Aradaki mesafe

Medenilere benzemeye çalışmak bir hastalık mı?

Bilemiyorum sadece başka şekilde ifade edemediğimden olsa gerek ki, böyle ifade ettim.

Bazı Nur Talebelerinden duyuyorum veya tartışma ortamlarında dile getirdikleri bir hakikat var o da şudur.

Diyorlar ki, bilim dünyasına veya ehl-i sefahat insanlara yaklaşmak ve onlara Nurlardaki hakikatleri anlatabilmemiz için bazı konularda taviz vermemiz gerekiyor.

Mesela Bediüzzaman Hazretlerinden bahsederken “Nursi” şöyle ifade etmiş, “Said Nursi’nin şöyle bir görüşü var” gibi ifadeler kullanmak gerekir. Ona olan saygımız onun fikirlerini anlatmamıza engel olmamalıdır. Şayet Bediüzzaman Hazretleri gibi veya Üstad hazretleri gibi ifadeler kullanırsak “bu kişi zaten taraftır” derler ve fikirlerimize değer vermezler” bibi bir yaklaşımdan bahsediyorum.

Bana göre bu doğru bir yaklaşım değildir. Nefsin ve enaniyetin bir aldatmasıdır. Buna yine Bediüzzaman Hazretlerinin şu veciz ifadesiyle cevap vermek istiyorum.

Diyor “Umûr-u diniyede müsamaha veya teşebbühle medenîlere yanaşmayın. Çünkü, aramızdaki dere pek derindir; doldurup hatt-ı muvasalayı temin edemezsiniz. Ya siz de onlara iltihak edersiniz, veya dalâlete düşer, boğulursunuz.” (Mesnevi Nuriye sh. 107)

İslam literatüründe saygının yeri büyüktür. Peygamber efendimizin ismi geçince (sav), sahabelerin ismi geçince (ra), müçtehitler için (ks) gibi hürmet ifade eden sözleri kullanmak önemli bir gelenek olmakla birlikte bir vecibedir.

Bunların dışındaki insanlara da Hazret veya efendi gibi ifadeleri kullanmak onlara olan saygının bir gereğidir.

Teşbihte hata olmaz nasıl ki, Peygamber efendimizden bahsederken “Muhammed şöyle diyor” veya “Ali böyle ifade ediyor” şeklinde hitap etmiyorsak, çünkü edemeyiz zira bizzat Peygamber efendimizin (asv) kendi ikazı ve irşadı var.

İsminin geçtiği yerde salat ve selam getirmeyenler için üç kere “burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün” diye ikazda bulunuyor.

İşte aynen bu misallerde olduğu gibi Üstadın ismini kullanırken Hazret kelimesini kullanmamak medenilere yaklaşmak yerine onlara benzemektir ve onlar gibi olmaktır diye düşünüyorum.

Bir nur talebesi, talebesi olmaya çalıştığı ve onunla iftihar ettiği üstadına bu saygısızlığı göstermemelidir.

Söz gelmişken bu konuda bazı hususlara dikkat çekmemizde yarar var. Bazı arkadaşların işinde yükselmek, kariyer yapmak veya amirine hoş görünmek adına tavizler verdiğini sakal zaten tarihe karıştı, bıyığını kestiğini onlar gibi konuşmaya çalıştığını hatta daha da ileri giderek namazı gizli gizli belki de onların göreceğinden çekinerek kazaya bıraktığını duyuyoruz.

Şayet hayati bir tehlike yoksa bu yola girmek zincirden çıkmak demektir. Allah korusun bir müddet sonra bunu kanıksayıp sanki normalmiş gibi yapmaya devam etme gibi bir tehlikesi de var.
O nedenle diyorum ki, gelin ey nur kardeşler dinde ve dini emirlerde taviz vermek yerine iyice zayıflayan İslami hayatı ihya adına göstere, göstere yapalım bu konuda biraz zarar da görsek değer diye düşünüyorum.

Üstadın fikirlerini anlatmak için de olsa buna gerek yoktur. Zira hidayet Allah’tandır. Biz meşru dairede bütün kanalları kullanırız daha ötesi haddini aşmak ve Allah’ın işine karışmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum