İbrahim KİRAS
Davutoğlu: Yaşananlar siyasi deprem
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini saran halk hareketlerinin arkasında ne var? Bölgede yeni bir düzen kurmak isteyen “büyük güçler”in organizasyonu mu gerçekleşiyor, yoksa vakti çoktan gelmiş bir toplumsal tepki patlamasının birbirini tetiklemesi mi?
Zihinlerinin işleyişi komplo teorilerine yatkın olanlarımız “hiç şüphesiz bu işin arkasında Amerika var” diye kestirip atıyorlar. Buna karşılık Tunus’ta ve Mısır’da başlayıp bugünlerde Libya’da devam eden halk hareketlerinin uluslararası komplolarla izah edilmesini bu ülkelerdeki halkın iradesinin aşağılanması olarak görenler var.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da onlardan biri. Diyor ki Davutoğlu: Her biri bir diğerini etkileyen, tetikleyen ve krizsel bir dönemde çözüme kavuşması zor olan olaylarla karşı karşıyayız. Bir siyasi deprem yaşanıyor, bu depremin artçı şokları olacak, restorasyon süreci olacak, binaların yeniden yapım süreci olacak, insanların travmalarını aşma süreci olacak.”
Davutoğlu bu görüşleri dün bir grup gazeteciyle paylaştı. Son günlerin tartışılan konu başlıkları hakkında bir “bilgilendirme toplantısı” düzenleyen Davutoğlu’nun Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı alt üst eden halk hareketlerinin “tabiatı” hakkında yaptığı bu yorum benim özellikle ilgimi çekti.
***
Toplantıda Davutoğlu’na ilk olarak son günlerin en sıcak gündem maddesi olan Libya’daki gelişmeler soruldu. Dışişleri Bakanı’nın Libya konusunda söyledikleri -kendi kelimelerimle yaptığım özetle- şöyle:
• Türkiye Libya’ya yönelik bir dış müdahaleye sıcak bakmıyor.
• Libya’da da dış müdahale isteyen hiçbir grup yok.
• Libya’nın bölünmesine yönelik senaryoları tehlikeli buluyoruz
• İkiye bölünme senaryosu daha önce Irak’ta yapılan hatanın tekrarı olur.
• Libya’yı değerlendirirken bu ülkenin özel şartlarını göz önünde tutmak gerekir. Libya Mısır’a ve Tunus’a benzemiyor.
• Tunus ile Mısır birbirine benziyor.
• Libya ile Yemen birbirine benziyor.
***
Davutoğlu’nun bölgede yaşanan gelişmelerle ilgili hükümetin genel yaklaşımlarını ifade eden diğer açıklamaları ise -yine benim özetlediğim şekliyle- şunlar:
• Yaşanan olaylar geçici, konjonktürel olaylar değil.
• Bu doğal dönüşümün kamu düzenini sarsmadan, büyük insan kayıplarına yol açmadan, barışçıl bir şekilde tamamlanmasını arzu ediyoruz.
• Bu dost ve kardeş ülkelerin iç barışının korunmasına katkıda bulunmak ve bölünmesine engel olmak istiyoruz.
• Türkiye’nin bölgedeki stratejik çıkarlarını koruyacak, bölgedeki imajını kuvvetlendirecek şekilde menfaatlerini korumak durumundayız.
• En büyük menfaat, bu ülkelerin halklarının gözündeki itibarımızın korunmasıdır.
Star
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.