Vehbi KARA
Kapitalizm döneminden sonra ne gelecek?
Birkaç yıl önce küresel finansal krizi doğru şekilde tahmin ettiği için “Kriz Kâhini” unvanını alan Nouriel Roubini isimli bir iktisatçı, Marksizm’in kurucusu Karl Marks’ın kapitalizm eleştirilerinin, yaşanan son krizde haklı çıktığını söylemişti.
“Kapitalizm, bir noktada kendi kendini imha edebilir” diyen Roubini, kapitalizm karşıtı birçok teorinin sahibi Marks’ın, “kapitalizmin krize neden olacak kendi iç çelişkileri bulunduğunu, bunun da ekonomik sistem üzerinde baskı meydana getirdiğini” ifade ederek, “Şu anda yaşan küresel finansal krizde, ellerine az para geçtiği için az harcayan tüketiciler, bunun yanında bir de maliyetleri azaltma, tasarruflarını arttırma ve nakit biriktirme yönünde de hareket ettikleri için şirketlerin kazançlarının daha da azalması yönünde etkilediğini” söylemişti.
Kapitalizm aleyhinde daha bir çok görüş bulunmaktadır. Bunların arasında sosyalist ve komünist olduğu kadar liberal bakış açısına sahip insanlar da vardır. “The two income trap” yani “iki gelir tuzağı” isimli kitabı ile Elizabeth Warren, kapitalizmin tüketicileri düşürdüğü tuzakla alakalı olarak ilginç tespitlerde bulunuyor. Kitabın tam başlığı “The Two İncome Trap: Why Middle-Class Mothers and Fathers are Going Broke” şeklinde. Warren'ın, kızıyla birlikte yazdığı bu kitabında, kılı kırk yararak yaptığı araştırmalar ve analizler sonucunda, kadınların çalışma hayatına atılması ile birlikte ailelerin geçim sıkıntısına düştüğünü ifade ediyor.
Geçmişte ailede tek bir kişi, yani evin reisi konumundaki erkek, çalışırken bir yandan da tasarruf etmek mümkündü. Fakat günümüzde hem erkek hem de kadın çalıştığı halde negatif tasarruf, yani ailenin belini bir türlü doğrultamaması, durumu söz konusudur. Warren, bu paradoksal durumu incelediği kitabında kapitalizmin insanların başına ne gibi felaketler getirdiğini ABD özelinde dile getirmiş. Şimdilerde ABD Başkanlık seçimlerine hazırlanan Warren Demokrat Senatörü ve Başkanlık adayları arasında yer alan Hillary Clinton’un en büyük rakibi.
Bu kitapta geçen Amerikan toplumu ile ilgili olarak “tüketim hastalığı” konusu; “Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” çalışmaları ile çok yakından alakalıdır. Kapitalizmin tüketim alışkanlıklarını maniple ederek insanları bir çeşit “ücretli köle” haline getirdiği ve insanlığın bu tuzaktan kurtularak Bediüzzaman’ın ismini verdiği “Malikiyet ve Serbestiyet devrine” geçileceği Bediüzzaman’ın takipçilerinin önemli iddialarından bir tanesidir. Bu konu ile ilgili olarak çok sayıda makale yazıldı ve yazılmaya devam edecek.
Kapitalizm’in çökeceğini Bediüzzaman da öngörmüş, fakat Marks’ın sınıfsız toplumunun aksine “malikiyet ve serbestiyet devrinin” geleceğini söylemiştir.
Bediüzzaman, “ecir dönemi” adını verdiği kapitalizmde suistimallerin o derece aşırı seviyelere vardığını “bir sermayedar, kendi yerinde oturup, bankalar vasıtasıyla bir günde bir milyon kazandığı halde; bir biçare amele (işçi veya ücretli) sabahtan akşama kadar, tahtelarz (yeraltında) madenlerde çalışıp kut-i lâyemut (ölmeyecek kadar) derecesinde on kuruşluk bir ücret kazanıyor” şeklinde örnek vererek izah etmiştir.
“Beşer (insanlık) edvarda (eski devirlerde) esirlik istemedi, kanıyla parçaladı. Şimdi ecir olmuştur; onun yükünü çeker, onu da parçalıyor” diyen Bediüzzaman’a, şimdi siyasetçiler de sahip çıkmakta “Bugün, çözüm için Bediüzzaman, bir aydın, bir öncü olarak kabul edilebilir” demektedirler.
22. Lem’a’da Bediüzzaman; insanlığın yaratılış hikmetinin müsâvât-ı mutlaka (tam bir eşitlik) kanununa aykırı olduğunu ifade ederek, insanın duygularına ve kuvvelerine bir sınır konulmadığını, serbest bırakıldığını, bu sayede binler nevîleri sümbül verdiğini söylemiştir.
Müsâvât-ı hukuk mesleğini yani hukuk önünde eşit olunması gerektiğini savunan Bediüzzaman, Marksistlerin öngördüğü sınıfsız toplum anlayışının yaratılış kanunlarına aykırı olduğunu Risale-i Nur Külliyatı’nın muhtelif yerlerinde izah eder.
Evet, dünyamız yeni bir çağın sancılarını yaşıyor. İnsanlar vahşet ve bedeviyet, kölelik, esirlik ve ecirlik (ücretlilik) dönemlerini yaşamış, son olarak malikiyet ve serbestlik asrına gelmiştir. Bundan sonra kartlar yeniden açılacak, ekonomik ve sosyal politikalar yeniden değerlendirilecektir.
Ne yazık ki Sovyetler Birliği ve Kızıl Çin örnekleri insanlara mutluluk getirmemiş, kan ve kavgadan başka insanlığa bir şey bırakmamıştır. Kâğıt üstünde komünist olmasına rağmen Çin, kapitalizmin en vahşi şeklini uygulamakta, kendi çalışanlarını ucuz emek ile sömürmektedir. Rusya, komünizmi yıllar önce parçalanma pahasına zaten bırakmıştı. Geriye bizim eski silâh Marksistlerden başka kimse kalmamıştır. Allah ıslah etsin, vesselam…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.