Bas geç Dünya'nın üzerinden

Bulunduğu hali yeterli görmek, geleceği iyi görememeyi barındırır içinde. Gelişmek, iyiye dönüşmek, güzele erişmenin sonu yok zira.

Mükemmelliğin sınırı çizilmedi henüz, çizilemeyecek de. Hangi sanat tamam dedi de durdu; musiki, mimari? Hangi düşünce kemale erdi de yeni fikirler üretmez oldu?

Duran, değişmeyen ne var? Günde kaç hal değiştiriyor insan? Sükûn yaşarken birden celalleniyor; suskun dururken öfkeleniveriyor.

Günde birkaç mevsim değiştirdiği gibi ömrünün mevsimlerinde daha net görülüyor bu hal.

Düşen takvim yapraklarını iyi okuyan; hayatın baharını yeni girenleri görünce tebessümle geçiyor yanlarından, bazen de üzülüyor, hüzünleniyor.

Yaşanmadan nasıl anlatılır bazı şeyler. Geçici zevkleri hedef eden, kemal gören; acının gergefinden geçince anlıyor hayatın çok daha yüce şeyler için yaratıldığını ve o kemal noktayı bulmak gerektiğini.

Dibi ve sahili olmayan deniz nasıl tarif edilir. Etrafını cami, ağyarını mâni kaidesi uyar mı buna? Sınırsızlığı sınırı nasıl çizilir?

Doğan her güneşte yeniden dirilmek, yeni alem sayfasını okumak; bugünün insanının ödevi, varlık sebebi, yarını taşıma görevi.

Gece gündüz, gün saniyeleri, sene dakikaları, asır saatleri; mekâna zaman düştüğünden beri akıyor, mekân yırtılıp zaman gidinceye dek dönecek bu devri daim.

Ne mekân yerinde duruyor ne zaman; her an tazelikle cilveleniyor ikisi de. Yeter yok, tamam yok, bitti yok; ilk emir oku.

Büyük bir hazinenin üzerinde oturduğunu fark etmeyen hazineden istifade edemez; bozuk demir paraları kazanç sayan ne büyük aldanış ve kaybediş içindedir.

“Dünya bir meta değil ki nizaa değsin” demiş biri. Bozuk para için kavga edilir mi; ediyor insan hatta dünya savaşları bile çıkarıyor bunun için!

Dünyasını dünya ile dolduran da bir nevi kendi ile savaşmış oluyor. İnsanın çamurlaşması, kemalden düşmesi, harcanması, dünyaya razı olması, bir damlada boğulması; içinde sonsuzluk cevheri taşıyan için kabul edile bilir bir durum değil.

Beyaz iplik siyah iplik ömrü mekik gibi dokuyor; kimi kelebek oluyor uçuyor, kimi eriyip kayboluyor. Küçük, normal ihtiyaçlar, geçici zevkler için bir ömür vermek ve bunu kemal saymak; dünyayı sabit, halini de kemal görmek; acınası bir hal değil mi?

Yürürken sağa sola bakıldığında çok görülüyor bu hallerden; iyisi mi ayak ucuna bakarak yürüyüp gitmek bu dünyalaşmış dünyadan.

Yolcu yorulur, yol bitmez; yolda ne hakikat devşirir ve onu hali ile gösterirse kazancı o yolcunun. Sahibimiz Rahman ve Rahim, buna ne kadar inanır ve o denli tevekkül edersek; dünya misafirhane, kabir dinlenme, ahiret saadet diyarı olur inşaallah.

Galiba en birinci mesele imana çalışmak, amel-i salihaya yönelmek; sonu yok hazineye girmenin başka yolu var mı?

Dünya; bas geç üzerinden.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum