Abdulkadir MENEK
Gaziantep savunmasının üç kahramanı (2)
Karayılan- Molla Muhammet (1888-1920)
Antep savunmasının ünlü kahramanlarından olan ve asıl ismi Muhammet olan Karayılan 1888 yılında Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinin Höcüklü köyünde dünyaya gelmiştir. Babası da 1904 yılında köylerine baskın düzenleyen Ermeni çeteciler tarafından 45 yaşında iken şehit edilmiştir. Bu sırada 16 yaşında olan Muhammet, zekâsı ve çalışkanlığı sebebiyle mensup olduğu Kabalar Aşiretinin Reisi olarak seçilmiştir.
Karayılan, Medrese tahsili gördüğü için Molla Muhammet olarak bilinmekteydi. Malatya Askerlik Şubesi tarafından yapılan çağrı sonucu gönüllü olarak seferberliğe katılmış ve Doğu cephesine giderek Kazım Karabekir komutasında Rusların bölgeyi işgallerine karşı yapılan savaşlara katılmış ve çok büyük başarılar göstermiştir. Bu savaş esnasında yaralanmış ve Erzurum Hastanesinde bir süre kalarak tedavi edilmiş ve ardından terhis edilerek köyüne dönmüştür. Gösterdiği başarılardan dolayı kahramanlık madalyası ile ödüllendirilmiştir.
Cepheden dönünce yaşadığı bölgede çok büyük rahatsızlık ve kayıplara sebebiyet veren ve etrafta cirit atan eşkıya ile çok büyük bir mücadeleye girişmiştir. Özellikle çevrede Bozan Ağa olarak bilinen ve 200 mensubu bulunan bir eşkıya grubunun reisi ile çok büyük bir mücadeleye girişmiş, etrafı haraca bağlayan, milletin namusunu göz diken, her türlü zulüm ve haksızlığı işlemekten çekinmeyen Bozan Ağa ve adamlarını, uzun bir mücadele ve kovalamacın ardından bertaraf ederek bölgeden silmiş ve etrafta büyük bir şöhret ve itibarın sahibi olmuştur.
Antep bölgesinin işgal harekâtı başlayınca, Kazım Karabekir tarafından bir telgraf almış ve işgale karşı savaşması istenmiştir. Bu talep üzerine kendi şahsına ait 1600 adet baş hayvanı satıp hiç kimseden yardım almadan ve 82 akrabasından oluşan bir çete kurmuş ve öncelikle Maraş’a doğru giden Fransız birliklerine pusular kurarak onlara Karabıyıklı mevkiinde çok büyük bir zayiat vermiştir. Çok sayıda Fransız askeri bu baskın sırasında esir edilmiş, önemli oranda silah ve cephaneye de ganimet olarak el konulmuştur. Daha sonra kendine bağlı çete mensuplarıyla birlikte Antep’e gitmiş ve Karagöz Camiine yerleşmiştir. Burada kendi çetesine çok sayıda Antep’li katılmış ve önemli bir sayıya ulaşmıştır. Bir müddet Şahin Bey’le birlikte Kilis yolundaki savaş ve baskınlara katılmış, Şahin Bey’in şehit olması ve Antep’in de işgal edilmesi üzerine şehre girerek mücadelesine burada devam etmiştir.
Karayılan ve çetesi Elmalı ve İkizkuyu cepheleri, Nizip yolu savaşları, Mağarabaşı, Sarımsaktepe(Samsaktepe) ve Kurbanbaba savaşlarına katılmış, buralarda çok büyük kahramanlıklar göstermiştir. Karayılan ve çetesinin aldığı başarılarda, kendisinin her savaş ve baskın öncesi güzel ve cesur hitabetiyle yapmış olduğu dini telkin ve konuşmaların çok önemli bir payının olduğunu söylemek gerekir. Ayrıca girdiği bütün savaşlarda her zaman en önde çarpışmış ve bu kararlı duruşu ile emrindeki çetelere çok büyük bir cesaret ve moral kaynağı olmuştur.
Molla Muhammet 24 Mayıs 1920 sabahı kalkarak her zaman olduğu gibi beyaz kefenini giymiş, sabah namazını kıldıktan sonra kamçı ve gümüş saplı kamasını Karagöz Camii İmamı Mehmet Ömer’e teslim ederek “Hocam ben cepheden dönersem emanetimi geri verirsin. Şehit olursam bunları köydeki kızım Selvi’ye gönderirsiniz” diyerek yeniden cepheye koşmuştur.
24 Mayıs’ta Sarımsak Tepe’de yapılan çok zorlu bir savaşın ardından göğsünden vurularak yaralanmış ve ağır yaralı bir şekilde hastane olarak kullanılan Şıh (Şeyh) Camii’ne getirilmiştir. Burada Dr. Mecit Barlas tarafından yapılan müdahale esnasında akşam ezan okunurken ruhunu teslim etmiş ve yatsı namazının ardından buraya defnedilmiştir. Çok büyük bir maddi varlığa sahip olan Karayılan, hepsini hiç tereddüt etmeden bu savaşta harcamış ve büyük bir şerefle şehadet şerbetini içmiştir.
Vefat ettiği zaman üzerinden bir tabanca, bir kalem, birkaç kâğıt ve bir küçük Kur’an-ı Kerim ile dört gümüş mecidiye para çıkmıştır. Sarımsak Tepe’deki savaş esnasında 19 arkadaşı da şehit olmuştur. Antep Savunması bu şehadetin ardından çok büyük bir yara almıştır.
Karayılan Antep Savunmasında çok büyük kahramanlıklar göstermiş, adını altın harflerle yazdırmış, adeta işgalci güçlerin korkulu rüyası haline gelmiştir. Bu büyük kahraman ve şehide Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyoruz. Karayılan halkın yanık türkülerinde şu şekilde ifadesini bulmuştur:
Atına binmiş, elinde dizgin.
Girdiği cephede hiç olmaz bozgun.
Çeteler içinde Yılanbey azgın
Vurun Antepliler, namus günüdür.
Başına konulmuş püsküllü fesi
Düztepe’den gelir Molla’nın sesi
Ben de bilmiyorum Antep neresi
Vurun çetelerim namus günüdür.
Karayılan der ki gelin oturak
Kilis yollarından kelle getirek
Fransız adını bütün batırak
Vurun Antepli’ler namus günüdür
Vurun çetelerim namus günüdür
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.