Mehdisi ve Süfyanı ile dehşetli bir asır

Öyle bir asırda yaşıyoruz ki.
Bu asır geçmiş tüm asırların toplamına eşit.
Günahıyla eşit.
Sevabıyla, hayır ve hasenatıyla eşit.
Şiddetiyle eşit.
Terörüyle, fitne fesadıyla eşit.
Nemrudu ve şeddadı ile süfyan ve deccalı ile eşit.
Planı programı, Kozmik odasıyla, Ergenekon’u ile ve daha birçok gizli aşikâr oyunları ile geçmiş asırlara fark atar.
Terazinin bir kefesine bu asrın dehşetli günahlarını koyun, diğer kefesine tüm asırların günahlarını koyun inanın bu asır ağır basar.

"Kurun-u ûlanın (geçmiş yüksek asırların) mecmû vahşetini, bu medeniyet bir defada kustu!” (Tarihçe-i Hayat Sh.119)

O kadar ki, bu asırda işlenen bazı günahların geçmişte ismi konmamış. Çünkü, geçmişte böyle günahlar işlenmiyordu.

Öyle bir asır ki, günahın miktarını hesap etmek bu günkü teknolojiye rağmen mümkün olmuyor.

Geçmiş tüm asırlarda tüm mahlûkat bu asrın dehşetinden şikâyet etmiş.

Geçmişte yapılan duaların en can alıcısı, “Allah’ım ahir zamanın fitnesinden bizleri koru” imiş.

Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri ki, bu aynı zamanda İbrahim Sûresindeki ayetin genişletilmiş bir tefsiridir. "O bedbahtlar, bazı ehl-i imanın (imanları beraber olduğu halde) ve bir kısım ehl-i ilmin (âhireti tam bildikleri halde) onlara iltihak delâletiyle, bilerek ve severek hayat-ı dünyeviyeyi dine ve âhirete, yani elması elmas tanıdığı ve bulduğu halde beş paralık şişeyi ona tercih etmek gibi sefahet-i hayatı, dinî hissiyata muannidâne tercih edip dinsizlikle iftihar ederler." (Şualar 1. Şua sh. 624) sözünü naklettikten sonra “Bu cümlenin bu asra bir hususiyeti var. Çünkü hiçbir asır böyle bir tarzı göstermemiş.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi Sh. 98) diyerek bu asrın dehşetini bu şekilde, bir ayet göstererek dile getirmiştir.

Yine bu asrın bela ve musibetinin hangi boyutlarda olduğunu gösteren şu ifadesi de bu asrı tarif etmeye yetmektedir: “Bu zamanlarda öyle günahlar, zulümler oluyor ki, rahmet istemeye yüzümüz kalmıyor,” (Emirdağ L.Sh.32)

“Âhirzamanda bir şahsın hatiât ve günahlarının gayet dehşetli bir yekûn teşkil ettiğine dair rivayetler vardır” (Kastamonu L. Sh. 46) ifadesi de yine bu iddiamıza ışık tutuyor.

Öyle bir asırda yaşıyoruz ki, hangi birini sayalım saymakla bitiremeyeceğimiz kadar hadise var.

İslam’lar içine atılan bid’aların, seyyielerin haddi hesabı yok. Öyle fitneler oluyor ki, yapılan günahtan çok günahı engelleyememenin verdiği ızdıraptan çekiyoruz. İnsanlar dünyayı ahirete tercih hususunda bu kadar mı istekli olur? Bu kadar mı nefsine zulmeder?

İslami birçok konuda her gün yalan yanlış fetvalar veriliyor. İslam içine her gün yeni fitneler sokuluyor. Türkçe ibadet yapılabileceğinden, tavuktan kurban kesilmesine kadar bir sürü semavi olmayan içtihatlar piyasada fink atıyor.

Böyle bir asırda yaşamanın hayli riskli yönleri ile beraber. Birçok güzel taraflarının olduğunu da unutmamak gerek.

Bu asır geçmiş asırlara sadece günahı ve kötülüğü ile şerri ile eşit değil. Sevabıyla, hayır ve hasenatıyla, güzellikleri ile de eşittir.

Bir başka ifade ile bu asır; İsa (as)’ı ile, mehdisiyle, hocasıyla, alimiyle, şeyhi ile evliyasıyla da önemli.

Bu asırda yapılan hayır ve hasenatlar da katlanarak gidiyor. Bir günde bir milyon sevap kazanmak mümkün…

Özellikle İman Kur’an hizmetinde olanların kazanacakları sevabın haddi hesabı olmaz.

Bakın Bediüzzaman Hazretleri nasıl tarif ediyor.

“Nur şakirtleri gibi pek az zahmetle pek çok kıymettar hizmet ve pek çok mânevî kazanç elde edenler tarihlerde görülmüyor. Ağır şerait altında bazan bir saat nöbet bir sene ibadet hükmüne geçtiği misilli, inşaallah Nurcuların hizmet-i imaniye ve Kur'âniyedeki saatleri yüzer saat hükmünde hayırlar kazandırır. (E. L. Sh. 262)

Bir de bu asırda yapılan ibadetlerin ehemmiyeti büyüktür. Özellikle şirket-i maneviye adı altında yapılan hizmetler, ibadetler, dualar, sevaplar şirket ortaklarının amel defterlerini doldurup taşırmaktadır.

Hem bu zamanda “az bir amel-i salih, bu ağır şerait içinde çok hükmündedir.” (K. L. Sh. 110)

Hem, “Farzları yapan, kebîreleri işlemeyen kurtulur.” (T. H. Sh. 265) diyor Bediüzzaman Hazretleri bu da bu asır insanına büyük bir müjde hükmündedir.

Yine “Şirket-i mâneviye sırrıyla, inşaallah herbiriniz kırk bin dille tesbih eden bazı melekler gibi, kırk bin lisanla bu kıymettar gecede ve sevabı çok bu çilehanede ibadet ve dualar edeceksiniz” (Şualar 429) diyerek bu asrın dehşetini izale noktasında büyük fırsatlarla dolu olduğuna dikkat çekilmektedir.

Hulasa, dehşetli iki ırmak akıp duruyor. Biri cennete diğeri cehenneme dolmak üzere hayli yüklü bir şekilde akıyor. Kandil geceleri cennet nehrinin taştığı anlardan biridir. Nice kandillere, hepinizin kandili mübarek olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
20 Yorum