Camia olmak isteyen cemaat

Şimdi kafam iyice karıştı işte! Medyada, cemaat mensubu olduğunu net olarak bildiğimiz ender isimlerden, Zaman gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, “cemaat değil camia” başlığıyla bir yazı yazdı.
Cemaatle ilgili son zamanlarda iyice harlanan soruları kendince cevaplayan Dumanlı, “cemaat” denmesini “büyük haksızlık” olarak yorumluyordu!
Anlamadım bunun nesi haksızlık? Nesi rahatsızlık veriyor? Gülen cemaati, onu bir arada tutan esası, yani dini tutkalı mı reddediyor? “Kim olursan ol, gel” diyerek herkese kapılarını açıyor mu?
Evet, cemaat gerçekten de diyalog yollarını açık tutmak için her kesimden insanla bir araya gelmek üzere “vakıf”lar kuruyor, paneller düzenliyor. (Daha doğrusu birkaç yıl öncesine kadar bu tip diyalog hamleleri çok daha yoğundu. Artık ihtiyaç kalmadı galiba!)
Bunlardan bazılarına ben de katıldım. Kişisel gözlemim şu: Gayet hoş muhabbet ettiğim, fikirleri ve amaçları bambaşka olsa da bir araya gelip konuşabildiğim pek çok üyesi var. Ancak bu, asla ve asla cemaat kapılarının cemaatten olmayana açık olduğu anlamına gelmiyor.
Zira “aile, din, kadın” gibi temel meselelerde karşılarındakini “dinlemeleri”, sadece kendi düşüncelerini desteklediği ölçüde mümkün.

Galatasaray camiası
“Bizi ayıran nehir”, cemaat mensuplarının ortak paydası ve hareket noktasının “dindarlık” olması. Her dindarı da teşkilatına almıyor cemaat. Anladığım kadarıyla Hocaefendi’nin okullarında okumuş olmak, cemaat mensuplarının aile ve iş ilişkileri, son günlerin popüler deyimiyle aynı “hizmet yarışı”nın bir zinciri olmanın gerekleri.
Bunda ayıp bir şey var mı, yok. Peki neden Dumanlı, yılların cemaat sözünü beğenmeyip “camia” sözünü tedavüle sokuyor?
Camia, sözlük anlamıyla “zümre, topluluk” demek. Mesela Galatasaray liseliler bir camiadır. GS’de okumayan zinhar bu camianın bir parçası olamaz!
Ancak örneğin Yahudi topluluğundan bahsederken “Yahudi camiası” değil, “Yahudi cemaati” deriz. Çünkü bu topluluğu bir araya getiren harcın temelinde inanışları, mensup oldukları din vardır.
“Cemaat” genellemesinin “Hocaefendi’ye inananlar” topluluğu için kullanılmasının sebebi bundan. Temelinde Müslümanlık, Nurculuk var.
Neden küçümsemek, daraltmak anlamında kullanılsın ki?

Şerif Mardin çözemedi
Dumanlı, cemaat tanımlamasına itiraz ederken “dar bir kitle ya da dışa kapalı bir zümre değildir. Toplumun ta kendisidir” diyor.
Gülen cemaatinin yaygınlığını tahminlerle ölçtüğümüze göre “toplumun ta kendisi” demek fazlasıyla abartılı. Eğer öyleyse, Gülen cemaati mensubu bir Alevi, bir Ermeni, bir laik veya bir ateist neden yok?
Şerif Mardin bile “Gülen cemaatini çözemedim” açıklamasını yapmıştı: “Cemaatlerin yapıştırıcı bir tutkalı vardır. Bunun bir iç organizasyona bağlı olması lazım. Amerika’da 4 ay kadar Türk öğrencilerin yüzde 80’inin Gülen cemaatine bağlı olduğu bir yerde kaldım. İç teşkilatlanmasını hiç çözemedim.
Bu iç teşkilatlanma, aslında tutkal şekli, bizim tanıdığımız bir tutkal şekli değil. O bir inanç, bir yakınlaşma, bir yardımla birlikte cemaatin çeperini kurma, bütün onların birlikte olduğu bir tutkal.” (17 Eylül 2010, Yazı İşleri programı, NTV)
Mardin bile çözemediyse bizim çabamız nafile.

Milliyet

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.