çağı biraz gevşek olsak kabul edilmez mi?

- Örtünün belli bir rengi var mı?

- Örtülünün tokalaşması caiz midir gibi soruların nakarat ettiği gibi...

Dayanabildiğiniz kadar tutun orucu, herkes yanılabilir imsakta, teravihin sayısı ya da bir yeri yok hem kılmasanız da olur, çok ihtilaflı bir konu bu!

Örtünün rengi ne demek en ilginç, en moda olanını seçin, başınızdan başka örtecek yeriniz yok zaten, sarılın, tokalaşın, rahat olun!

Kan akıtmayın kasaptan alın eti, onlar da tarladan topluyor zaten, hem çağdaş bir çözüm bu, hem hesaplı, hem az yorucu! İlle de alıp kesecekseniz, kredi kartı ile almayın kurbanları, hırsızdan satın alıp fakire dağıtmak da neymiş? Hırsızlık yapın öyle dağıtın, (sermayesiz olur) Robin Hood ilham kaynağınız olsun, zengini soyun fakire dağıtın...

1400 yıldır hiç değişmemiş ayetlerin amacını idrak edemezsek, o işleri neresinden yamultacağımızı arar dururuz, nerede bir alim müsvettesi, medya maymunu da çıkıp ortaya bir fitne atsa alır bir sevinç nefsimizi!!!

Kurbanı neden kesiyoruz, neden namaz kılıyoruz, neden örtünüyor, neden aç kalıyoruz, NEDEN NEDEN NEDEN? Kur’an’da hadislerde veya ilmihallerde rahatça bulacağınız cevapları sıralayacak değilim.

Emrin amacını bilmeyen de emri getirir yerine(!), namaz kılar, kalkar yalan söyler, kurban keser faiz der, oruç tutar küfür eder, başını örter, kalbi açıkta kalır!

Bilmek olmazsa olmazdır ve şeytan hemen hepsini biliyor, oysa HAREKETSİZLİK üzerine inşa ettiği vesveseleri gibi bildiğini yapmaz ki yaptırsın!

Bazımız da çok bilir de bildiğinin çok azını yapar.

Bazımız tam bilmeden yapar.

En aşağıda hiç bilmeyip, hiç yapmayandan yola çıkarsak, en üstte; bildiğini kadarını tatbik ederek yeni şeyler öğrenenleri bulmak, hangimizi şaşırtır?

Emrin amacının idraki, emrin kendisinden daha değerlidir.

Yoksa motor gücü ameli ile orantılı, dümensiz (amaçsız) bir gemide, düşeceğimiz sürpriz limana da razı olmak kaçınılmaz değil mi?