Abdulkadir MENEK

Abdulkadir MENEK

Haliliye mesleği nedir?

İhlas Risalesinde geçen‘’Mesleğimiz halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak iktiza eder’’ ifadeleri, Nur Talebelerinin kendi aralarında her daim göz önüne almaları gereken çok önemli bir ikaz ve şaşmaz bir pusuladır.

Hz. İbrahim (AS), Halilullah’tır. Allah’ın dostudur. Onun için de İbrahim Peygamberin mesleği, ‘’dostluk mesleği’’ olarak adlandırılır. Bediüzzaman’ın bu manalar itibariyle Risale-i Nur hizmetini, ‘’Hıllet meşrepli Haliliye mesleği’’ olarak ifade etmesi çok önemlidir.

Allah’ın, İbrahim (AS)’ı kendisine niye dost edindiğinin farklı rivayetleri vardır. En çok kabul görenlerden bir tanesi de İbni Ebi Hatim’den nakledilen şu rivayettir: ‘’Hz. İbrahim, Azrail (AS) ile karşılaştığı zaman ondan Rabbinin kendisini niçin Halil edindiğini sordu. Azrail de, ‘sen insanlara ihsan edersin, fakat karşılığında onlardan hiçbir şey istemezsin’ diye cevap verdi.’’ Allah’ın Hz. İbrahim’i kendine dost edinmesi, ayrıca ilahi sırlara da vakıf kılması anlamına gelir. (Peygamberler Tarihi, Bünyamin Ateş, İstanbul 2002, Sayfa, 168)

Burada ihlas ile ilgili olarak söylenen Cüneyt-i Bağdadi’ye ait bir sözü de hatırlatmakta fayda vardır. ‘’İhlas kul ile Allah arasında öyle bir sırdır ki, şeytan bilmez ki bozsun. Melek bilmez ki yazsın.’’ Yapılan iman ve Kur’an hizmeti ile birlikte diğer bütün hayırlı amellerin ihlas ile yapıldığının ölçüsü ve mükâfatı, ancak İlahi takdir ile bilinecektir. 

‘’Allah ile kul arasında İlahi bir sır olan ihlas’’ insanın manevi murakabe ve muhasebesi ile hizmetin ve hayatın her safhasında yol gösterici olmalıdır. İnsanların yanlışı olabilir, fakat ihlası bilerek kırmak, iman ve Kur’an hizmetini maddi, dünyevi ve nefsani herhangi bir halete alet etmek, bir tehlike ve zarar habercisidir. Bu tehlike ve zarar da, uhrevi netice itibariyle olmakla birlikte, dünyevi hayata da yansımaları olabilir.

Onun için Said Nursi Nur Talebelerine  ‘’Bilirsiniz ki, Hazret-i Ali (r.a.), o mu'cizevâri kerametiyle ve Hazret-i Gavs-ı Âzam (k.s.) o harika keramet-i gaybiyesiyle, sizlere bu sırr-ı ihlâsa binaen iltifat ediyorlar. Ve himayetkârâne teselli verip hizmetinizi mânen alkışlıyorlar. Evet, hiç şüphe etmeyiniz ki, bu teveccühleri ihlâsa binaen gelir. Eğer bilerek bu ihlâsı kırsanız, onların tokadını yersiniz’’ (İhlas Risalesi) sözleri ile önemli bir uyarıda bulunmaktadır. 

Burada Haliliye mesleğinin en önemli özelliklerinden birisi görülmektedir. Bu da, yapılan iman ve Kur’an hizmeti karşılığında insanlardan hiçbir şey istememek ve bu hizmeti sırf Allah rızası için yapmaktır. Hizmetin kudsiyet ve safiyetine halel getirecek davranışlardan ve bir karşılık beklentisinden her Nur Talebesinin özenle ve ısrarla kaçınması gerekir. Said Nursi, bu hizmet tarzını İhlâs Risalesinde sistematik bir şekilde formüle etmiştir.  İlerdeki bölümlerde bu konu üzerinde ayrıca durulacaktır.

Bediüzzaman, bunu hayatında da fiilen göstermiştir. Bu önemli iman hizmetini, hiçbir dünya menfaati ve maddi karşılık için yapmadığı gibi, insanlardan herhangi bir manevi makam veya teveccüh de istememiştir.  O kadar ki, kendisine getirilen ufak tefek bazı hediyeleri bile karşılığını vermeden kabul etmemiş ve hizmetinin safiyetine ve ihlâsına en küçük bir gölge bile düşürmemek istememiştir.

Kendisine gönderilen ve karşılıksız kabul ettiği bazı yemekler kendisini hasta etmiş, parasını eksik verdiği ve talebeleri tarafından üzeri tamamlanarak alınan ağrı kesici hap, boğazında kalmıştır. Kendisine getirilen hediyelerin karşılığını özellikle vermeye çalışmıştır. Din ehlinin en çok tenkit edildiği noktaların başında gelen bu hususta, Üstad Hazretlerine, hiç kimse diyecek bir şey bulamamıştır. Risale-i Nur’da ve hatıralarda bunun çok sayıda misali bulunmaktadır.

Nur hizmetinin, insanların aklında ve gönlünde meydana getirdiği ve dalga dalga büyüyen etkinin en önemli sebeplerinden birisi de‘’Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. Lillâh, livechillâh, lieclillâh rızası dairesinde hareket ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer’’(Lem’alar, sayfa:23) sözlerinde ifadesini bulan manaların hizmete yansıması ve buna gösterilen itinadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum