Himmet UÇ
Hazreti Mevlana’nın Mekanı Mukaddesinden izlenimler
Hazreti Mevlananın haziresinin bulunduğu salona girildiğinde sağ tarafta ikisi yan yana ebediyetin uykusuna dalmış Horasan erleri var. Hazreti Mevlana ailesinin Horasan tarafından batıya doğru göçü sırasında onlarla birlikte çok erler gelmişlerdir, bunlar maneviyat taşıyan ve gittikleri yerlere irşat götüren kimselerdir, bu mezarlar onları hatırlatır izlerdir. Onların ayak tarafında Nisan taşı denilen son derece büyükemek verilmiş üç boğumlu orta boğumu çok büyük harika işlenmiş hakkedilmiş, nakkaşların bütün meharetini gösterdiği bir büyük antika eser görülüyor. Anadolu toprağını mukaddes belde haline getiren büyük kelimesinin karşısında diz çöktüğü bir azametli insan Hazreti Mevlana kuddise sırrıhu. Onun ruhunun azamet ve heybetini yansıtmaktan çok uzak ama çok süslenmiş ve nakşedilmiş türbenin dört bir yanı. Mevlana hazretleri bütün Osmanlı padişahlarının başlarının üzerinde gezdirdiği maneviyatı ve mesnevisi ve diğer eserleri, Anadolu’dan bütün dünyaya yansımış bir büyük güneş olarak ebede kadar devam edecektir. Salonun içinde Cenabı Mevlana’nın bulunduğu kısım çok farklı tezyin edilmiş. Mevlana ve Yunus ve Bediüzzaman Türk milletine asırlarca Kur’an’ın bayraktarlığını yapmış bu millete Allah’ın büyük büyük lütuf ve hediyelerdir. Atalarımız bu büyük hazineleri yüreklerinde ve coğrafyalarında taşımakla hem onlara gereken saygıyı göstermiş hem de onların hakikat manzumelerini dünyanın dört bir yanına taşımış emanete layıkı veçhi ile sadakat göstermişlerdir. Salonun sağ tarafında otuz kadar Mevlana hazretlerinin muhibbanı pervaneleri, aşkı muhabbeti ilahi ile devranı temsilen onun etrafında dönen aşıkanı müridan bulunmaktadır. Maveranın kapısını kabir taşları ile belirleyen bu zevatı alişan sıradan mutlulukların ötesinde ebediyette bütün büyük zatlarla bizim bilmediğimiz esrarlı halkalarda devran ve deveranlarına devam etmekteler.
Hazreti Mevlana’nın alt kısmında ise onun halkai terbiyesinde yer alan önemli zatların sandukcaları bulunmaktadır. Buraya post kubbesi denmektedir, demek ki Cenabı Mevlana’nın postuna yakın oturanlardır bunlar, post devrişanın ilahi lütuflara mazhar olduğu bir mekandır. Bunlardan biri Şeyh Kerimeddin, Mevlananın müridi ve Sultan Veled‘in de hocasıdır. Sultan Veled Mevlana hazretlerinin oğlu ve tarikatın adat ve ahkam ve erkanının kurucusududur. Semseddin Abid Çelebi, Uİu Arif Çelebi, Zahid Çelebi Sultan Veled’in oğullarıdır. 13 yüzyılı tezyin etmişler damen ve payı şerifleri ile onun soyca yakınları ve Mevleviliğin rükünleridirler.. Hazreti Mevlana’nın kabri şerifinin önündeki gümüş korumalık, kafes demişler ama bana kafes kelimesi nefisgelmedi. Perdelik denebilirdi. 1597 de Maraş Miri Miranı Mahmut Paşa tarafından İlyas adlı bir sanatkara yaptırılmıştır. Burada yer alacak ustalıkla biçimlendirilmiştir. Türbenin önündeki saat ise İngiliz Mevlevileri tarafından müzeye hediye edilmiş güzel ve haşmetli saattir.
Taş yeşermez geçmiş olsada Nevbahar
Toprak ol da bak nasıl güller açar
Taş gibi idin çok gönül kırdın yeter
Toprak ol üstünde çok güller açar
Hazreti Mevlana
Hattat Halim özyazıcı bu dörtlüğü yekpare seramik üzerine işlemiş, harika bir hakkaklık ve nakkaşlık nümunesi ile aşkını yansıtmış. Hazreti Mevlana’nın bulunduğu kısmın ilerisinde yer alıyor.
yazmalardan biri Mesnevi Şerif, diğerleri de Mektuplar Mecalis-i Seba ve Fihimafihi içine alıyor. Sağ tarafta Hazreti Mevlana’ya ait bir omuzluk ve onun yanında ise Sultanülülema Mevlana’nın babası Bahaeddin Veled’e ait bir cübbe yer almaktadır. Zannedersem ipektendir. Değer kısımdaki eşyalar ikinci dereceden eşyalardır. bunlar Mevlevi kültürünü ilgilendiren şeylerdir, Arakiye bunlandandır. Vitrinlerde Sancak Kuranı Kerim’i çok özel bir itina ile ferman şeklinde kaleme alınmış akla zarar bir emeğin mahsülüdür. Bunun yanında bir yazma Kuranı Kerim yer almaktadır. Benzer tezyinatlı ve büyük emekle yazılmış Kuranı Kerim’ler buralarda vardır. Salonun sonunda minyatürli yazmalar da vardır. Salonda bir de Samahhane bulunmaktarır. 16 yüzyılda Sultan İkinci Selim tarafından yaptırılmıştır. Burada Mutribhan Naat kürsüsü, erkekler ve kadınlar mahfeli bulunmaktadır. Musikiyi idare edenler Mutrıbhane’de oturmaktadırlar.
Girişin arka tarafında yuvarlak meydanda, bulunan odalara isimler verilmiş, bunların Mevlevi tarikatının şahısları, tarikat faaliyetinin icrası, Mevlevi görevlileri ve Mevlevilerin eşyaları ve sair adat ve ahkam üzerine meydana getirilmiş odalardır, oralar aşağıdaki adlara göre isimlendirilmiş ve o tesmiyelere göre açıklamalar ihtiva ederler. Çerağ, Hat ve Tezhib, Mesnevihan, Mevlevi Musikisi, Mutrib Heyeti, Dergah Eşyaları, Mevlevi Eşyaları, Mevlevi Kıyafetleri, Vakıf Katibi, Şemsi Tebrizi, Sertarik Odası, Türbedar Odası, Çelebi Odası, Hüşrenişin, Sultan Veled, Aşcı Dede Odası,
Bu kompleksin en önemli tarafını anlatmaya çalıştık. Hz Mevlana ve öğretisi konusunda birbiri ile kültürel bir bağlantı kurulursa hepsi burada gösterime ve okumaya açılmışlardır. Müze denmesi pek makül değil, çünkü müze gündemden kalkmış eşyaların sergilendiği bir mekandır. Mevlevilik batı dünyasının hala büyük dikkatini çeken bir öğretidir, din ile sanatın ve edebiyatın halitası, özeti olan bir eğitim tarzıdır. Bugün liselere Mevlevi kültürü ders ve uygulama olarak konulmalıdır. Bu şekilde çocuklarımızı erezyondan kurtarabiliriz. Yunus, Mevlana, Ahmet Yesevi ve Bediüzzaman gibi büyük öğretilerin sahiplerinin okullara uygulama ve düşünce olarak girmesi gerekir. Asıl ruhu edeplendiren bu insanların fikirleridir. Nevzat Köseoğlu’nun bir sözü var” Yunus, Mevlana, Bediüzzaman derken biz de mümin Müslüman olduk diyor” bu söz bir eğitim felsefesi olabilir. Milliyetci ve muhafazakar nice insanlar var, bu şahısların öğretilerini Anadolu’da liseleri ortaokulları gezerek anlatabilir ve çocuklara ruh aşılayabilirler. Hadi Said Nursi’nin talebeleri bu dersane ve eğitim işini yapıyorlar, diğer arkadaşlar da Anadolu’da büyük manevi rüzgarlar estirmiş diğer insanları anlatsınlar. O zaman memleket güllük gülistanlık olur. Dickens’in romanlarını Amerika ve İngiltere’de bir yıl boyunca çeşitli şehirlerde anlatan kültür insanları var bizde niye yok. O ki bir romancıdır, muhafazakarlığı bir iki slogana indirgeyip, makam mevki kavgası yapmakla kimse atalarının mirasına ve emeğine saygı göstermiş olamaz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.