Kerem Emre ULUCAN

Kerem Emre ULUCAN

Filipinli mühtedinin ilk oruç heyecanı

Filipinler Mekke toprağı değil ki

Yıllar önce, bir arkadaşım İstanbul'a taşınıp ev almayı düşünüyordu. Bu arkadaşım, o zaman bir büyüğü ile istişare etmiş ve sonucu bana şöyle açıklamıştı:

"Mekke toprağında ev alacağım..."

Önce şaşırmıştım, ne demek Mekke toprağı? Sorunca anlamıştım ki, mecazen Mekke toprağı diyerek aslında Anadolu yakasını vasfetmiş. Hani Mekke'den boğaza kadar karadan herhangi bir deniz kesintisi olmadan geliniyor diye...

Burası Mekke'ye en az 7-8 bin km uzaklıkta. İslam Alemi'nden o kadar uzak yani. Buradaki Müslümanlar; İslami hararet, atmosfer, iklim noktasında kendi yağları ile kavrulmaya çalışıyorlar. Türkiye ile karşılaştırdığımızda, o kadar mahrum ki burası o iklimden. Ve bunu yaşamadan anlamak o kadar zor ki..

Mesela, burada ne imsakiye bastırıp dağıtan var, ne minarelere mahya asan.. Ne iftar çadırları var, ne iftar-sahur topu.. Ne camilerde mukabele var, ne TV'lerde iftar-sahur programları..

Ne iftarlarda (televizyondan da olsa) segah makamında ezan duyabilirsiniz, ne sahurda saba makamında müezzinin nidasını..

Hele ki, bulunduğunuz mahallede cami yoksa, ezan sesine de bir o kadar hasretsiniz demektir. Orucu ezan sesi duyarak değil, saate bakarak açacak; hakeza sahuru da vakte göre tamamlayacaksınız.

Ne kitap fuarları var, ne meyan kökü satıcıları.. İftar için az bir şey hurma ararsınız çarşıda, bulamazsınız...

Bunları ince ince düşününce, buruk bir tebessümle, 'işte Mekke toprağına uzak olmanın garib ruh hali' diye geçirdim içimden...

Burada Ramazan'ı yaşamak ve yaşatmak özel bir çaba istiyor adeta. Çünkü eskimez deyimle 'şeair' denilen İslam sembolleri yok burada...

Ancak, Ramazan'ın daha canlı yaşanması için güzel faaliyetlerimiz de olacak. Şimdiden Ramazan'ın geldiğini çevremizde her vesile ile ilan ediyoruz. Özellikle Hristiyanlar sürekli soruyorlar:

'Ne için oruç tutuyorsunuz? Ne kadar tutacaksınız? Oruçluyken ne hissediyorsunuz?' vs.. Bunlara her yerde ve her vesile ile cevap vermeye çalışıyoruz.

Ramazan'da burada da elbette teravihler kılınacak. Şimdiden, genç öğrencilere, gruplar halinde, teravih arası koro ile okunan salavatları ezberletiyoruz ki bir nebze o şevkli Ramazan akşamları hissedilsin.

Her sene olduğu gibi, üç ayrı kategoride iftar programlarımız olacak.

Birincisi, üniversitelerde, Müslüman ve Hristiyan öğrencilerin beraber katılacağı iftar programlarında, özellikle Hristiyan öğrencilerin İslam'la tanışmalarına güzel bir zemin hazırlanacak. İftara gelen Hristiyan öğrenciler, hayatlarında ilk defa coşkuyla okunacak Kur'an-ı Kerim'i dinleyecekler. İlk defa orucun mahiyetinden haberdar olacak ve İslam'ın bir başka güzelliği olan muhabbet ve kardeşlik zeminini yaşayarak görecekler. Bu iftarlar, sadece bir yemek değil, aynı zamanda güzel dinimizi, en güzel şekilde anlatma zeminleri oluyor.

İkincisi, farklı kabilelerden mühtedi (yeni Müslüman olmuş) kardeşlerle 10-15 kişilik gruplar halinde mühtedi iftarları olacak. Bu mühtedi kardeşlerin bazısı ilk Ramazan oruçlarını tutuyor. Dolayısıyla ilk iftarları.. O iftar anında acemi orucu bekleyişi misali, gözlerine akseden bakışın fotoğrafını size resmedemeyeceğim. Cennetlik bir tablodur. Bu iftarlar, bu yeni Müslüman mühtedi kardeşlerin imanlarını yeniden takviye etmelerinde ne denli önemli bir kilometre taşı olduğunu hayal gücünüze havale ediyorum.

Üçüncüsü, Ramazan'da iftar ocağı yanmayan fakir Müslümanlarla yenecek veya evlerine ulaştırılacak kumanyalarla ikram edilecek iftarlar... Bu iftarların da önemi büyük. Siz, kulübemsi o ahşap eve varıp, "Türkiye'deki Müslüman kardeşlerinizin size Ramazan hediyesi" diyerek, o ayağı çıplak masum bebelerin eline paketleri veya fitre-zekat zarflarını tutuşturduğunuzda, annelerinin simalarında oluşan kalbi manzarayı hiçbir edebi cümle tarif edemez.

Türk insanının hamiyeti, sahabet duygusu, diğergamlık hissi, asırlardır dünyaya numune olmaya devam ediyor. Elbette Türkiye'de de pek çok muhtaç insan var ama biliyoruz ki, Filipinler gibi yerler, Mekke toprağından uzak olması bir yana, daha hala Mekke dönemi gibi, İslam'ın ilk yayılma zamanlarını yaşıyor.

Bu basit gibi gözüken iftar kıvılcımlarının birer iman meşalesine dönmesi temennileriyle...

Haber 7

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum