Mehmet ÖZÇELİK
Hikmet ve maslahat
Hikmet'in kelime anlamı itibarıyla mefhumları en iyi bilgi ile bilmektir.
Deyim itibarıyla; Allah’ın ezeli ve ebedi olan ilmi ve sıfatlarıyla, varlıkların başlangıcından nihayetine kadar kendilerinden beklenen bir çok fayda ve maslahatın gözetilerek en uygun bir şekilde yaratılmasıdır.
Allah her bir varlığı yaratırken, onun kâinat çapında, bütün varlıklarla olan münasebetini, onları tamamlayıcı bir unsur olmasını gözetmesidir.
Kur’an-ı Kerim’de Hikmet kelimesi 20, Hakim ifadesi 81, tenvinle 16 ve toplam 97 kere geçmektedir. (1)
Hikmetin zıddı abesiyettir. Yani olumsuzluk, gereksizlik ve çirkinliktir.
Allah’ın yaratmış olduklarında hiçbir cihetle abesiyet yoktur. Çirkinlik yaratılış yönüyle olmayıp, ilmimizin sınırlı ve noksanlığımızdan kaynaklanmaktadır.
-Hz. Ali; “Eğer neden, niye, niçin ve nasıl gibi sorular olmasaydı, ilim olmazdı” der.
Bu sorular sorularak ilmin araştırılmasına ve ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Hikmetin kaderle olan ilgisi; olaylara hikmet cihetiyle bakan bir insan, hiçbir şeyin tesadüfi olmadığını, onda bir çok hayrın bulunduğuna, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanarak tam bir teslimiyet içerisini girer.
Anlatıldığı üzere; denizde seyahat eden bir gemi şiddetli bir fırtınaya tutulur, gemi dalgalardan su alır. Herkes bir şeyler yapma çabası içerisinde iken adamın birisi hiç umursamadan kenarda oturur ve seyreder.
Bu durum kaptanın dikkatini çeker ve sebebini sorar. Adam şöyle cevaplar;
Ben Allah’ın bir kere işine karıştım, bana hamam böceği yedirdi. Bir daha da karışmam der ve sebebini şöyle açıklar:
Bir gün bir hamam böceğine bakarak; Ya Rabbi, bunu ne için yaratmışsın ki dedim. Bir müddet sonra yakalandığım bir hastalıktan dolayı bir türlü şifa bulamadım. Sonunda bana o hamam böceğini tavsiye ettiler ve denileni yapıp kullandım, hastalığım da geçti. Eğer bir daha O’nun işine karışırsam, kimbilir bana ne yapar der.
Burada verilmek istenen mesaj, elbette hiçbir şeyin anlamsız ve manasız olmadığıdır.
Kader ilim ve proje olduğuna göre, her şey bir proje sonucu yaratılmıştır.
Zira bir mühendis bir binayı yaparken oranın ve oraya girecek olanların ve de ileriye dönük olarak tüm ihtiyaçlarını düşünerek yapar.
Kâinat da ilahi bir proje neticesinde oluşmuştur, herşey hikmetle yapılmıştır.
Her şeyin yapılışında bir kasıt var. Herşey bilerek yapılmış ve yaratılmıştır.
Kâinatta bulunan herşey hikmetle yoğrulduğu gibi, olaylar da hikmetle dönmektedir.
Herşeydeki kolaylık ve düzenlikler bir hikmetin eseridirler.
Bu yönüyle de hikmetin tefekkürle de bir ilgisi vardır.
Eşyadaki ve olaylardaki incelikleri gören, olayların derinine inen insan, hikmet, maslahat ve yararları da görecektir.
İnsanın yaratılmasındaki hikmeti göremeyip taraftar olmayan melekler, acizliklerini ve bilmediklerini şöyle ifade etmişlerdir:
“Melekler: Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin, dediler.” (2)
Hikmet sahibi olmak, üstünlük sebebidir.
“Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.” (3)
“Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.” (4)
Mantıklı olan yol ve davet, hikmete uygun olandır.
“(Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.” (5)
Lokmanı farklı kılan olay, ona hikmetin verilmesidir.
“Andolsun biz Lokman'a: Allah'a şükret! diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.” (6)
Hz.Musa’nın Hz. Hızır’la olan seyahatindeki Hz. Hızır’ın farklılığı onun hikmet sahibi oluşundan ileri gelmektedir. (7)
Hikmet bakış ve değerlendirme farkını ortaya koymaktadır.
Hadisde: “Re’sül hikmeti mehafetullah” Yani-Hikmetin başı Allah korkusudur.
Hikmet O’ndan korkmayı ve çekinmeyi de gerektirir.
Efendimiz: “Allahım, hayretimi arttır” buyurur.
Hayretin artması, ilmin ve hikmetin artması ve eşyanın hakikatına nüfuz edilmesidir.
DİPNOTLAR:
1-Mu’cemul Müfehres.Muhammed Fuad Abdulbaki.213-214. Bak. HİKMET:Hayran.2.3
2-Bakara.32.
3-Bakara.269.
4-Bakara.129.
5-Nahl.125.
6-Lokman.12.
7-Kehf.60-72.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.