Kur’an'ı yorumlarken Said Nursi dikkate alınmalı
ABD’de Georgetown Üniversitesi’nde Katolik rahip ve teolog öğretim görevlisi Prof. Leo D. Lefebure
Abdullah Aymaz'ın yazısı:
Nübüvvet Sempozyumu –I
Onuncu Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu, bu yıl “Nübüvvet” konusunu müzakere etmek üzere 22-24 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da toplandı. Müşahedelerini aktaran Dr. Hasan Hörküç diyor ki:
İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen sempozyumun konusu “Hakikat Arayışında Nübüvvetin Rolü: Risale-i Nur Perspektifi” idi. Sempozyum boyunca 100’den fazla tebliğ sunuldu ve 40’ı aşkın ülkeden gelen 400 akademisyen, gözlemci ve delegeler katıldı. Türkiye, İtalya, Somali, İngiltere, Güney Afrika, Suriye, Mısır, Rusya, ABD ve Almanya gibi daha birçok ülkeden çok sayıda akademisyen katıldı.
Amerika’dan katılan Bayan Lutheran Kristin Largen, konferans sonrasında izlenimlerini şöyle paylaştı:
“Son birkaç gündür böyle bir konferansta olduğuma inanmak gerçekten zor; özellikle Pakistan’daki kilise bombalanması, Nairobi’deki alışveriş yerinin basılması dikkate alındığında gerçeküstü geliyor. Dünya bu eylemlerle İslam’ın (yanlış) yüzünü gördü. Bense burada her renkten, nazik, akıllı, ilgi çekici ve son derece dindar dünyanın her yerinden gelen binlerce Müslüman ile çevriliyim. Keşke İslam’ın gerçek yüzü olan bu yüzünü herkes görebilseydi. Benim konuşma yaptığım panel bunun en güzel örneğiydi, yaklaşık 1000 kişi vardı paneli dinlemeye gelen. Bediüzzaman’ın peygamberlik anlayışının Hz. İsa’nın peygamber rolünü anlamakta biz Hıristiyanlara nasıl ışık tutacağı, daha zengin ve daha derin bir anlam katacağını araştırdığım konuşmama ilgi çok fazlaydı. Elbette beraberce iman yolunda yürümenin ve imanımızı yenilemenin önemini de arz etmeye çalışırken, farklılıklarımıza takılmamalı ama onları da yok saymamalıyız. Asıl olan dostluk, arkadaşlık, Allah sevgisi ve O’nun yolunda hizmet etmektir.” Lutheran Kristin Largen’in konuşması dinleyenlerce takdirle karşılandı. Gelen takdirler ve ilgi beni derinden etkiledi ve bana aynı zamanda başkalarına inançlarımızı anlatmak kadar, başkalarının inançlarını dinlemeye açık olmanın ne derece ehemmiyetli olduğunu hatırlattı.
ABD’de Georgetown Üniversitesi’nde bir Katolik rahip ve teolog öğretim görevlisi Prof. Leo D. Lefebure olarak, Nübüvvet sempozyumundan çok etkilendim. Dünya genelinde katılımcılar peygamberler ve peygamberlik gibi önemli bir konuyu farklı açılardan dikkatle ele aldılar.
Böyle bir sempozyumun bence en önemli katkısı büyük zorluklardan geçtiğimiz günümüz dünyasında ortak değerlere vurgu yapması ve dinlerarası diyaloğa olan vurguydu. Tabii ki Hıristiyanlar ve Müslümanlar önemli farklılıklara sahip olsalar da, hayatımızı, kültürümüzü ve geleceğimizi güzelleştirecek ve yön verecek birçok ortak paydamız da var. Dünya dinlerinin uyumlu bir topluluk halinde şekillenmesi, huzur ve barış içinde yaşaması bugün insanlığın karşı karşıya olduğu en önemli görevlerden biridir. Bu gayede çeşitli dini geleneklerden gelen büyük peygamberlerin ışıkları ve işaretleri bizim için rehber ve umut olabilir. Bu mânâda hiç şüphesiz, Kur’an-ı Kerim’i yorumlarken Said Nursi Hazretleri’nin sesi duyulmalı ve küresel mânâda dikkate alınması gerek.
Zaman