Veli AHİ
Asrın Rahmi
Sararan ikindilerimiz vardı
Ve bütün renkler ağlıyordu.
Cuma sabahları
Çan sesleri geliyordu.
Neden herşeyin kısırlığına bulaşmıştık.
Oysa doğurtkan değil miydi tüm analar?
*
Ey zülüm barındıran şefkat!
Ey en azgın canavarlığa boyun eğdiren
Analık içgüdüsü…
İsyanına ne oldu?
Söylesene…
Kaç kırıntıdır ki sevgi barındırıyor
*
Öfkeyi meze diye sundukları halde…
Yine de kin tutmazdı taşlarımız.
Ne zamanki anaların bağrı sıvandı
İşte o zaman Sabahımı hançerlediler.
Patikalarıma ise uçurum serdiler.
*
Ve kaç gözyaşıdır ki derya barındırır…
Hâlbuki katığım saflığımdı.
Ekmeğimi saflığıma bandırırdım.
Yine de aç kalmazdım.
*
Ey düzenini kumpaslara eviren aymazlık!
Ey şehirlere ışık olduğunu savunan utanmaz karanlık!
Haydi gelsene
Yerime ağlayabilir misin?
*
Ben yürümeyince ağladım.
Yürümedim
Çünkü prangalarım vardı.
Yürümedim
Çünkü dehşete boyun eğmiştim.
Yürümedim
Çünkü sentetik kekik kokularım olmuştu.
*
Dağlarımda ise tepeler yürüyordu.
Toprağın çarşafına hamilelik mührü vurulmuştu.
Kutlu doğumlar sancı ile başlardı ya…
Asla deccalın memesinde süt emmeyecektim.
*
Ve aşkın alacakaranlığı…
Günahın senfonisi kulakları tırmalarken
Siyahın her tonunda muştular yükselir.
İşte o asrın içindeydik.
*
Anlık hezeyanlar zamanı esir almıştı.
Ve bütün varlar yok sayılınca
Ölü doğumlar başladı.
Oysa zaman yeniden doğmalı.
Öyle ise;
Zaman toprağın rahmine düşecek.
İşte o zaman ikindilerim “kırkikindiler” kadar
Yağmurlu olacak.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.