Etkin dinleme
Duymak dinlemek midir? Bu soruya cevap aramaya çalışarak etkin dinlemenin ne demek olduğunu ve yöntemlerinin neler olduğunu öğreneceğiz.
Şimdi hepimizin evinde olabilecek bir olaydan bahsedeceğim.
Eşiniz odaya girdiğinde siz odada yalnız başınıza televizyon izliyorsunuz. Televizyonda haberler bitmiş, hava durumunu izliyorsunuz. Eşiniz size yarın hava nasıl olacakmış diye soruyor. Fakat siz cevap veremiyorsunuz. Hâlbuki sizi meşgul edecek bir engelde yoktu.
Şimdi siz televizyondan hava durumunu dinlemiş oldunuz mu?
Tabi ki hayır. Sadece duydunuz.
Öyleyse duymak; sesleri işitmektir. Dinlemek ise kendine vererek anlamaktır.Çocuklarımız da bizimle konuşma ihtiyacı hissettiğinde bir problemi var demektir. Çocuğun bir problemi olduğunda ancak etkin bir şekilde çocuğunuzu anlar, probleminin çözümünde katkıda bulanabilirsiniz.
Siz eşinizle bir şeyler konuşmayı çalıştığınızda hep araya çocuklarınız girmiştir. Sizler de defalarca şimdi annenle veya babanla konuşuyoruz. Sözümüzü kesme. Seni sonra dinleyeceğiz dersiniz. Ama nafile. Çocuğunuz bir türlü sizi rahat bırakmaz. Taki kendisini dinletene kadar.
Burada çocuğun problemi ne olabilir?
Çocuğun problemi anne-babasının ilgisini çekmektir.
Ancak siz çocuğunuzu dinlediğinizde elini yakanızdan ve eteğinizden çeker.
Siz mutfakta akşam yemeğe gelecek misafirlerin hazırlığı ile koştururken kızınız da illaki anne anne diye etrafınızda dolanıyor.
Belli ki çocuğunuzun bir problemi, bir sıkıntısı var?
Çocuklarımızı etkin dinleyip, problemlerini çözüm bulmalarını desteklerken neler yapabiliriz?
Tabii ki, etkin dinleme yöntemlerini kullanmak gerekir.
Etkin dinleme yöntemleri:
1-Çocukla aynı hizaya gelinmelidir. Ayakta isek çocuğun boyu kadar eğilmelidir. Veya aynı yükseklikteki sandalye, koltuk vb. şeylere oturulmalıdır.
2-Elimizdeki işi bırakıp çocuğa yönelmeliyiz. Çocuğu dinlerken bedenimiz ona dönük olmalıdır. Arada başımızı sallamalı, hı, evet, anlıyorum, haklısın gibi basit kelimeler söyleyip ona can kulağımızla dinlemeliyiz.
3-Eğer bir işimiz varsa ve uzun sürecekse çocuğumuza şu nedenlerden dolayı seni dinleyemeyeceğim, ama 15 dakika sonra veya1 saat sonra müsait olacağım ve seni dinleyebilirim diye zaman vermeliyiz. Verdiğimiz zaman geldiğinde eğer işimiz yine bitmemiş ise işimizi bırakıp söz verdiğimiz saatte çocuğumuzu dinlemeliyiz.
4-Çocuğu dinlerken kendi duygu ve düşüncelerimizi bir tarafa bırakmalıyız. Çocuğa katılımcı ve çocuğun problemini, duygu-düşüncelerini, hissettiklerini ortaya çıkarıcı davetkâr sözcükler ve cümleler kullanmalıyız. Ör: Çok ilginç, hadi bana biraz ondan söz et, anlatacaklarını dinlemek istiyorum, seni dinliyorum, bu senin için çok önemli sanırım, senin fikrini gerçekten öğrenmek istiyorum, çok üzüldün mü? Sana katılıyorum, bu problemi nasıl çözmeyi düşünüyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim? Gibi.
5-Tüm bunları yaparken yaklaşımımız, tavrımız, bakışlarımız, sesimizin yüksekliği, konuşma hızımız, yüz ifademiz çok önemlidir ve samimi olmalıdır.
6-Çocuk bizden bilgi istiyorsa, çocuğu sorgulamadan, soruşturma yapmadan, suçlamadan, öğüt vermeden cevabı evet, hayır olmayan ne, nasıl, neler gibi sözcüklerle başlayan, çocuğun net ve belirgin cevaplar verebileceği sorular olmalıdır. Böyle sorular çocuğun duygu ve düşüncelerini anlamamıza sağlar, belirsiz olan kavramları açıklar.
7-Çocuğun söylediklerini bizim anladığımız şekilde yine ona tekrarlatmalıyız. Bu da çocuğu tam olarak anlayıp anlamadığımızı gösterir.
8-Çocuklarımızı dinleyerek dinlemeye öğretmeliyiz. Dinleme konusunda çocuklarımıza örnek olmalıyız.Etkin dinlenen çocuğun sosyal, duygusal ve ahlaki gelişimlerinde olumlu katkılarda bulunmuş oluruz.