Temmuz ayındayız ama sel haberleriyle güne başlıyoruz.
Samsun'da TOKİ evlerinde yaşanan müessif olay ciğerleri sızlatacak cinsten.
Vefat edenlere Allah rahmet etsin geride kalanlara sabır temennisiyle taziyelerimizi arz ediyoruz.
Demek selin gecekondu bölgelerinde ve güzün olacağına ilişkin bir garanti yok.
Sel ansızın gelebilir ve bazı canları ebed diyarına götürebilir.
Ölüm bazen sel olur gelir,
Bazen trafik kazası olur gelir,
Bazen de kalp kriziyle gündeme gelir.
Gelir ve az sonra yapmayı düşündüğümüz işleri iptal eder
Yarınki gündemimizi yürürlükten kaldırır.

İnsanoğlu garip bir şeydir.
Her gün ölüm haberleri duyar ama nedense üstüne almaz.
Melek ül mevt ile karşılaşıncaya kadar planlar yapar durur.
Aniden randevu vuku bulduğunda artık çok sevdiği dünyası başına yıkılmıştır.
“Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…”
…
Bilmeyen için sormayan için “meçhule yolculuk” olan ölüm, soran-sorgulayan ve aradığı hayati malumatları vahyden alan kutlu insanlar için “maluma yolculuk” olacaktır. Yahya Kemal için de meçhul olmasa gerek. Şair muhtemelen burada mahiyetini çözmeyen insanın ani şaşkınlığını resm etmektedir.

“Ben kimim”,  “nereden geliyorum” ve “nereye gidiyorum”, “hem vazifem nedir” sorularını soran insan, hayatının anlamını sorguluyor demektir. Felsefenin insanlık tarihiyle birlikte sorduğu buna benzer sorulara cevap her şeyi yoktan var eden Zat’ın sözlerinde eserlerinde ve elçilerinde mevcuttur.

Kainatın kendisi bu sorulara cevap veren bir muallimdir.
Eşsiz güzelliğiyle düzeniyle dengesiyle mükemmel ahengiyle içinde taşıdığı ucuz bol ama çok sanatlı çok fonksiyonlu unsurlarıyla ve daha saymaktan aciz kaldığımız nitelikleriyle beraber bize Allah’ı tanıtan onu haber veren bir öğretmendir.   Kuran Allah’ın kelamı olarak en güzel öğreticidir. İnsanlara rahmet hak ile batılı birbirinden ayıran en güzel öğütleri veren Kuran, en güzel söyleyişiyle beşeriyeti nurlandırıyor. Karanlıkları birer birer aydınlatıyor, bilinmezleri birer birer bilinir yapıyor. Ve Kainatın övünç kaynağı, geçmiş ve geleceğin model insanı Allah’ın habibi yaveri en makbul kulu Peygamber Efendimiz (asm).
En güzel tebliğ edici en doğru kılavuz en sadık haber verici. O Muhammed ül Emin’dir(asm). Şüphesiz o ne dediyse dosdoğrudur.

Bu öğreticiler insan olarak kendimize sorduğumuz ama cevabını bulamadığımız ve böyle olunca korkulara ümitsizliklere düçar kaldığımız durumdan bizi kurtarabilir.
O kaynakları dinlediğimizde, ikna olduğumuzda ve buna göre hayatımıza yön verdiğimizde, huzurlu ve geleceğini kurtarmış “mutlu insanlar” olabiliriz.,
O zaman ne zaman gelirse gelsin ecele hazır oluruz.
“ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm.
Ölümsüzlüğü tattık bize neylesin ölüm” deriz Erdem Beyazit gibi rindane.

Sel dolayısıyla vefat eden insanlarımızı “hayatını kaybeden” değil, sel vesilesiyle “hayatını değiştiren”ler olarak ifade ederiz. Dünya zahmetinden kurtuldular, Ebedi vatana göçüp gittiler deriz.
Ne mutlu bu şuurda olup, hayatını bu çizgide sürdürenlere…