Ülfeti tokatlamak

Durağanlık, yeknesaklık, alışılmışlık, ülfet istenmeyen şey; buna alışan ileri gidemeyeceğinden geri kalır, tekâmül edemez, kemalat merdivenlerini çıkamaz. Tembellik basar, gaflet yol bulur gelir, duyarlılık yitirilir, teyakkuz terk edilir kötülüklere tepki cılız kalır!

Musibetler ne diye gelir, cana, mala, evlada, aileye, acıtıcı kederler ne diye dokunur, ya büsbütün âlem-i İslam’a, topyekûn insanlığa? Çok hikmetlerinden bir hikmeti; uyanalım, ayılalım, dirilelim, hakikatle yeniden muhatap olalım, aklımızı kontrol, kalbimize dikkat edelim, ne diye bu dünyaya geldik ne diye nereye gideceğiz, burada işimiz ne? Düşünelim ona göre halimizi iyiye, güzele, doğruya doğru değiştirelim, değişelim diye olsa gerek!

Oyun için oyalanmak için buraya gelmediğimize göre başka ne için olabilir? Düşünmeye, tefekküre, tezekküre mani o kadar oyuncak, oyun, sanal ve saman meşguliyet var ki başını kaldırıp etrafa bakmaya, hadiseleri hikmetle okumaya, eşyaya hakikatle bakmaya zaman ve imkân bırakmıyor!

Kırmızı kitapları yeni başlamış şevk ve heyecanıyla tahkikane ve müdakkina okuyabilmek, dirilişi her sabah yaşamak her zaman mümkün olmasa da cehd ve gayreti bırakmamak, cihadı terk etmemek esas! Nefsin vesveselerine şeytanın desiselerine, insi ve cini şerirlerin hücumuna maruz zaif insanız nihayetinde…

Bazen galip bazen mağlup oluyoruz!

Fıtri akış da bu; “ben hallettim, ben çözdüm” kim diyebilir, diyorsa zaten sıkıntı. İnsan hayatı da mevsimler gibi, gece gibi gündüz gibi değişiyor, akıyor, kararını arıyor.

Hep bahar nerede, kimde görülmüş, hep kışta da öyle! İlla bir rahmet tecellisi, illa bir umut oluyor, hikmet kıvılcımlar saçılıyor…

Pedalı çevirmeye devam, bırakmadan, usanmadan, umudu terk etmeden. Kış, dağlar, bahar, ovalar, yaz, meyveler yolda olan, olacak şeyler…

Birbirini uyarmak, omzunda akrep var demek kadar iyiliği, güzelliği teşvik etmek; “emri bilmaruf nehyi anilmünker”i daire içinde uygulamak; bizi diri tutar, canlı kılar, akışkan kılar.

Bu konuda büyük bir eksiklik ve isteksizlik içinde olduğumuz bir gerçek; ya iyisin diyoruz ya da çok tenkit ediyoruz, vasatı hissiyatını karıştırmadan hakikati, ona incitmeden söylemek, gıybetten uzak durmak, zandan kaçmak, hüsnü niyet sahibi olmak!

“Tefani” mesleği, ağabey-kardeş ilişkisi, şirket-i maneviye çarklarının iyi çalışması önce içimizdeki çarkların iyi ve ahenkli çalışmasına bağlı, sık aralıklarla tozunu almak, bazen yağlamak, bazen onarmak…

Ülfeti her günde tokatlamak, her günde ihtiyacımız olan şey vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum