Raif ÖZTÜRK
Büyük günahlar ve kurtulma yolları
İslâm literatüründe ‘Günah-ı Kebâir’ denilen büyük günahların sayısı 30 civarında olup, (Mızraklı ilmihalde ise 72 Büyük günah zikredilir) Bediüzzaman Hazretleri bunların içinden yedi tanesine çok-çok önem vermektedir. Çünkü bu 7 günah insanı helâke götürür ve 7 büyük günaha İslam âlimleri “Ekber-i Kebair” derler.
Yani, büyüklerin içinde en önemlileri ve en büyükleri anlamındadır.
Biz bugün bu büyük günahlardan sadece, bu “Ekber-i Kebair”i inceleyeceğiz.
Hz. Muhammed (s.a.v.) bir gün minberde oturmaktayken şöyle buyurdu:
-“Nefsim elinde bulunan Allah’a yemin olsun ki…..;” ..bu sözü üç kez tekrarladı, ancak devamını getirmedi ve sustu.
Orada bulunan herkes Rasulullah (s.a.v.)’ın bu yemininden hüzünlenerek ağlamaya başladılar. Sonra Rasulullah (s.a.v.) şöyle devam etti:
-“..Beş vakit namazını edâ eden, Ramazan orucunu tutan ve ‘yedi büyük günahtan kaçınan’ hiçbir kul yoktur ki, kıyamet gününde kendisine cennetin sekiz kapısı açılmasın.”
Sonra da şu ayeti kerimeyi okudu:
“Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı(n, diğerlerini biz) örteriz...” (Nisa: 31)
Peki, âyet ve hadislerde ‘af kapsamının dışında bırakılan’ bu yedi büyük günah, yani “Ekber-i Kebair” nedir?
1.)Adam öldürmek,
2.)Zina ve livata.
3.)İçki içmek.
4.)Sıla-i rahmi kesmek.
5.)Kumar oynamak. (Alışkanlık haline getirmek.)
6.)Yalancı şahitlik yapmak.
7.)Dine zarar verecek bid'alara taraftar olmak…
Bir nebze açıklanması gereken sadece 4. ve 7. maddeleri biraz inceleyelim. Diğer beş madde (yani 1, 2, 3, 5. ve 6.) zaten çok net ve herkesin bildiği günahlardır.
•4. Sıla-i rahmi kesmek:
Sık sık yapılması gereken anne-baba ziyaretlerine sıla-i rahim denir. Kendilerine “off… bile denilmemesi yüce Rabbimizin kesin bir emridir.
•İsrâ suresi, 23. Âyet.: Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "off!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle…
Evet, gayet net, değil mi?
Amca ve dayı ile hala ve teyze de ana-baba vekili olduklarından, onlar da mutlaka ziyaret edilmelidir. (Bakara suresi, 27. Âyet.)
Bir de şu âyetlerin tehdidine bakınız:
Demek siz iş başına geçecek olsanız, memlekette fesat çıkaracak ve akrabalık bağlarını keseceksiniz, öyle mi? Böyleleri, Allah'ın gözden çıkardığı, [hakikatin sesine karşı] sağırlaştırdığı ve [ışığa karşı] gözlerini körleştirdiği kimselerdir! (47. Sûre, 22-23. Âyetler.)
***
•7. Büyük günah: Dine zarar verecek bid'alara taraftar olmak.
Bu büyük günah; çok-çok önemli olduğu halde, maalesef (gıybet gibi) her birimizin gafletle ve bilinçsizlikle en çok işlediğimiz bir cürümdür.
•Peki, BİD’A nedir? Ne değildir? Kaça ayrılır? Nasıl korunacağız?...
İslamiyet son dindir. Kurucusu Cenab-ı Allah\'tır.
Tebliğcisi Hazret-i Muhammed\'dir. (asm). Farz, vacip, sünnet ve müstehap ve bütün esasları vahiy ürünüdür. Hazret-i Peygamber Efendimizin (asm) nübüvvet nazarından geçmiştir. Peygamber Efendimiz (asm) hayattayken tamamlanmıştır. (Maide Sûresi, Âyet 3.)
BİD\'A; Hazret-i Peygamber’den (asm) ve onun ashabından sonra ortaya çıkan ve aslı dine dayanmadığı halde dini bir çerçeve içinde sunulan, dine zarar veren yeni yaklaşımlar ve yeni adetlerdir.
(Örnek: Ezanın veya namaz dualarının Türkçe okunmasını teklif gibi. Burada çok önemli bir nokta var. 7. Büyük günah, bid’aları teklif edenlere, sadece taraftar olmaktır. Onlara meyletmektir.)
Resul-i Ekrem\'den (asm) ve onun ashabından sahih olarak rivayet edilen her şey sünnet kapsamındadır. Bid\'ate hiç lüzum yoktur. Çünkü sünnet vardır, sünnet boşluk bırakmamıştır. Bu din eksik bırakılmamış ve tamamlanmıştır. (En’am suresi, 88. Âyet.)
Bu konudaki yetki, sadece EDİLLE-İ ŞER’İYYE’ye aittir…
Bir de; bid’at-i hasene vardır. Bu bid’at çeşidi dine zarar vermediği gibi, yüce dinimize çok iyi niyetlerle yapılan güzel katkılardır ve bunlar konumuzun dışındadır... (Minare, mevlîd-i şerif, hoparlör vs. gibi.)
*******
Büyük Günahlardan Korunma ve Kurtulma Yolları:
1. Manevî şirkete dahil olmak.
Bediüzzaman'a göre, böyle fırtınalı bir zamanda, bu dehşetli hadiselere karşı, ihlâs kuvvetinden sonra en büyük kuvvet, iştirâk-i âmâl-i uhrevîye; denilen manevî şirket düsturuyla birbirimizin amel defterine hasenat yazdırmaktır. Cemaat dayanışması…
2. Güçlü bir îmanla hayatlanmak, farzlarla süslenmek ve günahlardan kaçınmak.
3. Günahlara karşı mânevî polisler.
İman, kalpte, kafada sürekli mânevî bir yasakçı bıraktığından, fena meyiller histen, nefisten çıktıkça 'yasaktır' deyip kovmakta ve kaçırmaktadır.
4. Günahlardan utanmak ve hiç gecikmeden tövbe etmek.
5. Nefsin kusurunu görmek. Kişi kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkacağını ve itiraf etse, affa ve mağfirete müstahak olacağını da belirtir.
6. Hastalıklara ve musibetlere sabretmek.
7. Takva ve Salih amel zırhına bürünmek.
8. Haramları terk etmek.
9. Günahlardan korunmak için niyet etmek.
10. İhlâs, sadakat ve tesanütle çalışmak.
11. Gıyaben birbirilerimize hayır duâlar etmek.
Moral Haber
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.