Deizm'e Nursal Bir Eleştiri

Temsilde hata olmaz demişler. Bir monarşide yaşadığımızı varsayalım. Kudretli ve hakim bir padişahın hüküm sürdüğü bu ülkede bir gün bir adam çıksın. Daha önce duyulmamış argümanlarla padişahın güzelliklerini anlatsın, ne kadar adil, ne kadar şefkatli, ne kadar kudretli olduğunu bulduğu her fırsatta tüm halka ilan etsin. Başta fazla tanınmıyor iken muhaliflerden gördüğü işkenceler onu yolundan çeviremesin. Ve bir süre sonra ülkenin çoğu padişahı onun şiirleriyle meth etsin, onun argümanlarıyla savunsun, hatta bu adamın sözlerini dinleyenler canından vazgeçecek derecede padişaha bağlılık göstersin. Bu adam ayrıca padişahla görüştüğünü söyleyip kimsenin bilemeyeceği ayrıntılar versin. Devlet tarafından işlerinin kolaylaştırıldığını gösteren emareler de olsun.

Böyle bir durumda padişahla adamı bir arada gösteren bir fotoğraf karesi görmemiş olsak bile bu adamın padişahla gerçekten görüşmüş, yakinen tanımış bir hizmetkarı olduğu konusunda hiçbir şüphemiz olmaması gerekir. Çünkü padişah kendisi üzerinden yalanlarla böyle bir güç devşirilmesine müsaade etmezdi. Ama bu adam bırakın engellenmeyi adeta gaybi yardımlar görüyor.

Risale-i Nur'da birçok yerde geçen bir argümanı hikayeleştirmeye çalıştık bu yazının başında. Mana olarak da anladığım kadarıyla özetlersem: Bu kâinatta görülen bunca sanatları en iyi şekilde yorumlayan kişi, ilmi ilahi olana basamak yapan kişi Hz. Muhammed 'dir (sav). Bin yıldan fazladır insanların önemli bir kısmını yaratıcıya ulaştıran kişi de O'dur. İlahi aşk meşalesinin taşıyıcıları olan tasavvuf kahramanlarının öğretmeni de O'dur. Bu kâinatın yaratıcısı hiç bu insan ile bağsız olabilir mi?

Argümanımızın yaratıcı hakkında konuşup başarıya ulaşmış herkese meşruiyet verdiği eleştirisi yapılabilir. Ama burada biz nitelik ve nicelik açısından bir ayrıma gidiyoruz. Teşbihte hata olmasın cumhurbaşkanı mahalle kahvesinde kendi hakkında bir şeyler uyduran birine haberdar olsa bile kayıtsız kalabilir. Ama ana akım medyada aynısını yapan birine kayıtsız kalmayacağı açıktır. Hem nitelik olarak da Hz. Muhammed'in getirdiği İlah tanımı aralarında ufak tartışmalar olsa da İbn-i Sina'dan Bediüzzaman'a bir çok dahiyi tatmin etmiştir.

Elbetteki ayrıntılara inildiğinde İslamın hükümleri veya Hz. Peygamberin yaşantısıyla ilgili insanların kafasını karıştıran şeyler olabilir. Bunlar hakkında tek tek burada tartışmaya girmek boyumuzu aşar. Ama Yaratıcı'yı kabul edip Hz. Muhammed (sav) başta olmak üzere din olgusunu tamamen inkar etmek mantıksal sorunlar taşıyor. Çünkü bir insan ateizm dururken deizm'i tercih etmişse herhalde kâinattaki düzeni anlamlandırma konusundaki isteği sebebiyledir. Kâinattaki düzeni Yaratıcı bir kudret ve hikmet ile açıklayan bir insanın kâinatın meyvesi olan insanın varlığını anlamsız bırakan bir inanç sergilemesi tutarlı görünmüyor.

Şimdilik bu kadar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.