Medresetüzzehra'yı gerçekleştirmek için 18 maddelik proje
Araştırmacı Müfid Yüksel, Bediüzzaman’ın Medresetüzzehra projesini günümüz 2014-2015 şartlarında nasıl gerçekleştirebileceğine yönelik 18 maddelik bir proje teklifi hazırladığını söyledi.
Araştırmacı-Yazar Müfid Yüksel, Bediüzzaman’ın Medresetüzzehra projesini günümüz 2014-2015 şartlarında nasıl gerçekleştirebileceğine yönelik 18 maddelik bir proje teklifinde bulunduğunu söyledi.
Geçtiğimiz hafta sonu Risale-i Nur Enstitüsü’nün düzenlediği ‘Harb-i Umumi’ konulu masa çalışmasına katılan Müfid Yüksel, Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin Medresetüzzehra projesine dair yaptığı çalışmaları ve hazırladığı proje teklifini anlattı. Bediüzzaman Kürdistan mıntıkasından yetişmiş bir harika-i zeka olduğunu ve ortaya koyduğu Medresetüzzehra’ Üniversitesinin gerçekleşmesi umudunu her zaman taşıdığını belirten Müfid Yüksel, ilk önce Bediüzzaman’ın projesinin amacından kısaca bahsederken, “Bediüzzaman 19. yy sonlarında Kürdistan mıntıkasından çıkmış, hem maddi hem de manevi olarak temayüz etmiş bir insandır. Bediüzzaman oradaki medreselerde yetişmesine rağmen onları gerçekten fersah fersah aşan bir özelliğe sahiptir. Bediüzzaman o bölgeyi tanıyan ve bilen biridir. O bölgenin şartlarında olabilecek en iyi eğitim müesesesi nasıl olur onu tespit etmeye çalışmıştır. Böyle bir hayalle ve bir ümitle İstanbul’a gelmiş ve Yıldız Sarayında bunu anlatmaya çalışmıştır.
Bediüzzaman, projesiyle dinamizmini bir hayli kaybeden medreseleri canlandırıp geliştirme istiyor. Belli noktalarda zorlanınca geliyor, İstanbul’a. Ayrıca, Sultan Abdulhamid zamanında yaygınlaştırılan mekteplerin pozitivist bir omurga üzerine tesis edilmiş olduğunu ve bu pozitivist omurga üzerine tesis edilmiş medreselerin yetiştirdiği nesilleri görüyor” ifadelerini kullandı.
NASIL BİR MEDRESE?
Yüksel, söz konusu yetişen neslin ve medreselerin kurtarılması için fünun-i nazimenin içine mezc edildiği ve hem de İstanbul’daki veya diğer şehirlerdeki mekteplerin o mahzurundan âli kılınmış bir müessese teşkil etmek isteyen Bediüzzaman’ın, bunu Balkan savaşı sonunda İstanbul hükümeti ikna ederek, temeli alttığından bahsetti. Yüksel, şunları kaydetti:
“Bediüzzaman, Münâzarât’ta detaylı bir şekilde müessesenin nasıl olması gerektiğini 1913 yılındaki Münâzarât’ın baskısında -11-12 sayfasında- izah ediyor. Camü’l-Ezher’in kızkardeşi olmak üzere ulum-i diniyenin merkezde olduğu ve fünun-u lazimenin onunla mezc ettiği bir okul inşaa etmek istiyor. Van valisi Tahsin Bey’in çabaları sonucunda kısmen tahsisat veriliyor ve bununla temel atma töreni yapılıyor, Edremit’te. Maalesef I. Cihan Harbi’nin vuku bulmasıyla proje akim kalıyor, erçekleşemiyor.”
Bediüzzaman’ın Medresetüzzehra’nın gerçekleşmesi umudunu her zaman taşıdığına da dikkat çeken Yüksel, “Horhor Medresesi yıkıldı. Daha sonra medreseler tamamen kapatıldı, susturuldu. 1924’ten sonra hiçbir dini eğitim veren kuruma müsaade edilmedi. Bediüzzaman risalelerde çeşitli yerlerde Medresetüzzehra konusuna temas etmiş ve vasiyet de etmiştir. Risale-i Nur manevî olarak Medresetüzzehra’yı tesis etti. Fakat maddi olarak da kendisinden sonra gelenlere bunu vasiyet ediyor, Bediüzzaman” sözlerini de sarfetti.
18 MADDELİK PROJE
Medresetüzzehra ile ilgili çalışmalarını ve projesinin amacını da aktaran Yüksel, şu cümleleri aktardı:
“Bölgenin şu andaki şartları çok ağır. Bölgede bu manada yetersiz çabalar var. Oradaki mevcut medreselerden yola çıkarak Bediüzzaman’ın projesini günümüz şartlarında nasıl gerçekleştirebilirize yönelik bazı çalışmalar yaptım. Ancak yörenin bu şartları içerisinde nasıl gerçekleşir, bilemiyorum. Bu konuda en azından bazı çalışmalar da yaptım ve 18 maddelik bir proje önerdim; sosyal Bilimler takviyeli, dini ilimler merkezli ve 5 dilin olduğu... Bediüzzaman 3 dil söylüyor. Farsça ve İngilizce’nin de bugünün şartlarında katılmasını teklif ediyorum. Sadece Edremit’te değil, oradaki diğer medreselerinde de aynı müfredat aynı program uygulanarak bu şekil bir sistemle yaygınlaştırılması amacımız. Orada 10 medresenin üzerinde böyle bir uygulamanın yapılması hatta daha sonra Türkiye’nin çeşitli yerlerine yaygınlaştırılması var.”
Habibe IŞIK, foto: Erhan Akkaya - Yeni Asya
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.