Dursun SİVRİ
Dijital irade ve zihin kontrolü
Günlük hayatımızın her alanına girdi “dijital” kavramı. Kavram olarak bilişim teknolojilerini akla getiriyor. Halbuki sözlük anlamı “sayı ile âlakâlı” demektir.
Neden elektronik ve bilişim teknolojilerinde bu deyim kullanılıyor?
“Yapay zeka” üzerindeki yazımızda bahsetmiştik. Hatırlatmak adına; elektrik-elektronik sistemlerinde elektrik akımının geçişinde anahtarlama kapalı iken “1” rakamı ile akım geçmezse anahtarlama açık iken “0” rakamı ile ifade edilir.
Cihazların çalıştırma anahtarlarında da aynı rakamlar kullanılır.
Bilişim teknolojileri, bilgisayar sistemleri “1” ve “0” kombinasyonlarının planlı entegrasyonudur. Milyonlarca elektrik devrelerinin ve devre elemanlarının birlikte kombinasyonu küçük bir alanda “chip” denilen kombine devre elemanlarının genel adı entegre devreler, mikro işlemciler vs...“dijital sistemler” dir.
Birbiriyle ilgili süreçlerin şartları önceden tanımlanarak sisteme yazılım olarak yükleniyor. Birbiri ile ilgili şartlar ne kadar çoksa sistemin fonksiyonu o kadar artıyor. Burada teknik bilgi detayına girmeden yüzeyden bahsedilmesi daha uygun olur.
İş o kadar ileriye vardı ki, insanların sosyal davranışları, tepkileri dahi programlanabiliyor.”Ne yaparsa ne olur?” Siyasi konularına etki ve tepkileri değerlendirilip tolumsal eğilimler, siyasi yönelimler, inançlar, tüketim davranışları, ihtiyaç analizlerine göre üretim ve arz planlamaları yapılabilmektedir.
Zihin Kontrolü mümkün mü?
Bu aralar bir de “zihin kontrolü” meselesi gündemde
İnsanların iradelerini elinden alan, uzaktan kumanda ile davranışlarının yönlendirilebilmesinin mümkün olup olmadığı tartışılıyor. Ürkütücü bir durum.
Beyin ve sinir sisteminin beyinden bedenin en ücra noktalarına kadar elektriği sinyaller şeklinde kumanda ettiği bilinmektedir.
Gönderilen emrin beyin içinde beyin hücreleri “nöronlar” arasında bir takım elektrik akımlarının geçişleri olduğu gibi beyinle organlar arasında elektrik akım geliş-gidişleri cereyan etmektedir.
İnsanın beyin ve sinir sistemindeki elektrik akımının keyfiyeti bilişim sistemlerindeki elektrik akımının keyfiyeti ile aynı değildir.
Akımın şiddetine, frekansına tesir eden o kadar çok faktör var ki. Tahmin edilememektedir. Duygusal yoğunluk seviyesi, kişinin aldığı uyarının şiddeti, önceden kazanılan tecrübe-hafıza gibi daha bir çok kompleks faktörler...
Beynin yaydığı manyetik dalgaların keyfiyetinden hareketle, aynı dalgaların frekansında tersten dışardan yayınlanan manyetik dalgalarla insanların davranışları yönlendirilebileceği meselesi henüz iddia safhasındadır.
Radyo telsiz alıcı-verici ilişkisi gibi o kadar basit değil.
İnsan davranışlarına tesir eden sadece akıl değildir.
Ömür boyu beş duyu organlarıyla aldığı uyarılar, yaşadığı tehlikeler, acıları, zevkler, hazlar, mutluluk, üzüntü, faydalı-zararlı, iyi-kötü, güzel-çirkin vs... tecrübeler hafızasında yer alıyor. Bu kayıtlar kalıcı hafızada şuuraltı(bilinçaltı)nı teşkil etmektedir.
Refleks davranışlar genellikle bilinçaltı yapının tesiriyle gayr-i ihtiyari hareketlerdir. Bir yönüyle otomatik pilota bağlanmış davranışlar da diyebiliriz.
İnsanın bir de hazların ve acıların algı mekanizması olan nefis var.
Nefis insanın hem kendi hem algı mekanizmasıdır. Benlik(ene) nefsine takılmıştır.
Nefis algı ve his mekanizmasıdır
Bilinçaltından emir alan refleksler nefsin dışa vurumudur.
Hazırdaki acıdan kaçar, zevke hazza koşar şeklinde yazılımı fıtratındandır.
Eğer bilinçaltı doğru yapılanmamışsa, iman ve değerlerle şekillenmemişse bu insanın hayvani vahşi yönü insani özelliklerden uzaktır. Reflekslerine göre davranır. Hayvani yönü galip gelir ağır basar. Daima hazza odaklıdır.
İşte şuuraltının yapılanması doğru şekillenmişse, yani insanı insan yapan inanç ve değerlere dayanırsa dış etkenlere karşı daha dayanıklıdır.
İnançlı, gaye ve hedefleri belli, muayyen değerler sistemi hayat felsefesi temeline dayanan insanların zihinleri kontrol edilememektedir.
Duyguların kaynağı sağlam şuur ve şuuraltına sahip beynin yaydığı manyetik alanı harici manyetik alan etkileyemez.
Özellikle güçlü maneviyata sahip olan etrafına olumlu manevi hava ve manyetik alan yayar.
Doğru faydalı eğitim almamış, akıl, beden, zihin, kalp ruh ve nefis terbiyesinden geçmeyen insanlar dış etkenlere daha açık korumasızdır. Kolay tesir altına alınabilir. Zihin kontrollerine de açıktır.
İmanın hem bu dünyada mesut olmak hem ebedi hayatı kazanmanın şartı penceresinden bakılınca dijital tekniklerle şeytani emellere en iyi güvenlik sistemi kuvvetli mâneviyattır.
Şuuraltı(bilinçaltı)nın sağlam yapılandırılması
Şu bilinen bir gerçektir ki, insan davranışlarının ekseriyeti reflekslerdir demiştik. Reflekslerin saiki çıkış etkeni şuuraltıdır.
Şuuraltı da önce irade ve istekle başlayan kararların davranışların muayyen bir tekrarından sonra şuuraltına yerleşir. “...Cenab-ı Hakk'ın emirlerine ve nehiylerine itaat ve inkıyadı tesis ve temin etmek için, Sâni'in azametini zihinlerde tesbit etmeye ihtiyaç vardır. Bu tesbit de ancak akaid ile, yani ahkâm-ı imaniyenin tecellisiyle olur.İmanî hükümlerin takviye ve inkişaf ettirilmesi, ancak tekrar ile teceddüd eden ibadetle olur.” (Said Nursi, İşaratül İcaz)
“İman hem nurdur hem kuvvettir. Hakiki iman eden adam kâinata meydan ouyabilir. İmanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir” (Said Nursi, Sözler)
İnsanın iki cihan saadetinin şartı tahkiki, şuurlu, bilinçli imandır.
kuvvetli imanı insanı zihin kontrolü gibi dijital tehditlere siber saldırılara karşı muhafaza eden fanustur.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.