Bediüzzaman, mahrem risalenin basılmasını ondan istemişti

Bediüzzaman, mahrem risalenin basılmasını ondan istemişti

Burada kastedilen mahrem risale hangisidir, meşveretle neşredebilir dediği “Said” kimdir?

Risale Haber-Haber Merkezi 

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebesi Said Özdemir ağabeyi ikinci vefat yıldönümünde rahmet dualarımızla anıyoruz. 

Emirdağ Lâhikası kitabının en sonundaki mektupta, bir mahrem risale için Üstad Bediüzzaman Hazretleri: “Said, meşveretle neşredebilir” diyor. Burada kastedilen mahrem risale hangisidir, meşveretle neşredebilir dediği “Said” kimdir?

SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBİ KİTABININ BASILMA KARARI NASIL ALINDI?

Üstadımız Said Nursi Hazretleri, Emirdağ Lâhikası’nın en son sayfasındaki mektubunda: 

“Bir mahrem risale vardı ki, o mahrem risalenin neşrini menetmiştim. ‘Öldükten sonra neşrolunsun’ demiştim. Sonra mahkemeler alıp okudular, tedkik ettiler; sonra beraat verdiler. Mahkeme-i Temyiz, o beraatı tasdik etti. Ben de bunu dâhilde asayişi temin için ve yüzde doksan beş masuma zarar gelmemesi için neşredenlere izin verdim. ‘Said, meşveretle neşredebilir.’ dedim.” (Emirdağ L. Son mektup)

Ömer Özcan sordu, Said Özdemir Ağabey cevap verdi :

Bediüzzaman Hazretleri bu mektubunda bir mahrem risaleden bahsedip, “Said, meşveretle neşredebilir” diyor. Burada kastedilen mahrem risale hangisidir? ‘Said’ Hz. Üstad’ın kendisi mi, yoksa siz misiniz?

Benim... Sikke-i Tasdik-i Gaybi kitabını basacaktık. Mühim bir eser olduğu için Üstad bana, “Said kardeşim, siz istişare edin, eğer basmaya karar verirseniz ben de ondan sonra karar vereceğim” dedi. Yeni harflerle tabi... 

Biz de arkadaşlarla istişare ettik; “Said meşveretle bastırabilir” diyor ya, basmaya karar verdik. Üstad’a bildirdik. 

Kitabın başında bir mukaddeme vardır. Orada Üstad: “Kardeşlerimin meşveretine ben de iştirak ediyordum” diyor. Böylece bu kitabı Ankara’da Doğuş Matbaasında bastık. 

Bastıktan sonra 19 Mart 1960’da Üstad Ankara’ya gelmişti. Tam o sırada bitmişti baskı. Ben matbaadan bir nüsha aldım, Üstad’a arabada verdim. 

Üstad dedi ki, “Said kardeş, bunu biz bastık ama bu risale bir derece mahremdir, bunu herkese vermeyin” dedi. “Kime verelim Üstadım?” dedim. “Has’ın, has’ına verin” dedi. Kastamonu Lâhikasında bir yerde geçiyor ya; “Naşirler, Varisler, Sahipler, Erkanlar…” diye.

tasdiki.jpg

Said Nursi, STG kitabının yeni harflerle matbaada tab edilip/edilmeme kararını talebelerinin meşveretine bırakmıştı. Talebeler kitabın basılmasına karar verince, Hz. Üstad da bu kararı kabul ettiğini kitabın ilk sayfasına koydurduğu bu mektupla beyan ediyor. 

ŞİMDİ BİZ BU SİKKE-İ GAYBİ KİTABINI BASTIK AMA… 

Biz Üstad’la 19 Mart 1960’da bunları görüştük, sonra Üstad’ı Ankara’dan yolcu ettik. Bir gün sonra, 20 Mart’ta bu Sikke-i Gaybî kitabından dolayı beni hapse aldılar. O yüzden Üstad’ın cenazesine gidemedim. Tam 33 gün yattım, hapisten çıktım. Mahkeme epey devam etti… 

* Kısa bir bölümünü buraya aldığımız bu röportaj 5 Ekim 2014 tarihinde Said Özdemir ağabeyin evinde yapılmıştır. (Ö. Özcan)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum