Senai DEMİRCİ
Kemal ile Gandhi arasındaki 12 fark
1.Kemal der ki, "ekmek verelim, özgürlüğünüzü unutun." Gandhi'nin bir ömür dediği o ki, "özgürlüğünüzü ekmeğe satmayın."
2.Kemal, postallı muktedirlere karşı esas duruştadır. Gandhi, postallıların karşısında dik duruştadır.
3.Kemal için, önce herkesin desteklediği manşetler geldi, kendisi sonra ortaya çıktı. Gandhi yapayalnızdı, direndi, herkese rağmen ortaya çıktı, sonra manşetleri çıktı.
4.Kemal, kendilerinkinden başka sesleri, kendilerine karşı yükseltilen sesleri, gerici, yobaz, diktatör ilan etti. Görünen o ki, o seslerin hepsini postal sesiyle, yargıç tokmağıyla susturursa, vicdanı azap hissetmeyecek. Gandhi, "yeryüzünde varlığını kabul edebileceğim tek diktatör içimdeki sestir" derken vicdanıyla temasını hep sıcak tuttu. Kendi sesini halkı adına yükseltti, halkının sesi yükseldiğinde kendisi sustu.
5.Kemal, sesini "egemen medya"nın "oynar başlıklı" kamuoyu araştırmalarıyla yükseltiyor. Gandhi, gerçeğin cılız sesinin herkese rağmen yükseleceğini bilerek köşe başlarında, çıkmaz sokaklarda fısıldadı.
6.Kemal, "dediğim dedik"çi cübbelilerin tokmaklarının umursamaz vuruşundan medet umuyor hâlâ. (Anayasa paketi dosyasının halk oylamasına gitmesini engelleyen karar çıktığında bayram edeceğine bahse girerim.) Gandhi, çulsuz fukaranın, sahipsiz öksüz ve yetimin kalplerinin mahzun kıpırtılarında, ezilmiş halkının avuçlarındaki duada aradı hakkını.
7.Kemal, silahsızlara karşı "silahlı kuvvet"lerin yanında durdu ve duracağa benziyor. Gandhi, silahlılara karşı silahsızca direnen, silaha tenezzül bile etmeyen, tek silahı yüreği olan halkın yanında durdu.
8.Kemal, iktidarı "hazır" buldu. Rezil ve zelil bir senaryonun gönüllü oyuncusu olarak sahnede yerini aldı. Gandhi, iktidarını kendisi hazırladı. Tarih yazdı. Yazılmış senaryoların hepsini zelil ve rezil etti.
9.Kemal'in fukaralığı "olur da havuzlu ev teklif ederlerse, oturmayacağım" şeklinde geleceğe yönelik bir nemalanma umuduna dayanıyor. Kemal, hani iktidar falan olursa, önüne havuzlu villalarda oturacak bir imkân gelirse, reddetmeyi tasarlıyor. Yani, "tasarlanmış bir yoksulluk" içinde kalacak Kemal. Gandhi'nin fukaralığı, "ne olursa olsun" göz karalığına dayanıyor, geleceği hepten gözden çıkarıyor. Bir ikbal hesabı yok, "Havuzlu ev"e dair bir umutla çıkmadı yola.
10.Kemal havuzlu evde oturmuyor-şimdilik. Ama "her sıkıştığında gideceğim" dediğine göre "Deniz manzaralı" bir aklı var. Hep "Deniz kıyısı"nda kalacak gibi... Gandhi ise "devletçi, statükocu, darbe avukatı, postal bekçisi" Deniz'lerin aklına sırtını döndü.
11.Kemal'in pahalı gömleğinin içinde zoraki Gandhi'ye benzetilmiş bir adam var. Gandhi'nin gömleği olmadı, hepten çıplaktı. Çıplak ayaklarının taşıdığı, çulunun örttüğü adam kimseden kopya çekmedi.
12."Gandhi Kemal" oldu bir kere ama "Kemal Gandhi" hiç olmadı. Ne bu Kemal ne de önceki hiç Gandhi olamadı.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.