Ergenekon’un 2. İddianamesi tüyler ürpertiyor.
İbrahim Mert’in haberini Risale Haber’de okumuşsunuzdur:
“Nur cemaatini bölme” göreviyle onurlanan (!) Levent Ersöz, Nurcuların içine bir tecavüzcüye görev veriyor: Yüksel Dilsiz’i…
Dilsiz’le ilgili iddialara bakın:
-2000 yılında askerde istihbarat biriminde çalışmış.
-Levent Ersöz’ün Ankara istihbarat Daire Başkanı atanmasının ardından kendisi de Ankara’ya gitmiş Nurcuların arasına karışmış. Kendisine duyulan güvenden sonra toplantılarda kimlik tesbiti ve gizli kamera çekimi yapmış. Sonra bunu rapor halinde Dursun Yüzbaşı vasıtasıyla Salih Albay’a teslim etmiş.
Dahası:
-2002 yılında Nur cemaati ile ilgili bilgilerini jandarma ile paylaşmak istemiş. Bölge İstihbarat Komutanı ile görüşmüş. Levent Ersöz’le tekrar görüşüp faaliyetlerine kaldığı yerden 2006 yılına kadar devam etmiş…
*
Nur cemaatine sızan, sayısı bilinmeyen kaç istihbarat üyesi var?
Bunun çetelesini tutmak bizim işimiz değil.
Ancak şu var ki, onlar “vazifesi”ni yapacak. Yapıyorlar da.
Peki biz “vazifemizi” ne kadar yapıyoruz?
Onlar “fesat” şebekelerine bilgi sızdırıp, servis yaparken, Risale-i Nur’a mensup bizler sınırlarımıza ne kadar sahip çıkıyor veya bir kişinin imanını kurtarmak uğruna kaç saat mesaimizi harcıyoruz, hiç düşündük mü?

Uzağa gitmeyelim, kalp dairesinde ailemize zaman ayırıp, evlerde nur dersleri yapabiliyor muyuz?
Kur’an’ın bir tefsiri olan bu muazzez eserlere dört elle sahip çıkıyor muyuz?
Tek yumruk, tek bilek, tek güç olmak varken, kimyamızı bozup, bizi birbirimize düşüren, fesat komitelerine karşı teyakkuz halinde miyiz?
Dedikodu, yalan ve gıybetin havada uçuştuğu bir dönemde İhlas düsturlarına ne kadar sahip çıkabiliyoruz?
Eğri oturup, doğru konuşmalı:
“Nur cemaatini bölmek”le görevlendirilen Levent Ersöz, acaba vazifesinin ne kadarını yapabildi?
Kendimize bakıp, bu sualin cevabını bulabiliriz.
*
Dönelim gündeme…
BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun bindiği helikopter kazası olmasaydı, Ergenekon’un 2. İddianamesi haber bültenlerini patlatacaktı.
Kaza iddianameyi gölgeledi.
Bu satırlar karalanırken, Yazıcıoğlu’nun kaza mahalline hala ulaşılamadığı haberleri ajanslardaydı.
Komplo teorisi uzmanı değiliz.
Ancak, Ergenekoncular PKK ile anlaşabilecek kadar gözü dönmüş ise… Eski genelkurmay başkanlarına bile suikast veya zehir koyabilecek kadar ölçüyü kaçırmışsa…  Niçin bir siyasi parti liderinin bindiği helikopteri düşürmesinler?
Bu pek akıldan uzak bir ihtimal değil.

[email protected]