Bediüzzaman'ın Ayet’ül Kübra’sı neden önemli?

Bediüzzaman, Ayet’ül Kübra’ya Asa-yı Musa’da bir sıra vermiş. “Birinci hüccet-i imaniye.” Hakikaten bu eser iman delillerinin birincisi, bu düşünülmüş ve ona göre verilmiş bir sıralamadır. Sabahtan evden çıkıp otobüs durağına gidip, oradan üniversiteye gitmek ve öğretim üyeliği yaparken şunu görüyorum: Allah’ı anlamayı, hatırlamayı unutmuş bir toplum. Her yer onun izleri ile dolu iken o kadar ülfete ve karanlığa mahkum edilmiş bir toplum ki  ağlamak yetmez, isyan geliyor içinden insanın.

Sabah ezanında balkondan müezzini dinliyorsun, namaz o kadar önemli ki koca cami bir  yüksek bir mekan düşünülmüş ta ki insanların kulağına ezan gitsin diye. Minare o koca mukaddes merdiven biz ezanı duyalım diye beş vakit çalkalanıyor. Sabah ezanı okunurken müezzinler adeta ağlar gibi hayyalelfelah, hayyalelsalah diyor. Namaz, kurtuluş burada diyor. Binlerce evin penceresinden aydınlık olan tek tük evler. Minarelerle seslendiği toplumda onun davetini ciddiye almayan bir toplum, hem de Müslüman toplum. Allah’ı bilmeyi öğretmeyen bir din anlayışından bu kadar olur. Haydi Allah’ı nerede anlayalım, bak ortaya beş vakit camiiye git, ihtiyarlar, çocuklarımıza Allah’ı anlatan ciddi öğreticiler yok.

Ayet’ül Kübra bu yüzden önemli Allah’ı kainatta okumayan bir insan nasıl sorumluluk alsın ki. Ayet’ül Kübra bu  toplumda okunmuyor anlaşılmıyor anlatılmıyorsa ben cennete gitmişim neye yarar, cehenmemdekiler bize hakkı anlatmadınız haydi siz de buraya derse ne deriz.

Ayet’ül Kübra sınıfa girmeli, nasıl yaparsanız yapın. Bediüzzaman birilerinin can kurtaran simidi değil, insanların imanının can kurtaran simidi. Ama bu ikinci kısmı kimse bir türlü  anlatamadı. F.Gülen sapkın telakkisini herkese anlatmış ne kadar insanı iğfal etmiş, biz de yıllarca onun medhiyesini yaptık. Erzurum’a giderim, Hacı Cahit; “onlar dolup dolup hocamı ziyarete geliyorlar” diyordu. Isparta’da üstadın evi onlarla dolup taşıyordu. Otobüslerle gelen her yaştan çocuk üstadın arabası ile fotoğraf çektiriyordu. Şimdi suyu kurudu her yerin, neden maksad değişti. 15 Temmuz bir ihtilal iken birilerinin elinde 28 Şubat’a döndürülme manzaraları var. Kılıç elinde olanın mantığına tabidir.

Ayet’ül Kübra‘da Bediüzzaman zamanı günceller bütün kainatı, değerler ve tabiat üyelerini sürekli şimdiki zamana taşır. Onlar onu çağırır o onlarla konuşur. Görülmemiş bir Allah’ı anlatma tekniği. Yolcu adam sema boşluğunun sesine kulak verir. Nasıl klasik tevhid metinlerinin dışında baksana.

“Sonra dünyaya gelen o yolcu adama ve misafire cevv-i sema denilen ve mahşer-i acaip olan feza gürültü ile konuşarak bağırıyor. Bana bak, merakla aradığını ve seni buraya göndereni benimle bilebilir ve bulabilirsin.”

Bu kadar canlı bir dramatik kültür ile dini ve tevhidi anlatmak. Onu eleştirenler hiçbir samimi eleştiriniz yok, bunu kaldıramıyorsunuz, tesirini çekemiyorsunuz. Haydi siz de böyle kainatı konuşturan bir dramatik ve sinematik ve fotoğrafik bir metin ortaya çıkarın. Çıkaramazsınız. O zaman ne diye cıngar çıkarıyorsunuz.

Beyaz Türkler, cumhuriyet gibi harika bir sistemin içini doldurmadınız, Osmanlının bütün değerlerini yıktınız. Allah demek suç oldu bugün sistem dört bir yanından patlayan su deposuna benziyor, sadece onlarca yıldır bitecek bitecek diye bağıran samimi ama çaresiz insanlar var. Beyaz Türkler, siz beyaza aşık olunca bu sefer beyaz Kürtler çıktı ortaya , biriniz Türklüğü ile mutlu biriniz Kürtlüğü ile. Toplum mutlu mu acaba?

Yerler sağır gökler sağır –işin yoksa durma bağır.

Feza yolcu adama bağırıyor, hem de gürültü ile konuşarak bağırıyor. Ve o sema yüksek katından ve feza o yolcuya “bana bak merakla aradığını ve seni buraya göndereni benimle bilebilir ve bulabilirsin.” Yolcu ile fezayı dialoga sokmak. Kimin aklına gelir Kastamonu’nun zulüm ikliminde yazılmış bu metin.

Yolcu, “onun ekşi fakat merhametli yüzüne bakar, müthiş fakat müjdeli gürültüsünü dinler.” Ekşi fakat merhametli yüz; müthiş fakat müjdeli gürültü. Ne kadar simetrik ve orantılı bir cümle ve tasvir.

Hem de şiir;

Ekşi fakat merhametli yüzü

Müthiş fakat müjdeli gürültüsü…

Ne sanatçı adam görüyor musun? Bulutu, yerde buharlaşan suyun semada oluşması şeklindeki saçmaya bak bir de buraya bak. Gidelim şu insanlara izah edelim, bu metinler liselere , üniversitelere girmeli. Yoksa bir gün bayrağımız elimizde kalır. Daha ne olması gerekiyor, memleket yangın yeri, sebeb dinsizlik, eğitimsizlik. Sanatlı bakıştan  mahrumiyet, yorumsuzluk, bakar körler gibi yaşama. Siz istemeseniz Allah vermez.

Zemin ile asuman ortasında durdurulan bulut/ zemin ile asuman ortasında duran değil durdurulan bulut.

Gayet hakimane ve rahimane bir tarzda /hem ölçülü ve mizanlı, yerine göre hem de yağış nedeni mahlukatın ihtiyacı yani rahimane/Bir tarzda/tarz düzen demek.

Zemin bahçesini sular/ koca zemini o kadar yüksekten sulamak/sulamak fiili ile bizim sulamamız arasındaki farkı vermiyor mu?

Zemin ahalisine abı hayat getirir/ hayat suyu getiriyor zemin ahalisine yani insanlara. Ahali insanları da diğer bütün canlıları da içine alıyor onun için ahali diyor insan demiyor.

Ve haraketi yani yaşamak ateşinin şiddetini tadil eder/ eğer yağmur olmasa insanlar sıcaktan yanardı bu yüzden yağmur ısının şiddetini düşürüyor.

İhtiyaca göre her yerin imdadına yetişir/ demek yer yüzünün her coğrafi bölgenin suya ihtiyacı yukarıda biliniyor ölçülüyor ona göre yağmur gönderiliyor.

Bilgiyi marifetullaha Allah’ı bilmeye vasıta yapıyor. “Sizin okuduğunuz fenlerden her bir fen kendi lisan-ı mahsusu ile Allah’ı tanıttırır.” Teorisinin uygulaması Ayet’ül Kübra her satırı tahlil edilecek bir metin. Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi ve Vatan Makalesini satır satır tahlil ediyoruz. Bunları da yapmalıyız, nerdesin kuvve-i kudsiye sahibi Bediüzzaman ve Abdülkadir Geylani? İmdat!

Sayın Mehmet  Görmez müfredatı değiştirmek  ve manevileştirmek için toplantı yap, bu müfredat ifradad, sonrası yetişin imdad.

Ayet’ül Kübra böyle otuz üç duraklı ve dramatik bir metin biz daha birinin yarısını metin tahlili yaptık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum