Hüseyin YILMAZ

Hüseyin YILMAZ

Muharrem İnce'nin haltları bitmiyor!

Kafası kalın siyaset yalaması Muharrem İnce, Üstad Bediüzzaman Hazretlerine "Hain!" demekle yediği haltı daha temizlemeden bu sefer de merhum Şeyh Said'e "Hain" demiş.

Adamda muvazene mercii akıl ve muhakeme olmayınca lağıma düşmekten bir türlü kurtulamıyor. Cehlin alamet-i farikası haline geldiğini de bir türlü farketmiyor.

Bu mahlûk sebebiyle ağzımı bozduğum için sizden özür diliyorum. Lâkin ne susmak mümkün ne de oturup adam yerine koyup izah etmek doğru. Kullandığı dile mecbur ediyor.

Hulâsa, Muharrem İnce ya haindir ki, mümtaz insanlara hain diyor; ya da başı cünunla dertte ama tımarhanede olmak gerekirken siyaset sahnesine fırlamış.

Bu vesile ile Şeyh Said Merhum hakkında bir vefat sene-i devriyesinde kaleme aldığım aşağıdaki satırları efkârınıza takdim ediyorum. Belki ufuk açıcı olur.

***

DARAĞACINDA YALAN SÖYLENMEZ!

Kamal Atataürk'ün küfrî inkılâblarına karşı kıyam etmek onun için itikadî bir mesele idi. Ya kıyam ya hicret edecekti. Rıza göstermek aklının köşesinden bile geçmemişti.

Oysa adaşı Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Kamal Paşa'nın küfrî düşüncelerini 1922'de dâvet edildiği Ankara'da müşahede etmiş, menfî cephenin mühim eşhasından olduğunu anlamış ve siyaset sahnesinden çekilip doğduğu ve yaşadığı topraklara dönmüştü.

Kamal Atatürk'le siyaseten başa çıkılamayacağını bir hadis-i şeriften ders alan Üstad, Ankara'nın tahribkâr inkılablarına karşı durmak için ilmî bir mücadeleye hazırlanmak üzere çekildiği Van'da, çoğu zaman Erek Dağında inzivada yaşarken, Şeyh Said kıyam için nabız yokluyordu.

Üstad Hazretleri, merhum adaşının kendisine vâki olan kıyam talebini yanlış bulur; tavzih eden, yol gösteren bir mektubla teşebbüsünden vaz geçirmeye çalışır lâkin muvaffak olamaz.

Kürd milletinin Ankara tarafından toptan imhasını netice veren Şeyh Said Kıyamı dehşetli bir şiddet ve zulümle bastırılır. Bu ilk tenkilin ikincisi on üç yıl sonra Dersim'de tekrarlanacak, Kamal Atatürk'ün emri ile Dersimin Kürt Alevileri bir soy kırımı aratmayan toplu bir imha ile telef edilecekdir. Erdoğan'ın "katliam" dediği bu şiddet Cehennemi ne kadın ayırır ne erkek, ne genç ayırır ne yaşlı, ne çocuk ayırır ne hasta!..
Şeyh Said, kırk altı kişi ile birlikte 29 Haziran 1925'de idam edilir. Üstad Hazretlerinin kabri gibi onun da kabri mechûldur.

Şehadet sene-i devriyesinde merhuma Allah'dan rahmet diliyorum. Haklı bir davanın yanlış mücadelesinin kurbanı oldu.

Son sözleri ise hakikatin ta kendisidir. Zirâ, hükmün infaz edileceği darağacına yürürken yalan söylenmez:

"Benim bu değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve din içindir."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
22 Yorum