Kendine Söz'ün "Kevser" diye verildiğini fark etmeyen, Rabbinin kendisi hakkındaki planını gerçekleştirmesi için Rabbine "destek" vermez. [fesalli: destek verir, salât: destek]

Kendisine verilenin Rabbi tarafından verildiğini bilmeyen, verilenin bitimsiz ve tükenmez bir "kevser" olduğunu göremez.[verilenlerin Allah tarafından verildiğini bilmek verilenleri kevserleştirir, sonsuzlaştırır]

Kendisine verilenlerin Rabbi tarafından veriliyor olmasının, verilen şeylerin kendisinden daha değerli olduğunu fark edemeyen, [çünkü Padişah'ın ikramı, ikram edilen şeyin kendisinden kıymetlidir], sadece ve sadece Rabbi için var olmanın somutlaştığı namaz gerçeğini hayatına omurga yapamaz.

Kevser'in kendisine verildiğini görmeyen, ömrünü kurban bilmez, vaktini kurban diye kesip namaza durmaz.
Böylece soyu kesik, devamsız, tükenebilir "dünya"nın ardı sıra koşar.

Biz sana 'kevser' vermekteyiz, tükenmez bir söze muhatap kıldık Seni.
Öyleyse Rabbin için [başkası için değil] hayatını ayağa kaldır; namaz kıl.
Rabbinin seni sonsuzlaştırma planını namaz kılarak, namazı hayatına omurga ederek destekle.
ve kes[il] devamsız ve meyvesiz işlerden, kurban et vaktini, gün'ün baş[vakitler]ini kes Rabbin için.
asıl işleri geçersiz, ömrü devamsız, vakti kesintili olan Sen değil, seni [namaz kılıyor ve kurban kesiyor diye] kınayanlardır.

Kurban "yakınlık" ise "yakınlık"ın en güzeli ve en özeli konuşma yakınlığıdır [ki Türkçe'de 'komşu' kelimesi 'konuşuk'tan kök alır; 'konuk' da 'konuş'tuğu ve konuşmasına konuşma ile karşılık verildiği, muhatap alındığı için 'konuk' sayılır] Kur'ân'ı cenneti eyleyememiş biri, cennetin bin yıllık en güzel makamındaki hayatından daha değerli olan Allah'la bir dakikalık 'görüşme/konuşma' yakınlığına da müşteri değil demektir.