Dursun SİVRİ
Manevi disiplin
Beden ruhun hem sarayı hem de teçhizatıdır.Beden sağlığı ve gelişimi gibi ruhun tekamülü ve gelişiminde yine beden mekanizması kullanılır.
Fiziki olarak kasların gelişiminde hareket, faaliyet gerektiği gibi manevi kasların gelişimi için yine beden sisteminde bir şeylerin yapılması gerekir.
Manevi tekamül kalbin inkişafı ile ifade edilir. Aklı söyletmek kalbi işletmektir
Peki kalbinin işlemesi nasıl olacak?
Kalp atışlarının artırmakla
Kalp atışlarının artışı da bedenin bütün kaslarının faaliyeti ile olur.
Faaliyet, fiziki ve biyolojik olarak bedenin gücünü arttırdığı gibi irade ve karar gücünü de artırır.
Disiplin; niyet-kasıt-karar ve irade gücü birbirini tetikleyen ve tamamlayan yönetim şeklidir.
İnsanın kendi kendini yönetim başarısı sahip olduğu iç disipline bağlıdır.
Dış etkenlerle sağlanan disiplin yüzeysel, tesiri geçici olur. Asıl olan iç disiplindir.
Spor alanında zirveye ulaşabilmenin altında, niyet, istemek, karar, irade ve ısrar vardır.
Mânevi tekâmülün aracı da yine bedendir, faaliyettir, harekettir, eylemdir, işlemdir.
Faaliyetin başlangıcında niyet önemlidir. Niyetin halis olması ile başlatılan düşünce, zikir, fikir ve fiilin süresi ve tekrarı tekâmülü netice verecektir.
Vicdanda başlayan iman ve itikat zihin aşamasında, Ben kimim, neciyim, nereden geldim, nereye gidiyorum?... muhasebe ve sorgulamadan sonra ne yapılacağı, nasıl yapılacağı konusuna karar aşamasına geçilir.
Davranışın şekli ve formatının ana kodları, sınırları, detayları farz, vacip, sünnet ve âdâbın pratiğe yansıması olan güzel âhlâk olarak tezahür eder.
Doğru İslâmiyet ve İslâmiyete layık doğruluk, salih amel denilen davranış normlarında teceddüt ve tekrar mânevi performansı ortaya çıkarır.
Yani kalbi olarak, manevi olarak da gelişimin, tekamülün şartı ibadettir, faaliyettir, harekettir, hizmettir.
Sadece vicdanlarda, düşünce dünyasında kalan eylem olarak yansımayan ne bilgi ne inanç tekâmül için yeterli değildir. İlla ki inanç, niyet, düşünce ve sonrasında davranışa dönüşmelidir.
Kalbim safidir diye hiçbir şey yapmayan sadece kendini kandırır.
Ruhsat ve âzimet skalası arasında cereyan eden Salih amel denilen, davranış, fiil, faaliyet, hareketin yoğunluğu nispetinde paralel olarak hem maddi hem mânevi performansın yansımaları tazahür eder.
Mânevi tekâmülün vizyonu insan-ı kâmil ve ihlas-ı tamme muvaffak olabilmektir.
Kâmil insanın fiil ve davranışların performansı, üretiği katma değerin tanımlanabilen yönü ölçülebilir.
Tevazu, mahviyet, nezaket, feragat, faaliyetlerin hepsi sayısal olarak belirlenen referans davranışlara göre kıyaslanarak ölçüm yapılabilir. Algılama ve derecesi, başkalarına yaptığı tesir olumluluk seviyesi ne anlaşılıyorsa bir referans değer biçilebilir.
Denilebilir ki, "içinde riya olan davranışa ne diyeceğiz?"
Şeriat ele bakar kalbe bakmaz diyeceğiz.
Âmelinizde rızayı ilahi olmalı, o razı olduktan ve hikmeti iktiza ettikten sonra
diye başlayan ihlas düsturuna göre orasının Allahın (c.c) takdirine bağlı olduğunu bilmekteyiz.
Niyetin ve ihlasın ne olduğu boyutunu ise ancak Allah (c.c) bilir.
Allahın (c.c) takdiri ile fiilin, davranışın insanlar üzerine bıraktığı pozitif tesir birbiri ile karıştırılmasın.
Sevabın takdiri elbette Allaha (c.c) aittir.
Ancak hizmetin, faaliyetin neticesinden ortaya çıkan istifadenin takdir edilmesi, teşvik edilmesi, memnuniyetin izhar edilmesi, duaya, uhuvvet ve muhabbete vesile olacaktır.
Manevi performansın tezahürü, insanı kâmil ve tam ihlas sırrının davranışlara yansıması demektir.
Hizmette aşk, şevk ve motivasyonun gelişmesi için tanımlama, algılamaları değerlendirme, kadri kıymet bilme, tebrik etme, tesanüt, samimiyet hasletlerinin açığa çıkmasına vesile olacaktır.
Nümune-i imtisalin, örnek profilin bilinmesidir.
Güzel örneklerin tespiti, teşviki şevki artırmaktan başka ne zararı olur ki?
Sui zannın, gıybetin önlenmesi için subjektif kanaatlerin izalesi, adaletin tecellisi, hakkanıyetin kalplerde ve vicdanlarda makes bulması, muhkemleşmesi pozitif hasletlerin ve davranışların fark edilmesi mümkün olmalı ve farkına varmalıyız.
Farkında olunduğunun fark ettirilmesi, doğru veri, bilgi ve beyanlar
.mabeynlerindeki emniyetin tesisi
. Sırrı ve mânâsının yerine getirilmesi demektir.
İnsanların birbirine güvenmesi, şeffaflığın pratiğe yansıması, delil ve akibete bakılarak kanaat beslenmesi ile mümkün olur.
Bu ölçümün, nasıl, hangi soruları ve nasıl sorarak mümkün olabileceğini bundan sonraki yazılarımızda paylaşacağız inşallah.
Maksat suçlu tespit değil tevazuu, izzeti, şahsiyeti, mahviyetinden dolayı kenarda köşede kalmış, kendilerinden istifade edilemeyen isimsiz kahramanların potansiyelinden daha fazla hizmetlerde istifade edebilmektir.
Sahneyi işgal eden cazgırların gürültüsünden sesini duyamadıklarımızın seslerini de işitebilme imkânımız olabilecektir diye düşünüyorum.
Aynı konuya somut şekil ve format ortaya konuluncaya kadar devam edeceğiz
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.