Eyüp OTMAN
Mehmet Birinci Ağabey
Takvâ’nın şâhikası O’nda temerküz etmiş,
Kabz-ı ervâh’ta bile, namaz… diyerek gitmiş.
Namaza önem verir, zamanında kılardı,
Derîn bir huşû’ ile, o huzura dalardı.
Üstad’a ilk suali: “Ta’dil-i erkân” oldu;
Karşısında mütebessim, Aziz bir Üstad buldu.
Öptü Üstad alnından, hizmete alıverdi,
Mevcut Ağbeyler gibi, bir makam veriverdi.
Hâlis bir niyet ile, hizmete tâlip oldu,
Allah nasip eyledi, Nurlu hizmeti buldu.
Nerde neşir hizmeti, varsa; O’nun himmeti,
Ankara, İnebolu; İstanbul’da gayreti.
Atıf Ural’a müzahir; Sözler’dir ilk basılan,
Sikke-i Tasdik-i Gaybî; Hüsn-i hâtime bulan.
Ankara’da Maznûn, yatar hapishanede,
Annesi yargılanır, Ağır Cezada; Rize’de.
Şeriat getirecek yetmiş yaşında kadın,
Köylülerin dilinde: “Cennet böceği hatun.”
Evlâdının gittiği yola revan olmuştur,
Biricik evlâdını Nura feda kılmıştır:
“Âhrette beraberiz, şimdi koş hizmetine,
Sığın Koca Üstadın, bitmeyen himmetine.”
Evrâda ve ezkâra, ehemmiyet verirdi,
Her zaman, titiz ve temiz, çok güzel giyinirdi.
Şairdi; Üstadını ve Nurları yazardı,
Boşa geçen zamana, inanın çok kızardı.
Başı açık namaza, hiç de ta’vîzi yoktu,
Çok şükür, çok kişinin, cebine takke soktu.
Sağlığında sol omzum, sağ yumruğun yemişti,
“Bizler dahi haklıyız, sus; keçeli” demişti.
Üç Mehmed’ler içinden BİRİNCİ göçüp gitti,
Nur deryası içinde, bir inci döküp gitti.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.